Hufflepuff - Ravenclaw Quidditch Maçı [II. Sezon]

Yoğun sis ve şiddetli yağmur, takım oyuncuları için kabul birkaç saat demek oluyor. İstemeseler dahi sahaya çıkıyor hepsi. Etrafta rüzgâr nedeniyle uçuşan eşyalar, oyunculara fazladan zor dakikalar yaşatacak gibi görünüyordu. Kaptanların el sıkışmasından sonra duyulan düdükle maç başlıyor.

''Maç başlasın!''
_____________________________________________

Hufflepuff:
Arayıcı: Paolo Moretti [K]
Kovalayıcı: Verona Moretti
Kovalayıcı: Anika Jørgensen
Kovalayıcı: April Dornan
Vurucu: Antonije Stanlavis
Vurucu: Julian Granville
Tutucu: Valkyrie Sileas

Ravenclaw:
Arayıcı: Richard Chancellor Jr.
Kovalayıcı: Lestat Audrica
Kovalayıcı: Lotte Noa Krüger
Kovalayıcı: Cornelius Dante Lee
Vurucu: Bjørn Devereaux [K]
Vurucu: Jovana Kirochka
Tutucu: Uther Lied

Allam bu sefer kazanıcaz bence valla kazanıcaz nolur kazanalım. Havada kendi ayaklarını bile görmesine engel olacak kadar yoğun bir sis varken Snitch ancak gelip avucunun içine konarsa yakalayabileceğini düşünen Paolo, en az kendisi kadar gergin görünen ekibiyle birlikte sahada ilerledi ve istemese de Bjørn ile el sıkıştı. Biliyom, kaybetçez. Maç başlar başlamaz süpürgesiyle havaya fırladı ve tribünlerden yükselen sesler tüm önemini yitirirken altın bir pırıltı görebilmek umuduyla çevrede turlamaya başladı.

Önünü bile zar zor gören büyücü, takım arkadaşlarıyla beraber sahaya doğru ilerliyor. Geçen maçta ne yaptıysa bu maçta da aynı şeyleri yapmayı planlıyor. Çalan düdükle beraber havalanırken Paolo'nun yanından ayrılmamaya özen gösteriyor. Ona doğru gelen herhangi bir Bludger'ı uzaklaştırıp karşı tarafın arayıcısına göndermek oluyor planı.

Havalanırken gözlerini kısarak etrafı görmeye çalışıyor Julian. Uçuşan sarı ve mavi gölgeler dışında pek bir şey göremiyor. Gözlerinin bir süre sonra sise alışmasını umarak Paolo'yu buluyor ve Antonije ile birlikte onu korumak için yakınında uçmaya başlıyor. Yine hem koruyup hem saldıracak. Hedefi de Ravenclaw arayıcısı elbette.

Bu dönem içinde oynadıkları iki maçı da almanın gurur var üzerinde genç cadının. Bu dönem bina şampiyonluğuna oynadıkları gibi Quidditch'te de şampiyonluk için mücadele ediyorlardı. Bu yüzden sahaya çıkarken her ne kadar önünü net göremese de morali yerindeydi. Takım kaptanları el sıkıştıktan sonra hızla havalandı genç cadı. Büyük kırmızı topun havaya atılmasıyla beraber dalışa geçti ve o topu hepsinden önce alması için Tanrı'ya dua etmeye başlıyor.

Ay allam negzel maç kazandık geçen! Hala bunun sevincini üzerinde taşıyan kız çıktığı her maçta gibi bu sefer de yağmur yağdığını gördüğü gibi soyunma odasında Halil Sezai'den isyeaaağn türküsünü tutturmuştu ama takım arkadaşlarının maça çıkmadan ergen moda girmelerini istemiyorsa susmalıydı. Söylene söylene süpürgesine binip yükselirken yine iyi bir oyun çıkarması gerektiğini biliyordu.

Sopası elinde havalanıyor Jovana. Arayıcılarını koruma kısmını bu maçta es geçip saldırmayı düşünüyor. Hufflepuff en son maçını kazandığı için özgüvenleri yüksek olmalı. Bu yüzden onları biraz sarsmalı. Bludger'ının hedefi Paolo.

Aptal Gryffindor'u yenmemizin bana verdiği mutluluktan uçacak vaziyette havaya fırlarken gözümü kırmızı topa dikiyorum. Takımımızın diğer Kovalayıcılarıyla havaya rağmen göz teması kurmaya çalışıyorum, aramızdan kim üstünlük ele geçirir ve bunu sayıya çeviremeyeceğini düşünürse pas atacak. Ve ben, tüm öfkemi kartallardan çıkarmaya hazır, topun fırlatılmasını bekliyorum.

