|
| | Sihirli Yaratık Alımları. | |
|
+75Eleutherios Vepritskiy Andreina Barries Solaine Lycoris Karina García Dolores Merlin Alberto Peppi Frideswide Aurangzev Thetis Perseus Richard Chancellor Jr. Arabella Rudolphus Edward Clarke Johannes Baenre Arya Ravensdale Kratos Txarra Oracle Jozsef Pásztor Marishka Nicolai Voslov Valentine Marquesa Caiaphas Ivy Litvinenko Arya Djenovic Florian Nathan Charious Vicente del Bosque Dr. Dulcamara Concétta Roischez Leoxry X. Buzz Shae Cotillard Jacques Bourbon Magdalene James Reese Parker Fea Morrígan Andrzej F. Mieszko Gabriel Neithan Eireen Egan Faina Praskovya Vålkyrie Sileas Genevieve Qui Pade Kistler Orpheus Larissa Svetlana Luljeta Lisbeth Windsor Francis Macario Graham lleana Mıhaı Audel Gilford Eugen Dwayne Russell Josie Moirin Nienna Elenasse Gustav Ionel Chloë Cloutier Aya Ienari Nathan Depardieu Valdimarr O'Doll Marilou Sláine Obelia Aedon Lucy Carrigan Dryas Dereanu Adelphe Ida Rigola Bella Brutto Maxim Querta Josie Diederich Jaden Ecuyér Florence Jourdain Nina Lizzie Géroux Adrasteia Quiwen Lyssa Faith Morpheus Nymeria Hook Flynn Chadwick Darja Romanova Bjørn Devereaux 79 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
Bjørn Devereaux Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1279 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Meta.
| Konu: Sihirli Yaratık Alımları. Paz Ocak 29, 2012 1:49 pm | |
| Sihirli Yaratıklardan biri olmak isteyen üyelerimizin aşağıdaki formu eksiksiz doldurmaları yeterli olacaktır.
Ad ve Soyad: Yaş: İstenilen Tür: RP Örneği:
Sihirli Yaratıklar: Hayalet. Evcini. At Adam. Kurtadam. Vampir. Sgiathin. Visientia. | |
| | | Darja Romanova Vampir
Mesaj Sayısı : 2 Kan Durumu : -
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Paz Ocak 29, 2012 7:35 pm | |
| Darja Romanova, 23. Vampir.
- Spoiler:
Genelde rüya görmezdi Darja, uyuduğu zaman derin, karanlık bir okyanusa gömülür hiçliğin orta yerinde kaybolur giderdi. Uyanana dek hiç kimsenin ulaşamadığı bir yerlerde saklanır, gözlerini yumduğu andan itibaren kendisiyle baş başaymış gibi hissederdi. Fakat bu sabah yalnızlığını biriyle hatta birileriyle paylaşırken bulmuştu kendini, içine doğru çekildiği rüya –ki rüya denemeyecek kadar karanlıktı– ender olarak gördüklerinden bile farklıydı. Darja kâbus görüyordu, yıllar sonra öyle beklenmedik bir olaydı ki bu uykusunda bile durumu kavramakta zorlanmıştı, en sonunda ise karşısındaki şeye yenik düşerek geçmişe dönük bir ziyarette bulunmak zorunda kalmıştı. On yedinci yüzyılın sonları ve on sekizin de başlarındaydı şimdi, dönüştürüldüğü güne ait hatıraları her zamanki netliğindeydi ve işte şimdi her şeyi en ince ayrıntısına kadar yeniden yaşıyordu. Zihni uzun zamandır unutmak için çırpındığı mazisini gözleri önüne getirerek geçmişten kaçamayacağını Darja’ya anlatmak için son bir kez oyun oynuyordu sanki.
