Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Lestat Audrica

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lestat Audrica
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf
Lestat Audrica


Mesaj Sayısı : 431
Kan Durumu : Safkan
Rp Partneri : Andreina Barries
Özel Yetenek : Meta, Zihinfendar.
Yaş : 32

Lestat Audrica Empty
MesajKonu: Lestat Audrica   Lestat Audrica Icon_minitimePaz Şub. 12, 2012 1:51 pm

Ad ve Soyad: Lestat Audrica

Kişisel Özellikleri: Zengin ve asil görünümlü bir ailenin hovarda çocuğudur Lestat. Her türlü pisliğe bulaşmışlığı vardır. Bir gün muggle mafyasından kaçarken bulursunuz onu diğer gün büyülü bir nesneyi ya da birinin kasasındaki altınları çalarken. Ah tabi bir de kadınlar... Hogwarts'ta bu konuda epey ün yaptığı söylenebilir. Tüm bu pisliklerin içinde tek bir felsefesi vardır. Her şeyden sonuna kadar zevk almak. Yaptığı hırsızlık ve dolandırıcılıkların çoğunun da ana hedefi eğlenmektir. Bu bazen sorunlarından kurtulmak içindir bazense sadece sıkıldığı için. İnsanları önemsemez, zira ailesinden kimse kendisini önemsememiştir. Duygularını tahmin etmek çoğu zaman güçtür. Bu pisliğin içinde altından bir kalp olduğunu iddia edenler olduğu gibi nefretle aksini söyleyenler de çıkmıştır. Zekidir ve bununla övünmeyi sever.

RP Örneği:

15 Yıl Önce...


Aşk... Ah ne güzel şeydi... Adelmira'nın ince beline kollarını dolamış, saçlarının kokusunu içine çekerken aklından geçen tek şey buydu. Kollarını doladığı genç cadıyı öpmek üzereyken sert bir öksürük sesiyle irkildi. Gördüğü kişi dadısı Sophie'den başkası değildi. Sophie, koyu sarıya boyanmış saçları, ince pembe dudakları ve beyaz bir teni olan zayıf tıknaz bir kadındı. Yeşil gözleri çökmüş ve oyuklaşmıştı. Şimdi olduğu gibi otoriter ve görünüm itibariyle korkutucu bakışları üzerlerindeydi. "Beyefendi sizi bekliyor küçük bey. Yalnız." Son sözünü söylerken gözleri Adelmira'ya kaymıştı. Lucien'in gözleri kısıldı. Ancak tepki vermek yerine Adelmira'ya döndü ve bu sefer yanağına hafif bir öpücük kondurdu. "Beni burada bekle hayatım. Birazdan dönerim." Arkasını dönen ve dimdik bir yürüyüşle ilerlemeye koyulan Sophie'nin peşinden yürümeye koyuldu. Yeşil, mavi ve altın sarısı renklerde flamaların asılı olduğu koridordan ilerledikten sonra vardıkları yer çift kapılı orta boyda bir kapıydı. Camlarına aile sembolü olan vitraylar konmuştu. Sophie kapıyı hafifçe açtı ancak içeri girmek yerine Lucien'e yol gösterdi ve kapıyı Lucien'in arkasından kapattı. Çok geçmeden duyduğu ayak sesleri onun muhtemelen alt kattaki odasına gittiğini gösteriyordu. "Merhaba baba. Eminim Sophie bahsetmiştir ama bugün buraya getirdiğim kız..."