İlk iki maçı da almış olmanın özgüveni vardı benim ve takımın üzerinde. İlk maçta neredeyse denk bir takımla karşı karşıyaydık. Üstelik benim aklımı başımdan alan bir güzellik bütün dikkatimi dağıtıyordu. Onun etkisiyle kaçırdığım sayıları düşündükçe yüzüme hafif bir gülümseme yayıldı. İkinci maçımızda kararlıydım ancak karşı takımın kovalayıcıları o denli mükemmeldi ki Richard günü kurtarmasa boka batmıştık. Bu yüzden aslında çok da kendimize güvenecek yüzümüzün olduğunu düşünmüyordum. Gökyüzünde yerimi alıp rüzgarı yüzümde hissederken kararlılıkla topa odaklandım. İşaretle birlikte sayı yapmak için harekete geçtim. Bir sefer daha kazanmalıydık hem de gücümüzü gösterir şekilde.

Richard, kazandıkları iki maçtan sonra porsuklar ile yapılacak bu maçı, itiraf etmeye korksa da hafife alıyordu. Zavallı Lucio, yoktu takımda; fakat onun yerine başka bir zavallı arayıcı vardı. Bu maçı kazanacaklarından emindi; lakin geçen sene Verona'ya kaybedişini unutamıyordu. Yoğun sisten hiçbir şey gördüğü yoktu. Hızlıca havaya yükseldi ve ellerini yüzüne siper ederek, maçın başlamasını bekledi.

Bu çemberlerden bir kere bile top geçecek olursa, QUAFFLE'I YERİM!

Şansıma inanamıyorum. İkinciye sahadayım ve bu defa antrenmanlıyım da! Fakat hava durumu ve favori takıma karşı oynuyor olmak sevincimi kursağımda bırakıyor. Fırtına bizi zorlayacak gibi görünüyor. Süpürgeyi sabit tutabileceğimden emin olmamakla birlikte zar zor duyduğum düdük sesiyle birlikte ayağımı sertçe çamurlu toprağa vurup havalanıyorum. Toprağın yumuşak olması beklentimden yavaş havalanmama neden oluyor ve daha yukarıya çıkarken süpürgem dönüyor ama yine de umudum var. KAZANACAĞIZ!

İlk iki maçı almış olmak paha biçilemez bir duyguydu. Ve bu maçı da alacağımızdan çok emindim. Nefesimi sıkıca tuttum ve artık heyecan yapmayacağım diyerek sahaya doğru takım arkadaşlarımla doğru yürüdüm. Herkes finale yaklaşmanın verdiği heyecan ve coşkuyla bağrışırken oyuncular daha da bir tuhaf oluyordu; heyecanlanmaktan öte bir hal alıyorlardı. Ve ben de bir oyuncuydum nitekim. Süpürgen elimde hakemin oyunu başlatmasını sabırsızlıkla bekliyordum.

Karşı takımın sarı kaptanıyla el sıkıştıktan sonra düdük sesiyle havalanıyorum. Yoğun sis ve yağmura rağmen kazanacağımıza güveniyorum. Ben kaptanken kaybetme gibi bir lüksümüz yoktu. Bunu takımıma da hissettirmiş olmalıyım. En azından çabalamıştım. Tek yapmam gereken o hareketli Bludger'a vurmak. Basit. Evet, tabi.

Uther Lied.
İki takım da sahaya çıkıyor ve şiddetli yağmurun altında sıralanarak yerlerini alıyorlar. Kaptanların el sıkışmasından sonra, sahaya tezahüratları da bastırarak yayılan düdük sesi, maçın başladığını duyuruyor. Herkes gibi hızla havalanıyorum ve onları korumak için çemberlerimin yanına uçuyorum.

Kovalayıcılar:
* Verona Moretti [3], Anika Jørgensen [11], April Dornan [20], Lestat Audrica [13], Lotte Noa Krüger [18], Cornelius Dante Lee [12]

- Verona, şanssızlık o ya, sert rüzgâr yüzünden gökyüzüne çıkmış eşyalardan birisi yüzüne yapışıyor. Gözlerini birkaç saniyeliğine kapatan poşet, neredeyse süpürgesinden düşürüyordu genç kızı. Verona maçın biraz gerisinde kalıyor, ancak maç oldukça hareketli. Bu yağmurlu havada dahi. İlk başta kırmızı top, Anika'nın eline geçiyor. Cornelius ise kendine güvenen bir tavırla topu kızın elinden kolaylıkla alıyor. Tekrar yaklaşan Anika'yı fark ettiği zaman, topu Lestat'a atıyor. Hufflepuff çemberlerine doğru ilerleyen Lestat, topu mükemmel bir şekilde yakalayan Lotte'ye yolluyor. Lotte, tam topu fırlatmışken April, kusursuz bir şekilde topu yakalayıp Ravenclaw çemberlerine uçuyor. Ulaştığında ise büyük bir hırsla topu ortadaki çemberden geçiriyor.
Hufflepuff'a 10 puan!
Verona Moretti: 20-5=15 HP

Vurucular:
* Antonije Stanlavis [11], Julian Granville [3], Bjørn Devereaux [10], Jovana Kirochka [10]

- Maçın ikinci talihsizliği Julian'ı buluyor. Bludger, çocuğun sopasında kurtularak koluna çarpıyor. Kolundan seken Bludger'ı, Bjørn Paolo'ya yolluyor. Antonije, takım arkadaşını korumak için hemen orada. Sopasıyla karşılıyor ve Richard'a fırlatıyor. [20] Jovana ise, diğer Bludger'la diğer Arayıcıyı vuruyor.
Julian Granville: 20-2=18 HP

Tutucular:
* Valkyrie Sileas [19], Uther Lied [18]

- Kızın parmaklarının ucundan ayrılan kırmızı top, Uther yakalamaya çok yakınken birkaç santim yakınından geçiyor ve ortadaki çemberden geçiyor.