Rusya’nın ücra köşelerindeki köylerden birinde yaşayan Romanov ailesi savaşın eşiğinde olduklarını bile bile hiçbir hazırlık yapmayarak günü geldiğinde iki çocukları dışındaki tüm aile fertlerinin ölümüne sebep olmuştu. Kurtulmayı başarabilen çocuklardan biri Darja’ydı, diğeri ise Dante’den başkası değildi, tabii onlarınkine kurtulmak denilebilirse. İkisi de köy basıldığı sırada birlikte, evlerindeydiler ve kardeşlerin tek beklentileri dışarıdaki fırtınanın dinip etrafın sessizleşmesiydi. Tüm o haykırışlar ve bağırışlardan sonra Darja’nın pencereden bakmaya dahi cesareti kalmamış, öylece olduğu yere çöküp ellerini kulaklarına bastırmıştı. Gözlerini ise sıkıca yummuştu hem bulunduğu yerden soyutlanmak istercesine hem de sicim gibi akan gözyaşlarını tutabilirmişçesine. Derken omzunda hissettiği güven verici ellerin sahibine doğru bakabilmişti o kargaşanın içinde, Dante odanın öteki ucundan kız kardeşinin yanına gelmiş ve genç kızı sarılarak teselli etmiş, her şeyin geçeceğine dair bir şeyler mırıldanmıştı. Darja duyduklarına inanmak istiyor, ertesi gün yapacaklarını düşünmeye çalışıyordu, ta ki kapı ardına kadar açılıp içeri giren askeri görene dek. Daha sonrası ise belki de gerçekten hatırlamak istemediği için hatıraları arasında kaybolmuştu, tek anımsayabildiği Dante ile kendisinin önüne atlayan annesinin kulakları dolduran tiz çığlığı ve kadının üzerine kapanan bir çift sivri dişti.
Derken Darja soluk soluğa gözlerini açıp içeriden kilitlemiş olduğu tabutun kapağını sertçe açtı, düşüncelerini küçük bir kutuda toplayıp onları yok etmek, o çığlığı hafızasından sonsuza dek silmek istiyordu. Yıllar sonra bu anıların birden bire canlanması nedendi? Her şey gayet sıradan ve sorunsuz giderken kaçmak istediği geçmişine takılıp yerle bir olmasının sebebi neydi? Hissettiği tedirginlik ve panik açlığını bastırmış, yeryüzünden kâbusu dışındaki her şeyi silmişti sanki. Arkasında bıraktığı kapalı tabuta kısaca bir göz atıp evin alt katından kendini gecenin karanlığına bırakıverdi. Geri döndüğünde Dante ile ilgilenebilirdi, zaten yorgun olarak uyanacaktı ve Darja olmadan beslenemez dolayısıyla da dışarı çıkamazdı. Genç vampir kardeşini bir kenara bırakarak az önceki hikâyenin devamını hatırlamak için kendini zorladı. Korkudan bayıldığını hatta o dişleri hayal ettiğini düşünerek ürkekçe açmıştı gözlerini yeni ve sonsuz hayatına. Hiçbir şey bilmeden, insanların arasına karışamadan yıllarca dünyayı dolaşmıştı Dante ile. Onları dönüştüren vampire hem hayatını borçlu olduğunu düşünüyor hem de onu ailesinden kopardığını bilerek kin güdüyordu. Ne yapacağını bilemez hâlde evin avlusunda dönüp dururken gözlerini ay ışığıyla yıkanan eve çevirdi. Uzun zamandır burada yaşıyor ve neredeyse Dante’den başka hiç kimseyle konuşmuyordu. Bu asosyalliğinin sebebini sorgulamak yerine düşünceleri istemsizce kardeşinin üzerinde toplanıyordu, kaşları hafifçe çatılırken içinde daha önce hiç hissetmediği bir sıcaklığın büyüyerek tüm vücuduna yayıldığını hissedebiliyordu. Endişeyle kırışan alnı olabilecekleri hızla düşündüğünün kanıtıydı, aklından geçenleri hiç kimseyle paylaşamazdı, buna cesareti yoktu. Sırf şu an içinde bulunduğu ruh hâli sebebiyle ona tutunuyordu, yoksa bunlar oldukça anlamsız duygulardı. Silkinip kendine gelmek istercesine kırmızı bir lastikle tutturduğu saçlarını özgür kılarak bahçe kapısına yöneldi, küçük adımlarla ilerliyor nereye gidebileceğini düşünürken kendi kendine zaman kazandırıyordu. Geçenlerde neon tabelasına aldanıp içeri girme gafletine düştüğü o uyduruk barlardan birine gitmeyecekti, eğlence arıyordu ve onu Çatlak Kazan gibi yerlerde bulamayacağından da adı gibi emindi. Bu yüzden dudakları keyifli bir gülümsemeyle kıvrılırken Knockturn’e doğru yola çıktı.
