Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Karındeşen

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Foren Alator

Foren Alator


Mesaj Sayısı : 356
Kan Durumu : Melez
Rp Partneri : yok

Karındeşen Empty
MesajKonu: Karındeşen   Karındeşen Icon_minitimeCuma Şub. 17, 2012 10:10 pm

Foren Alator & Eduardo Valenti

İngiltere'de ufak bir kasabada sıra dışı olaylar yaşanıyor




Genç büyücü ufak bir kasabada yaslanmış olduğu duvarda derin düşüncelere dalmıştı. Kollarını kovuşturmuş, kaşlarını çatmıştı. Bu haliyle biraz ürkütücü göründüğü söylenebilirdi. Belki de bu nedenle yakınlarda yer alan parkta oynayan çocuklar ona tedirginlikle bakıyordu. Açık gökyüzünün altında üzerinden birkaç kuş geçince bakışları oraya kaydı istemeden de olsa. Bu iş gittikçe garipleşmeye başlıyordu. Birkaç gün önce yaşanmış ilginç ölümler üzerine buraya gelmişti. Oysa sorgulamaları dışında sanki burada kimse ölmemişti. Herkesin yüzü gülüyor, kasvetli havanın damarları dahi dolaşmıyordu bu yerde. Yer yer gördüğünü söyleyebilirdi gerçi. Canı sıkılan büyücü derin bir iç çekti. Çok fazla bilmece vardı burada. Neden tek başına yollanmıştı ki bu lanet yere! Sırtını dayadığı duvardan ayrılıp ağır adımlarla yürümeye başladı. Her zamanki gibi bu ufak yerleşim biriminde bakışlar üzerindeyken düşünmek zor oluyordu haliyle. Yabancı olduğunun hemen anlaşılmasından nefret ediyordu. Üstelik işgüzar birkaç kasaba sakini de kendisini izliyordu. Sanki düşmandı da bir yanlış hareketinde üzerine atılacaklardı. Fark ettirmeden o kılıksızlara göz attı. İki üç tane yirmilerine yeni girmiş delikanlı! Alaycı bir sırıtış dudaklarını kapladı. Sanki durdurabilirlerdi kendisini. Onlar daha ne olduğunu anlamadan yeri öpüyor olurlardı. Soruşturma aklını kurcalarken o yaramazlara bir oyun oynama düşüncesiyle de yan sokağa saptı. Haylaz düşünceleri yine üzerindeydi anlaşılan.

Sorguladığı kayıp yakınları hep aynı şeyleri söylemişti. Kocaları ya da bir arkadaşı ölü bulunmuş, maktüllerin hepsi de farklı özelliklere sahip. Kimisi zengin, kimisi fakir, biraz asabi, oldukça öfkeli, ayyaş, serseri, temiz, işkolik listeyi bu şekilde uzatmak mümkündü. Ama o şeyle karşılaştığını söyleyen bir kadın korkudan bayılmadan önce hayaletin kendisiyle konuştuğunu söylemişti. Buradaki tuhaflıklar yetmezmiş gibi bir de o sözler zihnini karıştırmıştı. Söylediğine göre o hayalet aklına bazı imgeler göndermişti. Tarif etmekte zorluk çektiği bir kadındı diyordu mağdur ve kendisine bazı tuhaf sorular sormuştu. O nerede, gibi. Lanet olsun kim nerede? Hem bir hayalet niye buraya dadansın ki? Bildiği kadarıyla buralarda böyle problemler hiç yaşanmamıştı. Gerçi birkaç kişi daha buna benzer ifadeler vererek kafasını iyice karıştırmıştı. Onlar farklı yerlerdeydi üstelik burada bile değillerdi. Ne zamandan beri bir hayalet gezgin olmuştu? Onlar bölgesel kalırlardı bildiği kadarıyla. Düşünceler sarmalı zihninde dönüp dururken sokağın ortasında durdu ve bir evin kapısına yaslanarak saklandı. Birazdan o hergeleler görünecekti elbette. Bu muggle yerinde biraz eğlenmesinin sakıncası olmazdı herhalde.

