Daniel Dawnstar Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 190 Kan Durumu : Safkan Yaş : 31
| Konu: Daniel Ptsi Mayıs 21, 2012 9:01 pm | |
| Ad ve Soyad: Daniel Dawnstar Kişisel Özellikleri: Daniel, idealist fikirleri olan, dürüst ve direkt bir insandır. Her şeye geniş bir açıdan bakar. Kedine güvenlidir. Genellikle sorunlarla karşılaşır, çünkü fazla iyimser davranmaktadır. İyimserlikle detaylara dikkat etmeyişi, iyice düşünmeden karar vermiştir. Bu bilgiler onu yıldırmaz, kolaylıkla toparlanıp yeniden denemeye hazırlanır. Ancak idea istemez. Çünkü savaş alanı soğuk ve rahatsızdır. Böylece felsefeye yönelir. Ahlak, adalet ve teorilerle çok ilgili olması, ilişkilerde zorlanmasına neden olur. İdealizmi ve dürüstlüğüyle gereğinden fazla gururlanır. Düşüncelerinden ve kendi doğrularından çok emindir. Oysa entelektüel olduğu kadar duygusal olması da gerekir. Hem kendi duygularına hem de başkalarınınkine saygı duymalıdır. Özgür bir ruhu vardır. Bir ilişkiye, belli bir yaşam biçimine, dar görüşlere bağlanmaktan hoşlanmaz. Dışa dönük, arkadaş canlısıdır. Sabırsızdır. Hem fiziksel, hem de zihinsel olarak çok aktiftir. Yabancı kültürlere, ülkelere çok meraklıdır. Fiziksel olarak oralara gidemese dahi hayalinde hep oralarda dolaşmaktadır. RP Örneği:- Spoiler:
“Soğuk bir sessizlik var içimde, gittikçe artan bir endişe. Hızla yayılıyor sanki içimdeki umutsuz korku. Kendim için değil korkum sadece sevdiklerime gelen zararlardan ibaret. Korumak, korumak istiyorum sadece böylesine değerli olan yaşamı. Senin savaşman yersiz, biliyorsun. O halde uğraşın niye! Neden beni böyle bir çıkmaza sürüklüyorsun. Kararım kesin, durup değersiz yaşamı mı izlemene müsaade edemem. Beni hep böyle hatırla sevgilim.”
Yüzündeki sahte mutluluk okunuyordu. Sadece sevdiği kadının onu bu şekilde görmesini istemiyordu. İçindeki üzüntü gölgelerin ardından okunuyordu. Sanki ışık içinde yok olurcasına parlayan yıldızdı. Sevgilinden uzak ve yalnız. Sadece korumak için başvuruyordu bu yola. Hızlı adımlarla koşuyordu. Arkadaşlarına yetişmesi ve artık bir savaşı sonlandırması gerekiyordu. İçinde kopan fırtınaya dur demeliydi artık. Sadece bir şeye odaklanmalıydı. Belki de tüm yaşamı etkileyecek bir hareketti yaptığı. Sadece insanları ve daha da önemli korumak olduğunu kendine bir görev edindiği ortadaydı. Her şeyi ne için yapıyordu, kim için… Cevap açıkça belliydi. İnsanların hayatına önem veriyordu. Hatta kendi hayatından bile fazla. Gittikçe yaklaşıyordu ölüme her bir adımda. “Sadece birkaç adım kaldı dayanmalıyım.” Sonunda arkadaşlarına yetişmişti. Mavi gözleri bu kez büyük bir cesaretle parlıyordu. Güçlü bir fırtınanın ortasında bekliyordu sadece. Yağan yağmur gökyüzünün ağlamasını simgeliyordu adeta. Etraf sakin ve ölü ağaçların hareketleriyle canlanıyordu sanki. İsimsiz korku fısıltıları dört bir yana dağılmıştı. Büyük bir baskı vardı. Üzüntü ve kasvet, tüm mutluluğu yok ediyordu. Büyücüleri ve cadıları bir sis bulutu gibi nefret sarmıştı. Yaptıkları ilk hareket ise hazır olduklarını belli etmek olmuştu.
- Avada Kedavra! - Dikkat et Jean! - Ha ha ha, sizi ahmaklar bize denk değilsiniz. Pes edin ve af dileyin.
Ölümler git gide artan, gölge kadar hızlıydı. Birer birer katlediliyorlardı adeta. Genç büyücü dayanmaya çalışıyordu. İçindeki büyüyen korkuyu hapsedebilse de artan endişeler zinciri bağlıyordu. Geri dönüşü olmayan bir yola girmişti artık. Ya ölecek ya da sevdikleri uğruna savaşacaktı. Savrulan büyüler, ardı ardına kesilmeyen bir gücü etkisi altına almıştı.
- Dikkat edin, sağınızda, Expulso! - Arkanı kolluyorum dostum. - Bir hiç için savaşıyorsunuz. Hepiniz öleceksiniz. Direnmesiniz faydasız. - Asla sana teslim olmayacağız!
Fakat direnmeleri, yersizdi. Hepsi biliyordu ki öleceklerini. Sadece Genç Aedyn verdiği sözü hedef giden ok gibi benimsemişti. Pes etmeyecekti. Asası bir kez daha nefret ile sallıyor ve büyüleri savuşturuyordu. Sayıları iyice azalan hala aydınlık için kanlarını döken takım dağılıyordu. Kırılmış umutlarını biraz olsun ayakta tutmaya çalışsalar da buradan sağ çıkılamayacağının farkındaydılar. Genç büyücü, hala sevgilisini aklından çıkaramıyordu ki biranda arkasından gelen crusio lanetiyle son bulmuştu. Hisleri yok olmuş, korkunun bütün zincirleri kırılmıştı. Tek duyduğu ses ise hayatını adadığı sevgilisiydi. Evet, Alanis Aedyn’e verdiği sözü tutmamış her şeye rağmen peşinden gitmişti. Sevgilisinin kucağında can veren genç büyücü, gözlerinden akan gözyaşları meltem rüzgârı narindi.
- Sana gelmemeni söylemiştim. - Üzgünüm, ama öylece ölmeni bekleyemezdim. - Benim için birşey yapar mısın Alanis? - E, evet, elbette birtanem. - Beni öldüren bir ölüm yiyen olmamalı Alanis. Hayatım senin elinden alınsın.
Bir kadavra lanetiyle beni öldürmeni istiyorum senden. Sadece umutsuzca izliyordu sevgilisini. Elinden hiç bir şey gelmeyeceğinin farkındaydı. Âşık olduğu adamı nasıl öldürebilirdi. Nasıl hayatta en çok değer verdiği cana kıyabilirdi. Yapamazdı, değer verdiği bu canı alamazdı. Umutsuzca sadece ağlıyordu. Gözyaşları yıldız kadar parlak ve su kadar berraktı. Büyücünü yüzüne hüzün yağmuru gibi akıyordu. Umut, elini çekiyordu üzerlerinden. Yutkunmayla asasını alan alımlı cadı, derin bir nefes çekti. Sanki bir daha hiç nefes almayacakmış gibi. Ve sevgilisini son bir kez öperek kadavra lanetini hızlıca yapmıştı. Artık kollarında cansız bir beğen duruyordu. Genç büyücü istediğine kavuşmuştu artık. İnsanları korumak için verdiği savaşta başarılı olamasa da huzurluydu. Ölüm onun için kurtuluştu belki de sessiz, soğuk ve huzur dolu bir edebi yaşama yelken açmıştı.
- Spoiler:
Not:Gryffindor olursam çok sevinirim. Kurgum için önemli
| |
|
Seçmen Şapka Seçmen Şapka
Mesaj Sayısı : 476 Kan Durumu :
| Konu: Geri: Daniel Ptsi Mayıs 21, 2012 9:19 pm | |
| | |
|