| Büyücü & Cadı Alımları. | |
|
+57Julien La Vergne Lorenzo d'Arrìgo Xavier John Redmond Ginger Gervais Andrei Ionel Sharon Lechter Kirsty Kirochka Caleb Brett Andreina Barries Amy Pond Frøydis V. Solskjær Mikaela Scholten Lareina Aurèle Caitria Cormack Chuck Luvery Karina García Dolores Caitlin Treacy Elyssa Lizzié Raymond Richard Chancellor Jr. Cordelia Barrington Jacqueline Bourbon Collesius A. Aiustha Cecilia Dawson Richard Dawson Nathan Charious Ivy Litvinenko Eilethyia C. Sky Aubrey Inora Greyn Harmonia Seymour Florentin Fauconnier Conerus Hell Greyn Belial Laurens Maxim Querta Cerise Iva Cervená Lox Nathaniel Kenward Charlotte D. De'Lauthé Mabelle Primeau Rohsan Zhaleh Benjamin Denovan Adelphe Ida Rigola Edward Alexandre Windsor Nienna Elenasse Eugen Dwayne Russell Nils Wójcik Claudia Chamberlain Matteo Orlov Raven Orlov Marilou Sláine Christopher Cain Palewing Billius Amorthane Morpheus Ivanov Reneta Rhoda Valeria Tchesnova Adrasteia Quiwen London Dunetz Bjørn Devereaux 61 posters |
|
Yazar | Mesaj |
---|
Amy Pond
Mesaj Sayısı : 24
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Ptsi Haz. 11, 2012 4:40 pm | |
| Ad ve Soyad: Amy Pond Yaş: 20 Büyücü - Cadı: Cadı Örnek Rp: - Spoiler:
Başka bir sitede yazdığım farklı bir karakter rpsidir. Umarım sorun olmaz.
Gözlerden uzak sakin bir köydü yaşadığım yer. Küçücük köy evleri ve dondurucu soğuğuyla paha biçilemez bir güzelliğe sahipti. Kar, üç mevsim yerden kalkmazdı Vaala köyünde. Diğer bir mevsimse buz gibi rüzgar, karın soğuğunu aratmazdı. Ormanlıkların fazla olduğu ve evlerin ağaçlardan yapılma olduğu bu köyde yaşardım. Finlandiya'nın unutulmuş köyünün unutulmuş bir evinde. Kırmızı prefabrik bir evimiz vardı. Fazla güzel olamsa da idare ederdi. En azından kendime ait bir odam vardı. Komşumuzun o da yoktu. 4 çocukları olan o aile hiç aklımdan silinmez. Çocuklarının hepsinin aynı odada kaldığını öğrenince ağzım açık bakıp patavatsızca sorular sormuştum. Annem ise direk kızmıştı bana. Bu tarz soruların sorulmaması gerektiğini öğretmişti. Ah, annem. Beyaz tenli, sarı saçlı güzel ve sıskaca bir kadındı. Evinde yemeğini yapar sonra da benle babama kazaklar örerdi. Babam, babam ise gemilerde çalışırdı. 4, bazen 5 ay gelmediği olurdu. O zamanlarda annemle yatardım. Gelince de bize bir sürü balık getirir ve hepsinin ismini öğretirdi bana. Güzel bir akşam yemeğine şahit olur, sonra da hep birlikte sohbet ederdik. Karşılarında dans etmeye bayılırdım. Şimdi ise ben daha çok küçükken başıma gelen bir olaydan bahsedeceğim size.