Bıçaklarından birini çıkararak onun göz alıcılığına yine hayran oldu. Orta uzunlukta gümüşten yapılma ve Tayland yapımı. Olağanüstü bir şekilde dengeli! Kendisini göremeyen gençler etrafa bakınarak yürürken aralarında az bir mesafe kalmıştı. Korkutucu bir çığlık atarak önlerine fırladığında hepsi de ürküp birkaç adım geri çekildiler. Elindeki bıçağa da büyümüş gözlerle bakarken neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı herhalde. Sesine deli bir adamın tınısını katan Foren anlamsız birkaç şey sıraladıktan sonra konuşmaya başladı. “ Siz ufaklıklar nasıl olur da beni takip edersiniz? Bir FBI ajanı takip etmek çok büyük bir suçtur! “ Sözleri herhalde büyük bir etki bırakmış olacaktı ki çocuklar korkuyla irileşmiş gözleriyle kendisine bakmaya başlamışlardı. “ Üstelik siz benim gizleri işlerimi gözlerken görmemeniz gereken şeyler gördünüz. “ Şeytani bir şekilde sırıtıp onlara doğru birkaç adım attığında bıçağı ustaca elinde çeviriyordu. “ Sizi öldürmek zorunda kalabilirim. “ Korkuyla bağıran gençler arkalarına dahi bakmadan koşarken Foren de katıla katıla gülmekteydi bu duruma. O kadar çok güldü ki sonunda gözünden yaşlar gelmeye başladığında durabildi. “ Acemi işgüzarlar! “

Geri döndüğü sırada önünde belirmiş bir patronusla birlikte yine kaşları çatıldı. Lanet olası şey yine iş başındaydı. Fakat asıl şaşırtıcı olanın haberi kendisine verenin eski dostu Eduardo’nun olmasıydı. Anlaşılan bu davaya kendisine yardım etmek için getirilmişti. Onunla birlikte seyahate çıktığı zamanı hatırlayınca gülümsedi hafifçe. Gezginlik yılları zamanında da birkaç defa yolları kesişmişti. Fazla vakit kaybetmeden olay yerine gittiğinde bir mahşer kalabalığı bulmuştu yine. Canı sıkılarak bakanlık çalışanları olduğu birkaç kişiye yaklaştı ve bu sefere parçalanmış bir erkek cesedi gördü. Muhtemelen civarda yine pek bir şey yoktu. Arkadaşının başına geldiğinde sıkıntılı bir tavır takındı. “ İşe hoş geldin Eduardo! Cesedi fazla incelemene gerek yok benim önceki maktullerde bulduklarımdan fazlası yoktur. Tanık var mı? “
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduardo Valenti
Esrar Dairesi Çalışanı
Esrar Dairesi Çalışanı
Eduardo Valenti


Mesaj Sayısı : 38
Kan Durumu : Safkan
Özel Yetenek : Zihinfendar.
Yaş : 32

Karındeşen Empty
MesajKonu: Geri: Karındeşen   Karındeşen Icon_minitimePtsi Şub. 20, 2012 7:24 pm

