Arthur Jeff Phorkys

Çok heyecanlıydım.O vakit gelmişti uzun zamandır benden gizlenen ama sonunda öğrediğim bir gerçekti bu:''Sihir Dünyası''.Evet
artık oraya gidebilecektim.Bu mutlu günümde aileminde yanımda olmasını
isterdim ama ne yazık ki olmadı.Gerekli hazırlıkları arkadaşım Moodyle
tamamlamıştık.Artık her şey hazırdı bir tek bana kalan o gizemli trene
binmekti.İçim içimi yiyordu biran önce oraya ulaşıp nasıl bir yer
olduğunu görmek istiyordum.

Sonunda Moodye bir telefon açtım vakit daralmıştı:
-Moody nasılsın?
Moody:
-Saol.Çok heyecanlıyım koca bir yıl bunu bekledim ve o an geldi çattı.Aynı heyecan sendede var mı?
Regulus:
-Fazlasıyla.Vakit daraldı seninle peronda buluşalım.Tamam mı?
Moody:
-Orda olucam sakın beni ekme,dedi içten bir kahkahayla.
Regulus:
-Öyle bir şeyin olmayacağını biliyorsun.Görüşmek üzere,dedi ve yavaşça telefonu kapattım.
Zaman
azalmıştı odama doğru direk koştum.1 gece önceden hazırladığım
elbiseleri hemen giydim komidinimin üstünde yarım kalan parfümümü sıktım
ve bavulumu aldığım gibi antreye koştum merdivenleri arşınlayarak.