Sonunda dikkatini çekebilecek nitelikte bir mekâna geldiğini düşünerek kendini içeri attı, yalnız kalabileceği küçük bir masa arayarak loş ışıkta ilerliyor, önüne çıkanları itip kakmaktan da kendini alamıyordu. İçerideki yoğun insan kanıyla bile sarhoş olabilirdi yine de dudaklarını sıkıca birbirine bastırarak dişlerinin dışarı çıkmasını engellemeye çalıştı, dönüştürüldüğünden beri herhangi bir “insan”dan beslenmeyi denememiş yalnızca ihtiyacı olduğu kadarını Dante’den alarak yaşamını sürdürmüştü. Bir şikâyeti yoktu, bu daha biraz önce kâbusunda konuk olduğu o ormanda aldıkları bir karardı. Elindeki bardakla oyalanırken aldığı büyük yudumlar hafiften etkisini göstermeye başlamıştı, saati yanında olmadığından burada ne kadar vakit öldürdüğü hakkında hiçbir fikri yoktu, yüzüne özenle yerleştirdiği o çekici gülümsemesini takınarak oturduğu uzun bar sandalyesinden inip çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Üzerine oturan, deri ceketini elinde taşımaktansa üzerine geçirmeyi tercih ederek soğuk havayı ciğerlerine doldurdu, gecenin en sevdiği saatlerinde tek başına eve dönüyordu şimdi. Cadde boyunca kulaklarını dolduran, uzun topuklarının taş zeminde bıraktığı tok ses artık son derece sinir bozucu geliyordu, yine de bu gece kendini rahatlatıp zihnini boşaltabildiği için mutluydu. Tam köşeyi dönüyordu ki keskin duyularının algıladığı koku onu bir an için irkiltti, öyle tanıdıktı ki imkân veremediği hâlde gerçekliğinin farkındaydı. Kokunun geldiği yöne doğru ilerleyince gözlerinin önüne serilen manzara üzerinde ikinci bir şok etkisi yaratmıştı. Gördüklerini inkâr etmek istiyor, biraz önce düşündüğü şeylerdeki çarpıklığı şimdi kendi kendine kabullenebiliyordu. Yine de bu inanmak istemediği gerçeğini değiştirmiyordu, kardeşinin dudaklarından dökülen kelimeler de endişesini ele veriyor, Darja onun kendisini savunma içgüdüsüyle tedirginliği arasındaki mücadeleyi neredeyse gözleriyle görebiliyordu. “Yıllar sonra. Hatta yüzyıllar sonra bu gece. Neden?” sesinin kırık dökük çıkmasına aldırmadan devam etmek istedi, fakat sözcükleri dile getiremiyordu çünkü aslında nasıl bir tepki vermesi gerektiğini bilemeyecek kadar şaşkındı.
| |
| | | Flynn Chadwick
Mesaj Sayısı : 327 Kan Durumu : Melez. Rp Partneri : Dead Girl. Özel Yetenek : Çatalağız. Yaş : 29
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Paz Ocak 29, 2012 7:38 pm | |
| Kabul edildi, rütbeniz veriliyor. | |
| | | Nymeria Hook Vampir
Mesaj Sayısı : 2 Kan Durumu : saf galiba.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Ocak 31, 2012 5:56 pm | |
| Nymeria Hook, 24, Vampir.- Rp:
"Dur, bekle Darcy!" Devasa lunapark arazisinde koşan kızıl saçlı kızın gözleri küçük kardeşini aramaktaydı. Bir yandan koşuyor, bir yandan da annesinin lunaparka neden onu gönderdiğini anladığını düşünüyordu. Darcy lunaparktaki oyuncakları görünce tabiri caizse çıldırmış, normalde olduğundan on kat daha yaramazlaşmıştı. Despiona ne zaman dinlenmek için bir banka kendini atsa Darcy tepesinde dikiliyor, tehlikeli bir heyecanla binmek istediği oyuncakları ablasına gösteriyordu.