Önceki Gece

Yeni bir cinayet… Bambaşka bir nokta ancak aynı lanet olası şeyin yaptığı çok açıktı. Çember daralıyor ve ölümler arttıkça bakanlık sıkıştırmayı sürdürüyordu. Başta seherbazların aradığı bir suçlu iken işin büyümesi ve gizemli bir hava kazanması Eduardo’nun da bu işe bulaşmasına neden olmuştu. Hayaletler belli bir bölgede dolanan çoğu zaman zararsız varlıklar olarak kalmalılardı. Oradan oraya göç edebilmeleri ve cinayetleri sürdürmeleri pek çok kişiyi tedirgin ediyordu. Karanlık büyücülerden biri bunu öğrendiğinde kendini yenilmez kılacak bir yol bulması işten bile değildi. İşte tüm bu sebepler Eduardo’yu tarzı olmayan polisiye olaylar zincirine sokmuştu. Foren’in üstün yetenekleriyle ve sahte FBI kimliği ile ilerledikleri yoldan ziyade bu işin içindeyse bir şeyler yapmalıydı. İşte tam da bu yüzden buradaydı. Arnavut kaldırımlı sokağın sonundaki ufak barda bir kadının gittikçe sertleşen bir şekilde polislerce sorgulanmasını izliyordu. Polisler umduğunu bulamayıp birbirlerine gitmeleri gerektiğini fısıldayarak ayrılmasından sonra kadının yanına oturdu. “Zor bir gün ha!” Kadın sarışın ve hafif tombuldu. Üzerine basit özensiz bir şekilde kahverengi v yaka bir bluz ve pantolon geçirilmişti. Yüzü muhtemelen sinirle kızarmıştı. Göz torbalarının şiş olmasına bakılırsa geçirdiği şeyler onu uykusuz bırakıyordu. Foren kadını FBI kimliği ile sorgulamıştı. Ellerindeki tek tanıktı ancak sadece basit şeyler söylemişti. Saldırgan bir hayaletti ve birini arıyordu. Kadının yüzü hakkında söyledikleri çarpık birbirini tutmayan şeylerdi. Ancak belki Eduardo fazlasını öğrenebilirdi. “Ne demezsin? Sen nesin? FBI? Gazete muhabiri? Bana lanet olası tavsiyeler vermeye çalışan bir psikolog mu yoksa?” Başını geriye yatırarak güldü. Kadının başına hepsi toplanmış mıydı gerçekten? Rahat bir tavırla konuşmaya başladı. “Hmm… Kişisel merakı olan biri diyelim. Paranormal konular üzerine araştırma yapıyorum.” Kadının bir anda ilgisinin arttığını, gözlerinin şaşkınlıkla büyüdüğünü gördü. Yutkunarak titrek bir ses çıkardı. Şaşırdığı, sevindiği ama aynı zamanda şüphelendiğini görebiliyordu. “Yani bana…” İç çekerek başını salladı. Normalde işe yaraması oldukça zor bir numaraydı ancak “Evet, inanıyorum. Bir içki?” Kadın başını salladı. “Viski.” Elini hafif kır kıvırcık saçlı barmene doğru kaldırdı. Bardakları temizlemekle meşgul adam masaya konan paraları görmesiyle gözleri ışıldayarak yaklaştı. “İki viski!” Adam hevesle başını salladı ve içkileri hazırladı. Bu sırada kadın meraklı bir şekilde konuşmaya başladı.

“Bu olayı binlerce kez farklı kişilere anlattım. Ne bilmek istiyorsun ki?” Oyun başlıyordu. İç çekerek bir süre durgunlaştı. Önüne konan viskiyi sanki konuşmak için buna ihtiyacı varmış gibi fondipledi ve bir tane daha istedi. Barmen uzaklaşırken sağına soluna dikkatlice baktı ardından sır verircesine kısık bir sesle konuşmaya başladı. “Hiçbir şey… Sadece seni biraz daha tanımak istedim. Ben… Birilerinden dinlemeye ihtiyacım var. Delirdiğimi düşünüyordum ki seni gördüm gazetede. O ucuz palavralardan değildi. Bunu anladım.” Kadın daha da şaşırdı.“Ne yani sen de mi?” Tekrar sağa sola bakınarak başıyla onayladı. “Sshh.. Burası konuşmak için tehlikeli. Gel.” Kadının elinden tutarak sürükledi ve barın ilerisinde kuytu bir köşeye çektiğinde asasını gizlediği yerden çıkardı. Karşısındaki beden korkmuş ve olayları anlamlandıramaz görünüyordu. Asasını kadının alnına dayadığında şaşkınlıkla soru sormaktan görünüşe göre kendini alamamıştı. “Hey o çubuk da ne? Neler oluyor?” Kadının gözlerinin içine bakarak rahatlatıcı bir şekilde gülümsedi. Bu gerçekten ani olmuştu ancak cinayetler sürerken fazla şansı yoktu. Etkileyiciliğini de kullanarak kadını ikna etmeye çalıştı. “Sadece bir test. Hayaleti gördükten sonra bazı psişik güçler kazandım. Çubuk bunlar için bir araç. Şimdi gözlerini kapa ve mümkün olduğunca o ana odaklan.” Kadın önce korktu, ancak sonrasında duraksayıp çubuğa baktı. Eduardo’yu amacını anlamaya çalışır gibi süzdü. Eduardo bir an zor kullanmak zorunda kalacağını sansa da başını sallayarak kabul etmiş ve gözlerini kapattı. Asasını kadının şakağına dayayarak anılarına uzandı. Çok geçmeden gümüşi parlaklıkta bir şey asasına doğru akmaya başlamıştı. Parlak sıvıyı bir iksir şişesine doldururken heyecanla gülümsedi. “Evet… Mükemmel.” Asasını cebine sokarken kadın gözlerini araladı. “Bitti mi? Zira daha fazla düşünmek istiyorum.” Gülümseyerek saçlarını okşadı tombul kadını kendine çekerek kulağına fısıldadı. “Gel buraya… Bırak da unutmana yardımcı olayım.” Dudakları kısa bir an birleşti ardından asası yeniden kadının şakağına dokundu. “Obliviate” Kadının şaşkın bakışları sırasında onu yeniden öptü.