Antreye vardığımda salonda amcamın horlayarak uyuduğunu
gördüm,uyandırmak istemedim.Askılıktan aldığım paltomu giydim ve raftan
anahtarımı alarak evden çıktım.Apartmanın dışına çıktığım şansıma bir
otobüs durağa gelmişti bu benim için bir fırsattı.Otobüse uzaktan dur
diye bir el hareketi yaptım.Şöför bunu anlamış olacak ki kapıyı açtı
beni beklemeye başladı.Hızlıca koştum otobüse bindim ve şöföre:
-İstasyona gider mi,diye sordum?
Şöför kısık bir sesle:
-Evet ufaklık,dedi.
Hemen
arkadaki boş koltuklara yöneldim ve birine oturdum.Artık sabrım
taşmıştı hemen varmak istiyordum ama zamanı hızlandıramazdım.Kendi
kendime konuşurken yolculuğunu bittiğini gördüm ve otobüsten
indim.Birden şaşırdım karşımdaki Moodydi.Karşımdakinin Moody olduğunu
görünce şaşkınlığım yerini sevince bıraktı.Bütün tatil boyunca
birbirimizden uzaktık bunun üzerine hal ve tavırlarımı kontrol edemeden
sımsıkıca sarıldım ona o benim en yakın arkadaşımdı.Bunun üzerine
Moody:
-Ne yapıyorsun deli oğlan,dedi.
Regulus:
-Ne yapayım bütün tatil yoktun ortalıkta kerata özledim seni,dedim.
Moody:
-Neyse oyalanmayı bırak tren az sonra kalkar,dedi ve ilerlemeye başladı.
Bende
hemen konuşmayı bıraktım ve onu takip etmeye başladım ben biraz
acemiydim o da acemi gibi gözüküyordu aslında ama abileri senelerdir
gittiği için artık ezberlemişti hemen aslında sıradan bir duvarmış gibi
gözüken aslında içinde çok gizemli sırları barındıran duvara doğru
koşmaya başladık ve artık gizemli perona varmıştık.Şaşkınlığımız
üzerimizdeydi kendimizi silkeledik ve yüzümüze tokatlar atarak trene
doğru ilerledik.Artık trenin içindeydik sanki başka bir dünyaymış
gibiydi ama aslında normal bir trenden farkı yoktu bizi büyüleyen şey
götüreceği yer olmalıydı heralde.Hemen Moodye 2 kompartıman ilerdeki
kompartımanı gözümle işaret ettim ve oraya doğru ilerledik.Şansımız
vardı erken gelmiştik ve karşılığında boş bir yer bulmuştuk.Direk
yerleştik ve Moodyle laflamaya başladık:
-Nasıl ama abi baksana süper değil mi?Girdiğimden beri şaşkınlığımı üstümden atamadım.Sencede öyle deği mi?
Moody:
-Aynen öyle.Yok böyle bir şey inanılmaz,dedi.
Bende
lafı fazla uzatmadım ve uyuyacağımı söyledim o da anlayışla
karşıladı.Kafamı cama yasladım ve Üzerimdeki paltoyuda yorgan gibi
kullandım.Zaman geçmişti ve varmıştık Moody beni tartaklıyarak uyandırdı
ne olduğunu tam anlamamıştım taki cama bakana kadar vardığımızı
anlamıştım.Hemen paltomu üzerime giydim çok soğuktu.Bavullarımızı
elimize aldık ve trenden indik ileride sıraya diziyorlardı herkesi hemen
o sıraya girdik ve sıra bize de gelmişti.Hemen arabalarımıza atladık ve
yolu seyretmeye başladık.Böyle bir güzellik yoktu o perona
girdiğimizden beri olayın büyüsüne kapılmıştım ve hayla kendime
gelememiştim olanlar bana bir rüya gibi geliyordu ama gerçekti.Hogwarts
işte Hogwarts denen yer tam karşımdaydı tüm ihtişamıyla bütün yılı güzel
geçireceğimi işaret ediyordu sanki.Gene o sırayla içeri girdik ve burda
yeni geldiğim için ismini bilmediğim yetkililer bize eşlik etti ve
iştimaya tuttu.Bir şeyleri tembihledi tam anlamamıştım ama takip etmemiz
gerektiğini anladım ve yola koyuldum.Bizi büyük geniş mumların havada
uçuştuğu sanki çatısı yokmuş büyüleyici inanılmaz bir yere götürdü en
çokta dikkatimi masadaki yemekler çekti.Çok aç olduğumu o zaman fark
etmiştim.Cübbeli biri konuşma için ileri çıktı ne olduğunu anlamamışken
Moody beni tartakladı.Hemen ona doğru döndüm.Bana:
-Okul müdürü heralde bu olsa gerek,dedi.
Regulus:
-Nerden anladın bilmiyorum ama banada öyle geldi,dedim.
Moody:
-Görmüyormusun ihtişamlı bir elbise ve o ciddi duruşu yok yok bu kesin okul müdürü,dedi.
Bende
aynı fikir de olduğum için konuşmayı devam ettirmedim ve okul müdürü
zannettiğimiz adama döndüm.Konuşma yapıcaktı.Ve başladı:
-Sevgili
öğrenciler!Eski gelenler beni tanır ben bu okulun müdürüyüm ve koca bir
seneyi beraber geçiricez.Bu sene içerisinde her türlü disiplini
sağlamak üzere burda bulunmaktayım size aklınız kadar yakın olacağım ve
bu süre zarfı içerisinde her türlü davranışlarınız izlemiş olacağım size
mutlu bir sene dilerim,dedi ve yavaşça
kendisine ayrılan baş köşeye oturdu.Ardından bu sefer bayan ihtişamlı
kıyafetli biri çıktı buda müdür yardımcısı olmalıydı kapıda bize eşlik
eden bayan buydu hemen olayı kavradım.Çabuk alışıyordum.Onudu pür dikkat
dinlemeye başladım:
-Evet.Bende
Hogwartsın müdür yardımcısıyım sizinle bir seneyi beraber geçiricez
umarım güzel bir sene olur herkese faydalı ve yararlı bir sene
olur.Herkesin davranışlarına dikkat etmesini öneririm.Şimdi yeni gelen
öğrencilerimizin sınıf seçimi olucaktır.Umarım herkes istediği yere
gider.Size bu olayda Seçmen şapka eşlik edicek onun sayesinde
sınıflarınız belli olacaktır,dedi ve elindeki
uzun listeyi açtı ilk sıradaki kişi bendim şaşkındım ismim okunca oraya
gittim ve o sandalyeye oturdum kafama eskimiş yırtık bir şapka
geçirdiler ne olduğunu anlamamıştım ama aydınlık tarafa iyilerin olduğu
tarafa gitmek istiyordum.