Küçük kız sonunda gitmek istediği yere ulaşınca "Haydi Dessy, çok yavaşsın!" dedi ablasına doğru kahkahalar eşliğinde. Sonra arkasına döndü ve önünde duran devasa dönme dolaba şefkatle baktı. Önünde bir sürü insan vardı, hepsi de binmek için bekliyorlardı. Ablası yanına ulaştığında zorla Despiona'nın elini tutmaya ikna oldu ve beklemeye başladılar. Bu sırada Despiona huzursuz nefesler alıp veriyor, başka bir yerde olmayı diliyordu. Birkaç dakika sırada durdular. Arkalarına iki kişi daha geldi. Uzaktan görevlinin uykulu sesi duyuldu. Dönme dolap açılmıştı. Sıra yavaş yavaş onlara geldiğinde görevli aynı uykulu sesle "Lütfen vagondan aşağı sarkmayın." dedi ve onları içeri aldı. Onları taşıyacak olan çürük yumurta renkli vagona bindiler. Dönme dolap hareket etmeye başlayınca Darcy neşeli bir kahkaha attı. Yavaş yavaş yükseldiler. Hatrı sayılır bir yüksekliğe ulaştıklarında Despiona önlerinde uzanan gölü fark etti. Su, uyuyan bir insan misali dingin; bir bakire misali duru gözüküyordu. O kadar dinlendirici bir manzaraydı ki, Despiona gözlerini alamadı. Bu sırada Darcy öbür tarafta hoplayıp zıplıyor, heyecanla aşağı bakıyordu. Birden "Annem ve babama el sallayacağım! Belki evden beni görürler!" diye bağırdı. Buna karşılık Despiona'dan "Evet, tabii." benzeri bir inilti çıktı. Gözleri hala kardeşinde değildi. Hipnotize olmuş şekilde göle bakıyordu. O dakikadan sonrasını izleyen olaylar Despiona başını çevirip kardeşine bakmadığı için olmuştu. Hala yüksekteydiler. Belki de dönmedolapla ulaşabilecekleri en yüksek noktada...
"Size daha kaç kez söyleyeceğim? Düştüğü sırada Darcy'ye bakmıyordum. Bu yüzden oldu ya!" Despiona belki beşinci kez evlerine gelen polis memuruna aynı şeyi söylüyordu. Polis memuru sorgusunun bittiğini söylediğinde hışımla salondan ayrılıp odasına gitti. Kapıyı hızla kapattı, ardından kilitledi. Sonra gidip yatağına oturdu. Darcy öleli üç gün olmuştu. Yarın cenazesi yapılacaktı, zavallı kızdan geriye kalanları toprağa vereceklerdi. Kardeşinin kendi ihmalkarlığı yüzünden öldüğü bir gerçekti, Despiona bunu anlıyordu. Ama düştüğü yükseklik öldürücü değildi ki. diye düşündü. O yükseklikten düşen insanın en fazla bacakları kırılır, o kadar. İçini kaplayan hüzün üç kat artmıştı şimdi. Yataktan kalktı ve yavaş adımlarla komodinine doğru yürüdü ve üstünde duran kar küresini aldı. Gülümsedi ve kürenin içine daha yakından bakabilmek için kendisine yaklaştırdı. İçinde bir kutup ayısı vardı. Çok sevimliydi. Bir atkı takıyordu. Mavi ve altın renkli çizgili bir atkı. Kafasında da ona uyumlu çizgili bir şapka vardı. Neşeyle elini kaldırmıştı ayıcık. Despiona küreyi sallamaya başladığında yerdeki kar efektleri havalandı ve ayıcığın etrafına doluştu. Despiona istemsiz olarak neşesiz bir kahkaha attı bunu görünce. Zira bu küre, Darcy'ye yılbaşı hediyesi olarak alınmıştı. Ağustos ayında iki kardeş tartışmış, sonra Darcy haksız olduğuna karar verip küreyi ablasına hediye etmişti.
Günler geçiyordu. Küçük Darcy'nin cenazesinin üstünden bir hafta geçmişti. Otopsi raporu sonucunda kızın yükseklik yüzünden ölmediği ortaya çıktı. Düşerken başını demirlerden birine aşırı sert derecede çarpmış, bu da onun anında ölümüne sebep olmuştu. Despiona'nın annesi ve babası kızlarını rahat ettirmek için Darcy'i unutmuş gibi davranıyorlardı. Onların çabalarına rağmen Despiona unutmuyordu, unutamıyordu. Her gece o anı tekrar tekrar yaşıyordu. Doğaüstü biçimde hiptonize olmuş gibi göle bakışı, Darcy'nin kulaklarına giderek uzaklaşan çığlığı, ardından o sesler. Evet, iki tane. Bir tanesi Darcy kafasını çarparken çıkan ses - ki bu noktada kız zaten ölmüştü. - sonra da cansız bedeninin yerle buluştuğunda çıkan ses. Ardından kalabalığın çığlıkları. Dönme dolap durunca inen Despiona'nın dizlerinin bağı çözülür gibi olmuştu. Hatırlıyordu. Bu his hiçbir hisse benzemiyordu. Zira aynı anda hem midesi bulanıyor hem kendine kızıyor hem de kardeşine üzülüyordu.