Babası Lucien'in sesini duyduğunda üzerine bir şeyler yazdığı parşömenden başını kaldırıp oturmasını işaret etti. Lucien otururken adam konuşmasını sürdürüyordu. "Adı Adelmira. Bir Vinzent. İspanya'da yaşamış. Senden de bir yaş büyük. O kız hakkında her şeyi sayabilirim evlat. Methiyelerini dinleyecek vaktim yok." Demek her şeyi... Lucien bile insan zarrafı gibi görünse de onun hakkında her şeyi tümüyle öğrenememişti. Ama babası gerek dört bir yandaki adamları gerekse özel yetenekleriyle olsun bu işte daha başarılıydı. Bir an içinde bir merak oluşurken kulaklarına varan gülümsemesi babasının sonraki sözleriyle bozuldu. "Ama asıl bildiğim, o kızın sana uygun olmadığı. Ne yaparsan yap ama evlenmek gibi bir kararla gelme karşıma." Lucien'in gözleri öfkeyle kısılmıştı. Böyle basitçe davranacağını nasıl düşünebilirdi. Onu sevdiğini görmüyor muydu? Sebep olarak aklına tek bir neden geliyordu: Para..."Ama neden baba? Ailesinin artık eski kudretini kaybetmesi yüzünden mi?" Bu sözler bitirdiği parşömeni katlamakla meşgul olan babasını güldürdü. Gülerken yüzünde gamzeler belirmişti ancak bu daha çok gergin ve sinirli bir gülüştü. "Unutma biz de olayların kentinde yaşadık uzun yıllar. Muggleların yaşadığı onca devrim, dökülen kanlar ve en kötüsü de ikinci dünya savaşı. Biz de fakirlik yaşadık. Ne olduğumu düşünüyorsun? Para düşkünü bir bunak mı?" Lucien'i hem şaşırtan hem de hoşuna giden sözlerdi bunlar. Demek bu konuda aynı fikirdeydi. Ancak aklına başka bir mantıklı açıklama gelmemesi de kafasını karıştırmıştı. "Peki o zaman neden?" Adam omuzlarını silkti. "Biraz istihbarat biraz tecrübe. Bana güve..." Ayağa kalkan Lucien adamın sözlerini keserek yüksek sesle konuştu. "Artık on beş yaşımdayım baba. İki sene sonra Hogwarts'tan mezun olacağım. Bir büyücü için gayet büyük bir yaş bu. Çocuk gibi emirler verip başından savacağın yaşta değilim. Ben..." Babası sert bir şekilde yumruğunu masaya vurana kadar bu sözleri hırsla söylemeyi sürdürmüştü. Üstünlüğü ele geçiren adam böyle bir karşı koymaya gerçekten sinirlenmiş görünüyordu. "Evet. Madem artık çocuk değilsin o halde hayatın gerçeklerini de gör. O kız da tıpkı annen gibi bir..." Sözlerini yutmuş sinirle arkasını dönüp oval pencerenin önüne yürümüştü. Bedeninin kalkıp inişinden Lucien onun sakinleşmeye çalıştığını görebiliyordu. Annesinden bugüne kadar hiç bahsetmemişti. Sadece trajik bir sihir kazası sonucu öldüğünü biliyordu. Ama hep bundan fazlası olduğunu düşünmüştü. "Annem... Ne olmuş ona?" Babasının derin bir iç çektiğini işitti. "Konuş baba. Ne? Anlat." Yürüyüp onu sarstığında yüzünü çeviren babasının gözlerinden süzülen damlaları gördü. "Gençliğimde yaptığım hatanın aynısını yapıyorsun. Annen güzelliğinin arkasında iblis taşıyan bir kaltaktı. Tıpkı dışarıdaki gibi." Lucien bu sözlerle beyninden vurulmuşa dönmüştü. Hiç sahip olmadığı annesi için söylenen bu sözler Adelmira için söylediklerinin etkisini unutturmuştu. "Sen! Bunu nasıl söylersin. Ölüsüne hürmetin de mi yok?" Yumruklarını sıkan babası aniden gevşeyip kahkaha atmaya başlamıştı. Lucien'e iğrenç ve delice gelen bu ses odanın neredeyse tamamına yayılmıştı. "Sefilce bir halde de olsa da yaşamayı sürdürüyor. Beni aldattığında o kadar öfkelendim ki, ona delirtene kadar işkence ettim ve pişmanlığına neden olacak hataları dışında her şeyi beyninden sildim. Bana yaşattığı yüzünden her gününü vicdan azabıyla geçiriyor olmalı." Lucien öfkeyle titreyerek asasını kaldırdı ancak babası ondan hızlı davranıp tokatı yapıştırmıştı. Yere düşüp kan tüküren genç büyücü yumruklarını sıktı. Odadan çıkarken tek bir şey mırıldanıyordu. "Annemi bulmalıyım. Mezun olur olmaz onu bulmalıyım. Çok geç olmadan." Birbirini tekrarlayan bu cümlelerle yürürken kapıyı açtığında tam yanında Adelmira olduğunu görmemişti.