~
Küçük, sıska bir kız köyün en neşeli saatlerinde Vaala köyünü geziyordu. Okulunun önünden geçmişti en son. Şimdi ise ormandda gezmeyi planlamıştı fakat annesi izin vermeyince dört tane arkadaşını da yanına aldı. Onların hepsinin kardeş olduğu göz önünde bulundurulursa, küçük kız kendini biraz dışlanmış hissediyordu. Kızıl uzun saçlarını kulaklarının arkasına atarak şapkasını düzeltti. Etrafa göz gezdirdiğinde, ağaçların arasından yere çöken ışık huzmelerini farketti. Kendi kendine yaptığı oyuna herkes katılmaya başlamıştı şimdi. Huzmelerin yere düştüğü kısımlar arasında zıplayıp duruyor ve koşuşturuyordu. Güzel bir gündü fakat böyle devam edecek miydi? Koşuşturmaktan terleyen çocukla dolan orman biraz kükrercesine esti. Küçükler korkarken büyükler onlara sarıldı. Fakat Hannah denilen sıska kız tek başına bir ağacın arkasına saklanmıştı. Rüzgardan fazla korkmazdı fakat ilk defa böyle şiddetli bir rüzgar görüyordu. En azından dışarıdayken. Rüzgarın yavaşlamasıyla Hannah'nın ağacın arkasından çıkması bir oldu. Etrafta hala bir esinti vardı fakat öyle hissedilmiyordu. Hannah, kalın montunu biraz daha sıkarken etrafına bakındı. Dört kardeş hiçbir yerde gözükmüyordu. Kalp atışı hızlanırken korku, bütün vücudunu sardı. Gözlerinden yaşlar akmaya başlarken ne yapacağını şaşırdı.
Ayaklarını kendine çekmiş ve elleriyle sarmalamış bir şekilde bir ağaca yaslanmıştı. Gözlerinden akan yaşları çaresizce silerken etrafın saf sessizliğini dinledi. Ormandaki güzel melodiyi duydu. Bu onu mutlu edeceğine korkutmuştu. Tekrar ağlamaya başladığı sırada bir ses duydu. Çıt. Küçük bir ses. Belki de istenilmeden çıkarılmış bir sesti bu. Küçük kız bir umutla kalktı. O bu sesi yardım olarak düşlerken bir büyük bunu tehlike olarak görürdü fakat günahsız bir can, sadece bu kadar düşünebiliyordu. Birkaç adım ilerledi sese doğru. "Kim var orada? Vaala köyünü bilir misiniz? Beni oraya götürür müsünüz?" Küçük kız köyüne gitmeye yardım ararken ikinci sesi duymasıyla biraz daha güldü. Onu kurtarmaya geldiklerini düşünmüştü. Fakat etrafta kimse yok gibiydi. Küçük kız içinden bütün kalbiyle evine dönmeyi diledi. Bir ses daha işitti. Yerden sürünerek gelen bir şey gördü. Yavaşça geriledi. Korkudan yüreği ağzına gelmişti. Kocaman bir yılanın ona doğru gelmesine karşı verdiği tepki ise tiz bir çığlık ve ardından "Lütfen bana zarar verme.." dedi. Kızın korkularına iki kat daha ekleyen yılan konuştu. "Seni evine götürebilirim. Beni izle." Kız ikinci tiz çığlını basmış ve ağlamaya devam etmişti. "Beni duyabiliyor musun?" Yılan onaylarcasına baş salladı ve sürünmeye başladı. Hannah, onu takip etmesini biliyordu. Onu kaybetmek istemediğinden koşar adımlarla ilerledi. Yaklaşık on beş dakika takip etti onu. Yılan konuşmadan devam etti. Köy gözükene kadar süründü, gözükünce durdu. Etrafında bir tur attı ve konuştu. "Buradan sonra sizi yanlız bırakıyorum. Eve güvenlice gidin. Tekrar görüşeceğiz." Hannah istemsiz bir şekilde gülümsedi ve bir saniye dursa kaybolacakmışçasına koşmaya başladı. Evinin önüne kadar durmadı. Kapıyı hızlıca çaldı. Annesi, bulaşıklı ellerle kapıyı açınca küçük kız candan bir şekilde annesine sarıldı. Bütün göz yaşlarını boşaltırken annesi ona ne olduğunu sorup durdu fakat küçük kızın cevap verecek mecali yoktu. Yatağına yattı ve masum bir uyku çekti.
~ Birkaç Saat Sonra
Gözlerini büyük sesler yüzünden açmak zorunda kaldı. Dışarıdan gelen gürültüyü çok merak etmişti. Hafifçe kalktı. Etrafına bakındığında annesini göremedi. Nedensiz bir endişeye kapılınca dışarıya çıktı. Büyük bir kalabalık. Ellerinde meşale ile dolu bir topluluk ve karşılarında sadece annesi. Kız korktu. Gözünden damla damla yaş akmaya başlayınca annesi içeri girmesi gerektiğini söyledi. Fakat topluluğun en başındaki kadın sinsice Hannah'yı süzdü ve konuşmaya başladı. "Bu kız bir şeytandır. Onu yılanlarla konuşurken gördüm. Köyümüze lanet getirecek. Yakalayın!" Hannah ağlamaya başladı. Yaptığı şeyden utanıyor muydu? Bu yüzden mi ağlıyordu yoksa kadının laflarına mı? Ne yapacağını bilmiyordu. Sadece ağlıyordu. "Kanmayın onun ağlamasına. Kandırmk için yapıyor. Şeytan o! " diyerek tekrar konuştu kadın. Yaşlı kadın tipiyle yetirnce korkutmuştu onu. Bir de söyledikleri yüzünden iyice ürkmüştü küçük kız. Annesi koşarak yanında geldi ve kucağına otturtarak sarıldı ona. Saçlarını okşadı güzelce. Sevdi bir süre. Sonra bir hışımla baktı, Hannah'yı öldürmek isteyen topluluğa. "Bu yaşlı kadına mı inanıyorsunuz? Küçücük kızdan ne istiyorsunuz. O kadın eğlence arıyor. Kızım ne yapabilir?" dedi. Annesi onu bir güzel korurken insanlar ona inanmaya başlayıp dağılmaya başlamıştı. Herkes kadının bunamış olduğunu düşünüyordu şimdi. Fakat aslında haklıydı; o bir cadıydı.
~Evin İçerisinde
Sessiz duvarlar, sessiz anne. Hiç bir şey söylemiyor, sadece düşünüyor gibiydi. Küçük kız ise sakinleşmiş ve yatağına yatarak yılanı düşünüyordu. Nasıl konuşmuştu onunla? Kafasına takılan bu soruyu düşünürken içinden geçirdi. Ihmettelen, jos olen vihainen? Kendini anında inandırabilirdi. Böyle bir yeteneği vardı fakat inanmak istemiyordu. Sadece ayıcığına sarılıp uyumak istiyordu. En sevdiği ayıcık. Bir tane gözünü bebekken yemiş bile olsa da hala çok sevimli duruyordu. Bu belki de babasının ona balıktan başka getirdiği tek hediyeydi. En değerlisi diyebilirdi. Ayısına sarılıp tam uyuyacakken annesinin narin fakat oldukça endişeli sesini işitti. "Bu kadar zamandır sakladım. Ama bilmeli, onun hakkı." Ne? Neyi bilmeliydi Hannah? Annesi ne saklıyordu? Hemen doğruldu ve annesine baktı. "Neyi bilmeliyim anne?" Annesi biraz korkmuş, biraz da geilmişti. Hannah, annesini ilk defa bu kadar solgun görüyordu. Gözlerinin altı kararmış ve en az iki kilo daha vermişti. Annesi döndü ve yanına oturdu. Hannah'nın bir elini kucağına aldı ve sımsıkı kavradı. "Gel tatlı kızım. Sana bir şey söylemeliyim. Sen, o kadının dediği gibi bazı özel şeylere sahipsin. Ama iyi yönden. Sen bir büyücüsün. Hatta okuluna gidersen en iyisi olursun." Ne? Şimdi büsbütün şoka girmişti. Bir cadı mı? Annesi her zaman onların masal olduğunu söylerdi fakat gerçekti. Kendine izin veremeden ağzı kulaklarına kadar gitti. Fakat annesine kızgındı. Tekrar büzdü dudaklarını. Bu sefer alev saçan gözlerle bakma sırası Hannah'daydı. "Ne? Anne nasıl söylemezsin?" Annesi ürkmüşçesine geriledi. Söylediğine pişman olmuş gibiydi. Fakat vazgeçeceği de malum durmuyordu. "İstersen seni okuluna götürebiliriz. " Bu harikaydı. O da sonunda farklı bir yere gidecekti. Çok eğlenecekti. Yeni yerler görmesi ve yeni arkadaşlar edinmesi düşüncesi onu sevinçten havalara uçuracaktı. Ya da bunu okulda öğrendiği zaman kendi yapardı. "Haydi sana bir hikaye anlatayım. Adı Hogwarts olan bir okul varmış..." Küçük kız annesinin kucağına oturdu ve onu dinlemeye başladı. Onun için hayatında yeni bir sayfa açılıyordu.
| |
|
| |
Andreina Barries Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 628 Kan Durumu : Safkan olduğunu sanıyor. Özel Yetenek : Zihinbendar, metamorfmagus.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Ptsi Haz. 11, 2012 5:35 pm | |
| | |
|
| |
Caleb Brett Ressam
Mesaj Sayısı : 29 Kan Durumu : Safkan Rp Partneri : Briseis'e abayı yakmış
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Salı Haz. 12, 2012 7:15 am | |
| Caleb Brett, 25, Büyücü(ressam) *oyunumu koymama sebebim, kütüphane görevlisiydim fakat bir süre siteye giremediğim için rütbem alınmış. | |
|
| |
Richard Chancellor Jr. Ravenclaw VI. Sınıf
Mesaj Sayısı : 922 Kan Durumu : Safkan. Rp Partneri : Lotte.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Salı Haz. 12, 2012 7:18 am | |
| | |
|
| |
Kirsty Kirochka
Mesaj Sayısı : 2 Kan Durumu : safkan
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Perş. Haz. 14, 2012 6:09 pm | |
| Kirsty Kirochka, 10, cadı, Julian Granville. | |
|
| |
Sharon Lechter Slytherin V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 423 Kan Durumu : Safkan.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Perş. Haz. 14, 2012 6:17 pm | |
| - Richard Chancellor Jr. demiş ki:
- Rütbe veriliyor.
| |
|
| |
Andrei Ionel Büyücü
Mesaj Sayısı : 92 Kan Durumu : Safkan
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Çarş. Haz. 20, 2012 9:46 am | |
| Anrei Ionel 19 Büyücü
Gustav Ionel 63 Büyücü
*Aleksa ve türevleri benim. | |
|
| |
Bjørn Devereaux Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1279 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Meta.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Çarş. Haz. 20, 2012 10:51 am | |
| Başvurularınız onaylanmıştır. Rütbeleriniz veriliyor. | |
|
| |
Ginger Gervais Cadı
Mesaj Sayısı : 14 Kan Durumu : Melez. Rp Partneri : Çok sık değişir.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Cuma Haz. 22, 2012 9:27 pm | |
| Ginger Gervais, 28, Cadı, Phoebe Blankship diğer karakterim. | |
|
| |
Bjørn Devereaux Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1279 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Meta.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Cuma Haz. 22, 2012 9:40 pm | |
| Başvurunuz onaylanmıştır. Rütbeniz veriliyor. | |
|
| |
Xavier John Redmond Seri Katil, Hacker
Mesaj Sayısı : 2 Kan Durumu : Safkan Rp Partneri : Aranıyor.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Paz Tem. 01, 2012 7:43 pm | |
| Xavier John Redmond30Seri Katil | Hacker (eklenebilirmi?)- Spoiler:
Büyüleyici siyah bir kuş pencerenin önünden huşuyla geçiyordu. Onun havada süzülüşünü izlemek insanın üzerine inanılmaz bir mutluluk salıyordu. Uçmak, özgür olmak. Xavier bu duyguyu hissetmeyeli epey olmuştu. İçindeki isyankâr ruh çığlıklarla hemen Quidditch sahasına gitmesini istiyordu. Bu mutluluğu teninde tekrar hissetmek bedenini kapladığını görmek istiyordu. Mutsuzlukla dışarıdaki havaya baktı. Sabahın tüm güzellikleri ve Ekim' in tüm kasvetini toplamış Xavier’ı isyana davet ediyordu. Bugün Ekim'in son günüydü ve belkide bir kaç ay içinde görebilecekleri son güneşli gündü. Gözlerinde elle tutulabilir bir mutsuzluk vardı. Kendini hapsedilmiş gibi hissediyordu. Özgürlüğü kısıtlanmıştı. Tek görüş günleri ise Çarşamba'larıydı. Onun da gelmesine daha 4 gün vardı. Henüz Quidditch maçları da başlamamıştı. Ruhu sıkılıyordu. Kalbide ona eşlik eder gibi az atmaya başlamıştı. Damarlarında kanının akmasını sağlamanın tek çaresi vardı. Vücuduna hava desteği vermek. Pencerenin yanındaki koltuğu ayaklarıyla iterek doğruldu. Vücudunda somut bir istek dolaşıyordu. Yaşamasının tek çaresinin ne olduğunu bilen ölüme mahkûm bir tutuklu gibiydi. Yatakhaneye ilerleyerek yatağının yanında komodinin kenarına koyduğu süpürgesini aldı. Süpürgesinin pürüzsüz sapını elinde dolaştırırken ateşin vücudunda kalbine doğru ilerlediğini hissedebiliyordu. Gözlerinde kimsenin anlam veremeyeceği bir ışık parıldıyordu. Bunu sadece bir Quidditch Oyuncusu anlayabilirdi. Süpürgesinin ucuna altın harflerle işlenmiş yazıya baktı;"Ateşoku". Yüzündeki gurur ve kibir karışımı duyguyla yatakhanenin soluk kahverengi kapısını açarak ortak salona ilerledi. Ateşokunu aldığı günü hatırlıyordu. Öyle mutluydu ki. Daha önce hiç şeker yememiş bir çocuk gibi ilk kez süpürgeye bindiğini hissetmişti. Daha önce hiç bu kadar muhteşem bir hediyesi olmamıştı. Şimdilerde pek rövanşta bir süpürge olmasa da o günlerde alabilmek için dükkânın önünde kuyruk olurdu. Ateşoku gibi bir kaç süpürge daha çıkmıştı. Ama Ateşokları popülerliklerini hep korumuştu. Hala en çok kullanılan süpürgeler arasındaydı. Xavier onu ellerinde kırılacak bir eşya gibi taşıyarak portre deliğinden tırmandı. Giriş Salonundaki araziye açılan büyük ve ihtişamlı kapıya doğru ilerledi. Heyecanlı bir kalabalık onu içine çekmeye hazır gibiydi. Ama o onlara aldırmadan arazinin muhteşem havasıyla ciğerlerini doldurdu. Herkes bu akşam ki balo için heyecanlıydı. Durmadan kostümleri ve saçları hakkında konuşuyorlardı. Xavier onları duymamaya çalışıyordu. Çünkü kendisi de onlar gibi baloya hazırlanmalıydı ve bu süreç onun havada kalacağı zamanı daraltıyordu. Diğerleri gibi heyecanlı değildi. Ama etrafa yayılan söylentilere göre şimdiye kadar ki en muazzam balo olacaktı. Bu Cadılar Bayramı Büyük Salon' da kutlanmak yerine Balo Salonunda kutlanılacaktı. Xavier bunu duyduğunda söylentilerin gerçek olabileceği kanısına varmıştı. Balo Salonu, içinde her türlü gösteriyi sağlayabilecek kadar büyüktü ve çeşitli sihirlerle donatılmıştı. Xavier en son Balo salonuna girdiğinde ne için orada bulunduğunu hatırladı; Savaşta ölen kahramanlar için yas töreni. Balo ağlıyor gibi görünüyordu. Slytherin'lerin bile üzüldüğü görülebiliyordu. Ki bu odanın sihrinin bir parçası gibi görünüyordu. Oda kendini içindeki kutlama ve anma gibi törenler için hazırlıyordu.
Gecenin nemiyle ıslanmış çimleri ezerek Bekçi kulübesinin arkasındaki patikadan Quidditch sahasına ilerliyordu. Yasak Orman çekiciliğini ve gizemlerini kullanarak insanları içine çekmeye çalışıyordu. Öğrenciler arazinin ıslaklığına aldırmayarak çimlere yayılmıştı. Xavier' de onlar gibi bu ortamın etkisindeydi. Öğleden sonraki dersler iptal edilmişti. Ki bu da bu Cadılar Bayramı' nın Hogwarts' ın tarihine geçeceğinin bir kanıtıydı. Ayaklarının altında ezilen çimlerin seslerinin dışında sessizlikle Quidditch Sahasına ilerledi. Artık adımlarını çamurlaşmaya başlamış toprakta atıyordu. Vücudunu kaplayan bir sıcaklık ellerine doğru ilerledi ve Ateşokunu istemsizce kaldırmasını sağladı. Xavier Ateşokuna atladığında tüm hapsedilmişliğinin üzerinden gittiğini hissetti. Neşeyle çığlık attı. Hava onu sevinçle kucaklamıştı. Gökyüzüne doğru hızla uçtu. Ateş oku hızlandıkça o sesini daha da yükseltiyordu. Gülümseyerek Tutucu çemberlerinin içinden geçti. Kahkahalarıyla sarsılan Quidditch sahası onu bırakmaya niyetli değildi. O da onu. Elinde olmadan gülümseyip çığlıklar atarak Ateş okunun havayı yararken çıkardığı sesleri kuvvetlendiriyordu. O kendini kaybetmişken saatinin tik taklarını duyamıyordu. Zaman gittikçe ilerliyordu. Bir saat sonra Cadılar Bayramı Balosunun başlayacağının farkında bile değildi. Nefes almak ve vücudunu dinlendirmek için havada birkaç saniyeliğine durakladı. Beyninde biraz önce ona buraya gelmesini söyleyen şimdi ise kızgınlığa bürünmüş bir ses saate bakmasını söylüyordu. İstemsizce sol elini kaldırıp kıyafetinin kapattığı saati gün ışığına çıkardı. Gözleri dehşetle açıldıktan bir saniye sonra yere dalışa geçti. Toprağı ezerken gittikçe hızlanıyordu. Artık koşmaya başlamıştı ki arazinin bittiği noktaya, Hogwarts kapısına vardı. Arazinin havasını son bir kez ciğerlerine çekerek Hogwarts’ın heyecan kokan havasına daldı. İnsanlar telaş içinde koridorlarda koşturuyordu. Birçoğu kıyafetlerini giymişti bile. Xavier onların yanından geçerken büyük bir tezat oluşturuyordu. Diğerleri kostümlerini üzerine geçirmişken o terli eşofmanlarıylaydı. Koridor boyunca koşup ortak salonuna vardı. Ev cinlerinin telaşlı sesleri duyulabiliyordu. Portre deliğini hızla açarak içeriye daldı. Arkadaşlarından bazıları ona şaşkınlıkla seslenirken o elini aceleyle sallayarak yatakhaneye koştu. Dün gece hazırladığı kıyafeti gardıropta asılı duruyordu. Ama önce sıcak bir duşa girmeliydi. Buna zamanı yoktu. Bildiği tüm sihirleri zihninde gözden geçiriyordu. En sonunda sık kullanılan bir sihir aklına geldi. Asasını vücudunun etrafında gezindirerek; "Aklapakla" diye mırıldandı. Vücudundaki kirler vantuzla emilirmiş gibi asasının içine ilerlerken o temizlendiğini hissediyordu. Şimdi temizlenmiş olan vücuduna en sevdiği parfümünü sıkarak kıyafetini giyindi. Saçları kendisinden geçmiş gibi görünüyordu.
Adımlarını kendinden emin bir şekilde ortak salona çevirdi. O içeriye girdiğinde birçok bakışı üzerinde hissedebiliyordu. Utangaç bir gülümseme suratını kaplarken çekingen bir şekilde portre deliğinden tırmandı. Bu kıyafetle çok zor oluyordu. Aslında kesimi kolay hareket edebilmeyi sağlıyordu. Ama Xavier böyle bir kıyafeti ilk kez giyiyordu. Kendini şimdiye kadar hiç olmadığı gibi hissediyordu; Yakışıklı ve çekici. Koridorlardan geçerken bakışlar üzerine çevriliyordu. Suratının kırmızıya dönüştüğünü hissedebiliyordu. İçinden Keşke bu olmasa diye diliyordu. Ama bu gecenin böyle geçeceği belliydi. Ona yüzyıllarmış gibi gelen birkaç dakika sonra Balo Salonunun kapısı gözüktü. Salonun ışıklandırması koridora yansımıştı. Daha salona girmeden içini bir heyecan bürüdü. Salon bitene kadar görevlilerden başka kimse görememişti. Birçok kişi içeri akın ediyordu. Xavier kapıdan içeriyi adımladığında nutkunun tutulduğunu fark etti. Hogwartsta daha kaç tane sürpriz yaşayacaktı. Hayatı boyunca hiç böyle bir görkem görmemişti. Zorlukla yutkunarak etrafına bakınıyordu. Keşke 10 tane gözüm olsaydı diye düşündü. Çünkü etrafı bir an önce gözlemleyebilmeyi istiyordu. Oda siyah ve kırmızının aşkıyla döşenmişti. Salonun ışıklandırması on metre yukarıda süzülen oyulmuş devasa balkabaklarının içinden gelen ışıkla yapılıyordu. Masalar oyulmuş devasa balkabakları şeklinde dizayn edilmişti. İnsanlar içine girip oturabiliyorlardı. Siyah perdeler pencerelerin etrafından dolanıyor ve odayı bir çadıra dönüştürüyordu. Dans pisti salonun büyük bir kısmını kaplıyordu ve dans pistinin üzerinde muazzam bir ışıklandırma vardı. Burayı Muggle'ların deyimiyle; bir Diskoya dönüştürmüşlerdi. Xavier şaşkınlık içinde masalardan birine geçti.
| |
|
| |
Karina García Dolores Gryffindor VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1537 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Veela, Meta.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Paz Tem. 01, 2012 8:04 pm | |
| | |
|
| |
Lorenzo d'Arrìgo Büyücü
Mesaj Sayısı : 23 Kan Durumu : Safkan Yaş : 52
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Cuma Tem. 06, 2012 3:50 pm | |
| Lorenzo d'Arrìgo 39 Büyücü Mesajımı Björn'e attım. ^^ | |
|
| |
Bjørn Devereaux Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1279 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Meta.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Cuma Tem. 06, 2012 3:51 pm | |
| Başvuru onaylanmıştır. Rütbe veriliyor. | |
|
| |
Julien La Vergne Gezgin
Mesaj Sayısı : 5 Kan Durumu : Safkan.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Paz Tem. 08, 2012 7:52 pm | |
| Ad ve Soyad: Julien La Vergne Yaş: 26 Büyücü - Cadı: Büyücü / Gezgin eklenebilir mi acaba? Örnek Rp: Daphne S. Aswang, Carmen La Vergne | |
|
| |
Lestat Audrica Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 431 Kan Durumu : Safkan Rp Partneri : Andreina Barries Özel Yetenek : Meta, Zihinfendar. Yaş : 32
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Paz Tem. 08, 2012 8:31 pm | |
| | |
|
| |
Katie Campbell Şarkıcı, Söz Yazarı
Mesaj Sayısı : 14 Kan Durumu : Safkan. Yaş : 42
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Ptsi Tem. 09, 2012 10:28 am | |
| Katie Campbell. 30. Cadı ama "Şarkıcı&Söz Yazarı" olarak yazılabilir mi? Lorenzo d'Arrìgo diğer karakterim. | |
|
| |
Karina García Dolores Gryffindor VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Mesaj Sayısı : 1537 Kan Durumu : Safkan. Özel Yetenek : Veela, Meta.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Ptsi Tem. 09, 2012 10:48 am | |
| | |
|
| |
Lorenzo von Matterhorn Büyücü
Mesaj Sayısı : 9
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Ptsi Tem. 09, 2012 6:14 pm | |
| Ad ve Soyad: Lorenzo von Matterhorn Yaş: 28 Büyücü - Cadı: Büyücü Örnek Rp: Valentine Marquesa Sıra olarak awesome! verilirse negzel olur | |
|
| |
Sedona Treveaux Okul Müdiresi, Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Mesaj Sayısı : 241 Kan Durumu : Melez.
| Konu: Geri: Büyücü & Cadı Alımları. Ptsi Tem. 09, 2012 6:40 pm | |
| Ne yazık ki sıraya meslek ismi yazılıyor ve awesome da bir sıfat olduğundan dolayı vermem mümkün değil. Bu yüzden rütbe büyücü olarak verildi. | |
|
| |
| Büyücü & Cadı Alımları. | |
|