Despiona her gece aynı hissi duyuyordu. Her gece karnı kasılıyor, kalp atışı hızlanıyor, uykusunda ağlıyordu. Anne ve babası çaresiz durumdalardı. Kendilerini Despiona'nın durumuyla o kadar yakından ilgilenmek zorunda hissediyorlardı ki, kızlarının yasını doğru dürüst tutamamışlardı. Ailesinin çabası Despiona'ya daha çok acı veriyordu. Bir gün, evden çıkıp tek başına biraz dolaşma kararı aldı. Oturdukları sitede dolaşacaktı. Biraz temiz hava alacak, rahatlayacaktı. Ceketini ve ayakkabılarını geçirdi ve apartman merdivenlerinden inip girişe ulaştı. Kapıyı güçlükle açtı ve kendini dışarı attı. Biraz ilerledikten sonra kaldırımda bir kedi durduğunu gördü. Hayvanlara olan sevgisinden, durup biraz seyretti onu. Bakmaya başladığı anda hayvan da Despiona'ya bakmaya başladı. Ürperen kız, hızlı adımlarla oradan uzaklaştı ve amaçsızca yürümeye devam etti.
Yürüyüşünü havanın kararmaya başladığını görünce noktalama gereği duydu ve eve yöneldi. Vardığında, apartmanın önündeki merdivenlerde yine aynı kedinin durmakta olduğunu gördü. Aynı sahne tekrarlanıyordu. Kediye bakmaya başladığında kedi de kafasını çevirip anlamsız bakışlarla ona bakıyordu. Bu sefer daha uzun bakabildi kediye Despiona. Bu yüzden kedide bir şeyler görür gibi oldu. Tanıdık bir şeyler...
Eve geldiğinde ailesi ona yürüyüşünün nasıl geçtiğini sordu. Beni takip eden bir kedi dışında iyiydi diye düşünüdü Despiona, ama soruya sesli olarak yanıt vermedi. Günün geri kalan kısmı rutin geçti. Ailecek televizyon karşısında meyve yediler, Despiona biraz kitap okudu. Ardından uykusunun geldiğini fark etti ve odasına yöneldi. Oraya ulaştığında dolabını açtı ve içinden vişne çürüğü pijamalarını seçti...
Ertesi gün Despiona'nın babası garajda arabayı yıkayacağını ilan etti. Ve kızını da yanında istiyordu. Despiona biraz istekli görünmeye çalışarak kabul etti isteği. Öğle vakti babasıyla garaja girdiler. Bay Witherfield hortumu aldı ve hemen işe koyuldu. Garaj kapıları açıktı. Despiona dışarı bakmaya başladı. Hiçbir şey anormal gözükmüyordu. Birkaç dakika sonra sıkılıp babasına dönmek üzereydi ki, onlara doğru yaklaşan küçük bir karaltı gördü. Evet, doğru tahmin ettiniz. Despiona'yı yürüyüşü sırasında takip eden kedi, şimdi yavaş adımlarla garaja doğru yürüyordu. Kedi iyice yaklaşınca Despiona babasını dürttü ve kediyi gösterdi. Ona yürüyüşünde iki kez o kediye rastladığını da söyledi. Babası ise bu duruma tamamen kayıtsız kaldı. Bu sırada kedi garajın içine girmiş, bir köşede oturuyordu. Despiona ürkek adımlarla kediye yaklaştı. Elini ağır bir şekilde kaldırdı ve kediyi okşamak için hamle yaptı. Kedi ise bundan memnun gözüküyordu. Despiona'nın kendisini okşamasına izin verdi. Kız onu okşarken, kediyi en son gördüğünde ona tanıdık gelen şeyi bulduğunu anladı. Gözleri... Tıpkı Darcy'nin gözleri gibi yeşildi. Bu, Despiona'nın kediye olan sempatisini artırdı.
Kedi birkaç gün daha yanlarına gelmeye başlayınca Witherfield ailesi kediyi beslemeye karar verdi. Kedi onlarla durdukça Despiona, kedinin Darcy'e çok benzediğini gördü. Darcy eğer bir kedi olsaydı, aynen buna benzerdi diye düşünüyordu.
| |
| | | Bjørn Devereaux Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1279 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Meta.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Ocak 31, 2012 6:00 pm | |
| Başvurunuz onaylanmıştır. Rütbeniz veriliyor. | |
| | | Lyssa Faith Morpheus Vampir
Mesaj Sayısı : 3 Kan Durumu : .