Bugün
Vasya'nın odasında geçen yaklaşık yarım saatlik konuşma sonrası...


"Yardımınızı esirgemediğiniz için tekrar teşekkürler Matmazel Nikolevna" Asil bir Fransız aksanıyla kurduğu cümleler saygıdan çok şaşırtıcı bir şekilde minnet doluydu. Bir vampire böyle söyleyeceğini pek beklemezdi ancak kadında gerçekten farklı bir hava vardı. Gördüğü hiçbir vampire benzemiyordu. Fazla araştırmasa da etrafta dolanan artık insan kanı içmediği söylentilerine bile neredeyse inanacaktı. "Arzu edersen bugün locada misafirim olarak bulunabilirsin. Vampirler için endişelenme sana bir şey yapmayacaklar. Ve ah... İşte yeni dansçımız." Kadını kibarca reddetmeye hazırlanıyordu ki kapıdan çıktığında karşısına çıkan görüntü üzerine olduğu yerde donakalmıştı. Adelmira... Bunca yıl sonra burada bir barda karşısındaydı. Lucien pek çok şansız birliktelik yaşamıştı ama onunla olan adeta rüya gibi ilerlemişti uzun süre. Ta ki babasının o sert sözlerine kadar. Hemen arkasından onunla ayrılışının arkasındaki sebep onu gerçekte hiç sevmediği miydi? Öyleyse şimdi neden kalbinde acıyla karışık bir çarpıntı duyuyordu? O konuşmadan sonra babasının haklı olup olduğunu anlayamadan kendini planları için hazır hissetmemişti. Sebeb bu olmalıydı. Ancak ne olmuşsa olsun Adelmira bir gün bile beklemeden başkasını bulmuştu. Kim bilir belki babası en azından bu cadı konusunda haklıydı. Tekrar dönüp konuşmaya kalktığında vampir leydisinin ortadan kaybolduğunu gördü. İlerideki bir başka vampir balgamlı bir kahkaha attı. "Nefis bir parça değil mi? Kızı görünce öyle bir daldın ki leydim bunu kabul varsayıp bıraktı. Bilirsin, işi başından aşkın." Lucien cevap vermeden kendisini locadaki koltuklardan birine bıraktı. Vampir de önüne dolu bir ateş viskisi bardağı koydu. "Hediyem olsun. İyi eğlenceler." Yine güldükten sonra vampir uzaklaşıp giderken Adelmira da dansını tamamlamıştı. Güzel dansçı dizlerini kırıp selam verirken göz göze geldiler. O gözlerdeki derinliğe bakmayalı ne kadar uzun zaman geçtiğini düşündü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka


Mesaj Sayısı : 476
Kan Durumu :

Lestat Audrica Empty
MesajKonu: Geri: Lestat Audrica   Lestat Audrica Icon_minitimePtsi Şub. 13, 2012 2:41 pm

    Ravenclaw! V.sınıf.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Lestat Audrica
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Elliot Schneier-Lestat Audrica
» Lestat Audrica - Floja Feodora

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter Gelişimi :: Karakter Oluşturma :: Seçmen Şapka-
Buraya geçin: