Su Ağaoğlu

Konu: Su Ağaoğlu Paz Tem. 08, 2012 1:56 pm

Öğleden sonraki ilk ders olan Sihirli Yaratıkların Bakımı dersliğinden içeri giren Su, ortalığın fazla sessiz olduğunu fark ediyor. Zira sınıfın ne ışıkları yakılmış, ne de pencerelerden aydınlık girmesi için perdeler açılmış. Görüşü oldukça kötü olan genç kız belli ki profesöre kızıyor, eh haksız olduğu da söylenemez. Dersliğe yanlış bir zamanda gelmiş olup olmadığını merak eden Su sınıfı yavaş ancak bir o kadar da temkinli adımlarıyla turlamaya başlıyor. Tam bu sırada pencerelerin önüne bir kağıt iliştirilmiş olduğunu fark ediyor. Merakla adımlarını o tarafa yönelttikten sonra perdeleri aralayıp, yazılanları mırıldanarak okunuyor.

"Su, seni şimdiye kadar hiç ayak basmadığın bir ortama davet ediyorum. Yaratıkları inceleyebilmek ve anlayabilmek için, onlarla aynı ortamda bulunman gerekir. Dersliğin hemen ortasındaki sıranın altında gizli bir tünel var. Sorularını sonrası için sakla."

Öhöm:

Konu: Geri: Su Ağaoğlu Paz Tem. 08, 2012 3:48 pm

‘‘İpek seni öldürebilirim!’’
‘‘Bunu yapmayacağını ikimizde biliyoruz, kardeş.’’

Sinirli tavırlarını kız kardeşine belli ettirmeye çalışıyordu. Mavi gözleri, sinirle parlarken hızla kekini aldı ve büyük salondan çıktı. Son günlerde adı ‘Kekli Kız’a çıkmış ve birazcık dalga konusu olmuştu. Ama umurunda bile değildi. Binası ona yetiyor ve artıyordu. Şimdi ise kız kardeşinin azarını dinlemişti. Kafasını hızla çevirip porsuklara selam verdi ve otuz iki dişini gösterdi. Bir yandan da kekini yerken rahatını hiç bozmuyordu. ‘‘Çırptım çırptım karıştırdım, kendimi onla yarıştırdım.’’ Şarkısını söylerken en sonunda dersliği bulmuş ve sakince adım atmıştı ortama. Sessiz olması genç cadıyı şüphelendirirken yüzünü buruşturdu. Bir kediyi andıran burnu ile havayı kokladı. Kek kokusu yoktu, hayır olamaz! Temkinli adımlarını pencereye yönelttiği sırada beyaz kâğıt ile zıpladı. Gitmediği yerlerden çok korktuğu doğruydu. ‘‘Yine yaptı profesör abla yapacağını.’’ Burnunu kıvırırken sıranın yanına gitti ve tünelden girmeye başladı. Kek kokusunun olmamasından rahatsızlık duvarken elindeki kekten bir ısırık daha aldı. Böcekli tünele adım attığında sakince yürümeye başladı. İleride bir ışık görünce koşmaya başladı ve bağırdı. ‘‘Güneşi gördüm!’’

Konu: Geri: Su Ağaoğlu Paz Tem. 08, 2012 8:28 pm

Su, tünelden çıkıp etrafında bir tur döndükten sonra bulunduğu yeri iyice inceliyor. Zira burası şu ana kadar hiç ayak basmadığı bir ortam. Işık burada da çok az, ağaçlar güneş ışınlarını engellemiş durumda fakat genç cadı Yasak Orman'ın içerisinde büyü yapıp tehlikeli yaratıkları üstüne çekmek istemez herhalde. Tam bu sırada büyük bir toprak kütlesinin hareketi duyuluyor. Heyelana benziyor ancak Yasak Orman'da o kadar eğimli bir yüzeyin olmadığını az çok biliyor olmalı genç cadı.

İki şansın var, ya gidip kontrol edeceksin ya da ağaçlardan birinin gerisine saklanıp bekleyeceksin.

Konu: Geri: Su Ağaoğlu Ptsi Tem. 09, 2012 8:47 am

Tünelden sonra gördüğü orman genç cadıyı şaşırtırken, korkutuyor da. Hiç daha önce gelmediği bu orman fazlasıyla garip görünüyor. Ağaçların hışırtısı ve yerin çamurlu görüntüsü fazlasıyla iğrenç. ‘‘Burada kek bulunmaz ki.’’ Yakarışları hala sürerken sarsıldığını hissediyor. Ağzından birkaç kere ‘oha’ kelimesi kaçsa da kendine geliyor. Heyelan? Bir ormanda mı? Şaka mı bu? Etrafa bakıyor ve ilerlemeye karar veriyor. Bilmediği bir yer olabilir ama o kadar da korkak değil.

Konu: Geri: Su Ağaoğlu Ptsi Tem. 09, 2012 2:53 pm

Genç cadı temkinli adımlarla sesin geldiği yöne doğru ilerliyor. Büyük bir toprak parçasının yer değişimi yaşadığını anlayabiliyor, zira etrafta kalkık toz kütleleri bulunmakta. Ayakkabılarının altında da rahatsız edici küçük taş parçacıkları bulunmakta. Fakat genç cadı neden olduğunu anlayamıyor. Zira etrafta bunun için hiçbir sebep yok gibi.