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Çarş. Şub. 01, 2012 9:21 am | |
| Lyssa Faith Morpheus, 18. Vampir- Spoiler:
Karlarla kaplanmış mezarlık son gelişimdeki havasını fazlasıyla değiştirmişti, kızıllığı silip bembeyaz bir örtü örtmüştü bütün o griliğe bırakılmış bedenlerin üzerine. Beyaz örtü kendisini bozabilecek her şeye karşı duruyor ve masum mücadelesini veriyordu. Minik kar taneleri siyah kadife pelerinimin üzerine nazikçe iniyor ve sanki beni de bu anıların bırakıldığı yere ait hissettirmeye uğraşıyorlardı. Sonbahar gideli birkaç ay geçmişti… Ama benim sonbaharımın üzerinde… Yıllar geçmişti… Uzun yıllar… Kime göre mi? İnsanlara ve bu dünyaya göre. Yaşamlarını ve her aldıkları nefesi bu dünyaya bağdaştıran canlılara göre ve o uzun yılları ben geçirmiştim… Nefes almaktan yoksun olarak. Soğuk hava yüzümde geziniyordu, beni hissedemezsin dermişçesine ama hissediyordum, hepsini, her şeyi fazlasıyla hissediyordum. Kar taneleri siyah şapkamın üzerini örtmüşlerdi, burada geçirdiğim her fazladan an beni burada bırakacak ve buraya gömecekti. Bunun farkında olarak fazla kalmayı seçemezdim, en azından şimdilik… Ah, hayır seçemezdim böyle bir keyfim yoktu. Aslında vardı ama bunu sadece kendim biliyordum ve bu büyük bir zevk veriyordu bana. İnsanlar veya başka… Konuşan varlıklar karşında çok bilmişlik yaparken bir şey bilmediklerini konuşmadan yüzlerine vurmak ve bunu hissedebilmek... İşte bu güzel olandı ve harika bir histi, asla vazgeçemediğim; işte yürüyordum mezarların içinden, arasından kim ne yapabilirdi ki? Burada ne vardı derin sessizlikten başka, kim çocuksu korkuları dışında inanırdı burada bir şeyler olabileceğine ? Kim inanırdı ? Ben inanırdım, çünkü vardı. Her derin sessizliğin içinde, görebilmek için oraya girebilmek gerekirdi sadece.
Yüzlerce anıtla çevirili hoş bir mezarlıktı burası, birçok mezarlık görmüştüm, neden bilmesem de ilgimi çeken yerlerdi mezarlıklar. Belki de bu yüzdendir kaldığım yerlere birkaç tabut ve güzel bedenler bırakmak, arındırılmış olarak. Vücudumda sıcaklığa dair hiç bir şey yokken soğuğun gene de yanaklarıma bıraktığı his karşısında siyah kadife eldivenlerimle kapatılmış ellerimi yanaklarıma yaklaştırdım, kadife hissi… Bunu kendimi bildim bileli severdim, tenime benzerdi. Sadece çıkan buharı görmek istediğim için derin bir nefes verdim havaya, sisleri hatırlatsın diye, şu an buradaki tek eksik sisti çünkü ama mezarlık sis olmadan da ayarlamıştı hoş bir kasvet havası. “Ağaçların altında yürümek, kar yağarken hafiften…” duyduğum melodik bir ses burada ne işim olduğunu anımsattı bana tekrar gereksizde olsa. İşlerimi unutmazdım.
- Yıllar sonra seni tekrar burada görmek ne kadar da… Farklı.
dedim karşımda duran uzun siyah saçlı adama, kafasındaki şapka her zaman orada olurdu ve uzun saçları dökülürdü omuzlarına. Değişmemiş miydi? Bu düşünceyle fark ettirmemeye çalışarak buz mavisi gözlerimi yüzüne yöneltmiştim. Yeşil gözleri her zamanki zeki ve alışılmış bakışlarıyla bana bakıyordu, yıllar önce olduğu gibi. “Evet, seni de görmek gerçekten hoş Helena” Tanrım, bu sesi bu varlığa vermek için çok uğraşmış mıydın? Kendine gel diye geçirdim içimden, ne olursa olsun amacımı unutmamalıydım. Yıllar önce olduğu gibi duruyordu masumca karşımda, bu masumluğa uzun zamandır takılmıştım, neredeydin seni görmek istediğim zaman… Neredeydin… “Buraya neden geldiğini biliyorsun, bilmesen gelmeyeceğini de biliyoruz zaten. Peki, şimdi izninle bir şey söylesem.” Bu bir soru değildi, pek soru sormazdı Victor ama eğer bir şeyler söylemezsem sessizliğini sonsuza dek koruyabilirdi.