Arayıcılar:
* Paolo Moretti [14], Richard Chancellor Jr. [20]

- Richard, altın topu net bir şekilde görerek peşine düşüyor. Paolo, Richard'ın gittiği yöne baktığı zaman altın topu o da görüyor. Ancak Vurucular Paolo'yu rahat bırakmıyor. Önce Bjørn deniyor şansını, ancak Antonije sayesinde kurtuluyor. Richard'ın arkasından ilerlemeye devam ediyorken, ikinci Bludger'dan sıyrılamıyor. Omuzundaki darbe onu fazla etkilememiş gibi ilerlemesine devam ediyor. Richard ise topa oldukça yakın bir durumdayken kendisine gelen Bludger'la bacağından vuruluyor. O kadar da kötü durumda görünmüyor.
Paolo Moretti: 20-8=12 HP
Richard Chancellor Jr.: 20-4=16 HP

Hufflepuff: 10
Ravenclaw: 0

Verona'nın şanssızlığına kıkırdarken bir başka poşetten pike yaparak sıyrılıyorum ve hedefime yöneliyorum. Topu Anika'dan kapan Cornelius'un bana atması üzerine fişek gibi kalelere uçuyorum. Ancak bu takım da iyi görünüyor. Önüm kesiliyor ve topu Lotte'ye atmak zorunda kalıyorum. Fakat Lotte'nin attığı topu hufflepufflar kaleden çeviriyor ve sayı yapıyorlar. "Aman ne güzel." diye mırıldanıyorum. O kadar koşuşturmaca boşa çıkınca pek de keyifli sayılmam doğrusu. Gözlerimde daha da büyüyen hırsla tüm hızımla yeniden topa doğru uçuyorum.

Anneciiim, kolum. Julian sızlansa bile Paolo'nun yanından ayrılmıyor. Yine takım arkadaşını koruyacak ve bu sefer daha dikkatli olacak. Eğer şansı olursa da Bludger'ı Richard'a yollayacak.

İlk hamlesi başarılı olduğu için seviniyor genç cadı. Hiç vakit kaybetmeden bulunduğu yerden biraz daha aşağıya iniyor ve Bludger'ları bekliyor. Hedefi yine Paolo olacak. Arayıcının az önce peşinde koştuğu altın topu yakalayamaması için elinden geleni yapacak Jovana.

GOL ATTIĞIMA İNANAMIYORUM! Şaşkınlıkla zor gördüğüm topun çemberden geçişine bakarken sevinçle çığlık atmaktan alamıyorum kendimi. Etrafımdaki karmaşa zerrece umurumda değil, her şeyi tekrar tekrar yaşıyorum duraksadığım bir iki saniyelik süreçte. Fakat Quidditch hızlı bir oyun ve benim oylanmaya vaktim yok. Zafer sarhoşluğum hala üzerimdeyken oyuna dönüyorum. Ne soğuğu, ne rüzgarı, ne de olumsuz başka bir şeyi hissetmiyorum artık.

Bu sefer izin vermeyeceğim Bludger'ın karşılanmasına. Sopamı daha sıkı kavrayıp bir kez daha topa vurmak için hazırlanıyorum. Bu sefer hedefim, sayıyı yapan kız, April. Tehlikeleri ortadan kaldırmak gerek.

BU NE LAN! Bulutların arasından bir yerden fırlayarak yüzüme yapışan poşetin, bim poşeti olmamasını umut ederek süpürgemin üzerinde tekrar dengemi sağlıyorum ve bu maçı baştan kaybettiğimizi kendime hatırlatarak yeniden Quaffle'a yöneliyorum.

Ben dedim Quaffle'ı yerim de içeri almam diye! Paolo da ölmese bari diye düşünerek daha başlamadan önce kaybettiğimiz maçta çemberleri korumak adına bana doğru gelebilecek kırmızı bir şeylere odaklanıyorum.

Anneeeeem! Eğer birer hayali karakter olsak Julian'la Jovana aynı kişiyi yönetse ne kötü olurdu. Keşke Jovana olmasa yaa, canımı yaktı. Ama Snitch'i gördüm ve o bebek benden kaçamayacak. Karşımdaki arayıcı, Giorgio Armani reklamında oysamış olsa bile!

Richard snitchi ilk defa bu kadar net görmüştü. Süpürgesini hızlandırarak, snitchin bulunduğu yöne doğru pike yaptı. O sırada karşı takımın arayıcısı da snitchi fark etmişti. Ters ters ona bakıp, süpürgesini daha da hızlandırdı. Julian denen çocuk bludgerı bacağına geçirmese belki de, zamanın en kısa quidditch maçını oynayacaklardı; ancak Richard yılmadan snitchi kovalamaya devam etti.