Bugün…

“ İşe hoş geldin Eduardo! Cesedi fazla incelemene gerek yok benim önceki maktullerde bulduklarımdan fazlası yoktur. Tanık var mı?” Bilmiş bir tavırla elindeki iksir şişesini salladı. “Daha iyisi. Şu geçenki kadının anılarını almayı başardım. Sanırım gözlerinden görmek bize bir şans kazandırabilir.” Ancak bir sorun vardı. Eduardo düşünseline sahip değildi ve bakanlıktakini kullanmak için bir sürü lanet olası formalite gerekecekti. Foren’de bu tip şeylerin her daim bulunduğunu tahmin ederek sordu. “Ee… Düşünseli vardı sende değil mi?”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Foren Alator

Foren Alator


Mesaj Sayısı : 356
Kan Durumu : Melez
Rp Partneri : yok

Karındeşen Empty
MesajKonu: Geri: Karındeşen   Karındeşen Icon_minitimePtsi Şub. 20, 2012 9:52 pm

Düşünseli mi? Gümüşi sıvıya gülümseyerek bakarken tam adamına sorduğunu düşünüyordu Foren. Her türlü değişik alet mutlaka kendisinde bulunurdu. Seyahat yıllarında o kadar çok büyülü nesne edinmişti ki, şimdi pek kimsenin yaşamadığı evi bu tür şeylerle doluydu. Düşünseli, birkaç şifalı bitkiler, ki bunları aldığı satıcı sihirli güçleri olduğu konusunda garanti vermişti; ama şimdiye kadar bir kerametlerini görmemişti, tehlikeli anlarda uyarı veren bir çeşit çan, genç seherbaz bunu da pek sevmemişti; çünkü göreve gittiği an ceketinin cebinde deliye dönüyor işe odaklanmasını engelliyordu, gibi nesneler edinmişti. Böyle gereksiz eşyaların yanında oldukça kullanışlı eşyaları da beraberinde Londra’ya getirmiş biri olarak yaptıklarıyla gurur duyuyordu doğrusu. Kim olsa bu işten memnun olmaz mıydı? Merakı sayesinde gidip gördüğü yerlerden bu şekilde faydalanmak her ruhun hayal edebileceği bir şeydi. Kimsenin görmediklerini görmüş, anlamadıkları gerçeklerle yüzleşmişti. Şimdi de böyle bir olayın içindeydi ya. Görevi düşündükçe yine içine bir sıkıntı düştü siyah bir taşın berrak suya düşüp estetik duygusu veren hazzı sonlandırması misali. Derin bir nefes alarak kelimelerin hayat bulmasına izin verip bir yaratım anına tanıklık edermiş gibi. “ Olmaz mı?! “ Etrafa bakınan büyücü uygun bir yer aradı anıyı incelemek için. Sonunda etrafı kapalı bir polis karavanı gözüne iliştiğinde adama işaret ederek oraya yöneldi. “ Ben FBI ajanı James Smith… “ Aynı zamanda kimlik gösterirken büyücünün de aynısını yapıp yapmadığını dikkat etmeyerek devam etti. “ … Ortağım da John Rocher! “ Polis ikisine şaşkın şaşkın bakarken Foren, karavanı kullanmaları gerektiğini söyledi. İtiraz etse bile bir sonuç alamayacağını bilen memur onları yalnız bıraktığında ikili çeşitli aletlerin olduğu aracın içine girmişti bile.