-Seni dinliyorum.
Bakışlarımı onun üzerinde tutmamaya çalışarak ki bu fazla zordu ve içimden gelmiyordu şu an zora direnmek. “Buraya seni sadece görmek istediğim için çağırmış olduğumu söylesem, değişen bir şey olur mu?” Donup kalmıştım işte bu kelimeler zihnim tarafından algılandıkları an ve bu dünya zamanında sadece birkaç saniye içinde gerçekleşmişti. Zihnim gerilere gitmek için mücadele ediyordu benimle ama olmazdı, şimdi olmazdı.Victor karşımda dururken olmazdı ve içinde bulunduğum durum onun yüzünde, onun o güzel yüzünde… Bir tebessüme yansımıştı. Sanki bu dünyada yaşayan bir çift gibiydik, o an bunu hissetmiştim, kafamda başka bir şey yoktu tanımlamak için o anı, sadece bu geçmişti. Bir çift, biz… Victor ve ben… Sessizliğim uzadıkça uzuyordu, zaman bizim için problem olmasa bile uyum sağlamıştık bulunduğumuz yere. Dünya göründüğü kadar sevimli değildi biz ise ona daha farklı bir şekilde daha bakabiliyorduk. Hepsi geçip gidiyordu, bir çok şeyi görebiliyorduk ve bize lanetli diyorlardı… Efsanelerinde, sadece onlarda yer veriyorlardı oysa o kadar çok bilmedikleri şey vardı ki. Görmedikleri bir çok şey, göremedikleri. Bir zamanlar benim de olduğum gibi…
- Değişen bir şey… Sanırım hayır.
dedim ona sadece bir fısıltıydı bu ama o duyardı, ben de duymuştum onu. Tüm bu konuşmaları… Dünyaya ait bir canlı duyamazdı. Ama dünya bizi bırakalı uzun zaman olmuştu, belki de doğrusu biz onu bırakmıştık; gördüklerimiz, hissettiklerimiz için. Bunlarla birlikte gittiğimiz yolda dünya bir engel olduğu için. Belki de en büyük insanlığımızı yapmıştık. “Bugün buraya birilerinin geleceğini ummuştum. Çağırma nedenim buydu seni, sanırım gelmeyecekler. Güneş kızıllığa geçtiğinden beri bekliyorum” Bu güneş doğduğundan beri burada olduğunu gösterirdi, gene tüm düşüncelerimi bastırmam için söylenmiş kelime topluluklarıydı bunlarda. Ama bu sefer olmayacaktı, kırılganlığımı bırakmıştım anılarıma, geçmişime… Hayır sadece bastırıyordum onu içimde. Tek başıma bir yerde olsam dolacak olan gözlerimi uzağa çevirdim, şimdi bunu yapamazlardı. O sırada bir şeye takıldım, güneş doğmadan önce neredeydi Victor, geceleri asla uyuyarak harcamazdı asıl onun için, hepimiz için önemli olan gece bir yerden gelmişti buraya güneş doğarken ve sanırım saat 3’e geliyordu. Ne olursa olsun Victor’u görmek kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı, tüm bunların içindeyken ben bir hareket olmuştu yanında durduğumuz büyük yaşlı meşenin ilerisinde kalan yolda, mezarların içinden gelen birkaç kişi vardı. Bakışlarımı yoldan Victor’a çevirdim, beklediği kişiler gelmişti…
| |
| | | Adrasteia Quiwen
Mesaj Sayısı : 2016 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : He is like a cage, Richard.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Çarş. Şub. 01, 2012 10:14 am | |
| | |
| | | Nina Lizzie Géroux Dirty Laundry Editörü & Hacker
Mesaj Sayısı : 190 Kan Durumu : safkan
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 02, 2012 9:44 pm | |
| Ad ve Soyad: Orphee Yaş: 19 İstenilen Tür: Deniz Kızı*Özel Kurgu. RP Örneği:- Spoiler:
Silindi. - Rütbem onaylandığı takdirde oyunumun kaldırılmasını rica ediyorum.
| |
| | | Adrasteia Quiwen
Mesaj Sayısı : 2016 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : He is like a cage, Richard.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 02, 2012 10:05 pm | |
| | |
| | | Florence Jourdain Vampir, Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Çalışanı
Mesaj Sayısı : 111 Kan Durumu : Melez
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Çarş. Şub. 08, 2012 4:41 pm | |
| Florence Jourdain 26 Vampir Cornelia van Gärtner, diğer karakter. | |
| | | Adrasteia Quiwen
Mesaj Sayısı : 2016 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : He is like a cage, Richard.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Çarş. Şub. 08, 2012 4:47 pm | |
| | |
| | | Jaden Ecuyér Kurt Adam, Büyüceşura Hakimi, Sihirsel Yasal Yaptırım Dairesi Başkanı
Mesaj Sayısı : 58 Kan Durumu : Pür.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Şub. 14, 2012 7:38 pm | |
| - Jaden Ecuyér. - 26. - Kurtadam. - Lukas Applegarth. | |
| | | Adrasteia Quiwen
Mesaj Sayısı : 2016 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : He is like a cage, Richard.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Şub. 14, 2012 7:48 pm | |
| | |
| | | Josie Diederich Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 18 Kan Durumu : Bulanık.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Şub. 14, 2012 8:43 pm | |
| Ad ve Soyad: Ryleigh Valence Yaş: 27 İstenilen Tür: Seherbazım, fakat aynı zamanda Kurt Kadın da olmak istiyorum. RP Örneği: RP yapılmıştır. | |
| | | Maxim Querta
Mesaj Sayısı : 673 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : Elim Reçel'in dötünde -pardon, cep diyecektim.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Şub. 14, 2012 9:40 pm | |
| | |
| | | Bella Brutto Vampir
Mesaj Sayısı : 67 Kan Durumu : muggle idi.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Çarş. Şub. 15, 2012 1:47 pm | |
| Bella Brutto, isim değişikliğine başvuru yaptım. 19 Vampir Sofia Moretti ben olurum efenim. | |
| | | Adelphe Ida Rigola
Mesaj Sayısı : 495 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : Jaiden.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Çarş. Şub. 15, 2012 5:10 pm | |
| | |
| | | Dryas Dereanu
Mesaj Sayısı : 9 Kan Durumu : *
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 16, 2012 2:19 pm | |
| :: Dryas Dereanu. :: Yirmi dört. :: Vampir.
En son Dryas Dereanu tarafından Perş. Şub. 16, 2012 2:39 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Adrasteia Quiwen
Mesaj Sayısı : 2016 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : He is like a cage, Richard.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 16, 2012 2:36 pm | |
| | |
| | | Lucy Carrigan Vampir
Mesaj Sayısı : 537 Kan Durumu : her türlü kabul. Rp Partneri : olmaz o :( Yaş : 30
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 16, 2012 6:35 pm | |
| Ad ve Soyad: Lucy Carrigan Yaş: 18 İstenilen Tür: Vampir RP Örneği: Selin Dereli.
| |
| | | Maxim Querta
Mesaj Sayısı : 673 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : Elim Reçel'in dötünde -pardon, cep diyecektim.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 16, 2012 6:52 pm | |
| | |
| | | Obelia Aedon
Mesaj Sayısı : 57 Kan Durumu : True Blood Rp Partneri : Valdimarr O'Doll
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Şub. 21, 2012 6:32 pm | |
| Obelia Aedon 23 yaşında dönüştürüldü. Vampir Diana Rose Freddick diğer karakterimdir. (Rütbesi ise: Sihirli Oyunlar ve Sporlar Dairesi Başkanı) | |
| | | Marilou Sláine
Mesaj Sayısı : 209 Kan Durumu : Safkan.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Salı Şub. 21, 2012 6:56 pm | |
| | |
| | | Valdimarr O'Doll Vampir
Mesaj Sayısı : 5 Kan Durumu : .
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 23, 2012 8:59 pm | |
| Valdimarr O'Doll 24 Vampir Desmond Fionnlaqh benim. | |
| | | Bjørn Devereaux Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1279 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Meta.
| Konu: Geri: Sihirli Yaratık Alımları. Perş. Şub. 23, 2012 9:22 pm | |
| Başvurunuz onaylanmıştır. Rütbeniz veriliyor. | |
| | | | Sihirli Yaratık Alımları. | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|