Asasının tek bir hareketiyle düşünselini ortaya çıkaran büyücü orta boyutlarda bir masaya yerleştirdi onu. Bu arada etrafa bakınarak çeşitli aletleri gözden geçirdi. Bu herifler hep böyle mi çalışıyordu yani? Çeşitli araç gereçlerini birkaç defa görmüştü; ama şimdi bu kadar kolay inceleme fırsatı bulabildiği bir zaman dilimi hatırlamıyordu. Kapının kilitli olduğundan emin olduktan sonra düşünseline boşalan gümüşi sıvıyı izledi. Ufacık bir süre onun insanın hayatı olduğu izlenimine kapıldı. Kendi yaşamları da bir çizgi gibi sonsuzluğa akmıyor muydu? Hepsi ölecekti bir gün, kaçınılmaz sona doğru ilerlerken ruhu, rüzgara kapıldığını hissetmiyordu. Dünya bile kalmayacaktı yerinde. Düşüncelerinden sıyrılan büyücü arkadaşıyla birlikte anıların o şeffaf diyarına bir adım attı. Her şeyin az biraz flu bir şekilde resmedildiği bu yerde Foren önündeki kadına odaklandı hemen. Hafif sarışın ve tombulca olmasına rağmen güzeldi ve bir erkeğin bedenine yaslanmıştı yastık gibi. Sevgilisi miydi? Tüm bunları değerlendiremeden bulundukları oda sarsıldı. Gözleri tavana ilişen seherbaz birkaç tozun zemine doğru aktığını gördü. Aslında tozdan çok hayaletlere özgü bir şeydi bu. Kaşlarını çatan genç adam yanındakinin de buna dikkatini çekti. “ Neler oluyor burada? “

Gümüşi pırıltılar hafifçe akarken yere doğru deprem olduğunu sanan ikili korkuyla dikilmişti oturdukları yerden, gözleri önünde süzülen şeyin bir araya gelmeye başladığını gördüğünde bir kabustaymışçasına yüz hatları korkuyla kasıldı ve çığlıkları bile boğazlarında düğümlendi. İşte başlıyor! Sonunda şekil alan ruhani şey bir insan gibi de canlı görünüyordu. Kaşları çatılan büyücü iyice yaklaştı ona. Yüzünde yer yer çürükler yer alıyor, gözleri boşluğa dikilmiş gibi anlamsız bir şeyler barındırıyordu. Hareketleri ise yayvandı. Kadın çığlıklarını atarken kemikleşmiş parmak kütürtüler çıkararak şok halindeki adama döndü. Bununla birlikte çığlıklar içinde yerde kıvranmaya başlayan adamın uzuvlarının birleştiği noktalardan kanlar gelmeye başladı. “ Lanet olsun! “ Kadın bu tanımadığı şeytana yalvarır, onu rahat bırakmasını söylerken, iblis işini görmeye devam ediyor, tüm uzuvlar birer birer kopuyordu, insanın içinde bir şeylerin eksildiğini hissettiren acınası sesiyle birlikte. Mide bulandırıcı ses o kadar yoğundu ki ortalığa salınan tüm haykırışlara rağmen duyuluyordu. Önce bacaklar ayrıldı bedenden sonraysa kollar, kan göleti bedeni taşıyamayacak kadar güçsüz; ama bir o kadar kötücül bir şekilde ahşap parke üzerinde dans ederken hayalet adamın kafasını koparmasıyla birlikte işini bitirdi.

Sonra parmak sarışın kadına döndüğünde sıranın kendisine geldiğini sana tombul bu kez kendi hayatı için yalvarmaya başlamıştı. Fakat onun yerine kadında hiçbir travmatik durum gelişmedi. Hastalıklı bir şekilde nefes alan yaratığın karşısında muggle tuhaf bir şekilde sakinleşti ve yüzünde hulyalı ifade hüküm sürmeye başladı. “ O nerede? “ Derinliklerden gelen ses her ne kadar ürkütücü olsa da hedefinin yüz ifadesi hala aynıydı. Hiçbir değişiklik yoktu. Bulutsuz, masmavi bir gökyüzü gibi pırıl pırıldı. “ Bilmiyorum! “ Kadın o kadar güzel söyledi ki bu cümleyi uykusundan uyanmak istemeyen birinin yalvarışı gibiydi ya da sevgiliye söylenen sözlerden pek bir farkı yoktu. Bu olağanüstü olayın sonunda hayalet buharlaşarak yok oldu. Tombul kadınsa bayılarak kanların arasına çakıldı. Anıdan çıktıklarında Foren tüm bu olanları düşünüyordu. Basit bir hayalet olayı olmadığı en baştan belli olan durum hala bir bilinmezlikti. Erkeği öldürdü, kadını bıraktı. Üstelik onu sakinleştirip birkaç soru sordu. Kim nerede? “ Eduardo bir fikrin var mı? “ Seyahatı sırasında bahsedilen bir hikaye geliyordu aklına ama onun olacağına ihtimal dahi vermiyordu. Eğer gerçekse zaten başlarında büyük bir bela var demektir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Karındeşen
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Şehirler :: Diğer Şehirler-
Buraya geçin: