Anastasia Myra Edenbahen Ravenclaw V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 25 Kan Durumu : Melez Yaş : 36
| Konu: Anastasia Myra Edenbahen Çarş. Tem. 04, 2012 2:11 pm | |
| Ad ve Soyad: Anastasia Myra Edenbahen Kişisel Özellikleri: Myra kendisine verilen görevi kutsal sayarak eksiksiz halde yerine getiren, kurallara ve derslerine sıkı sıkıya bağlı bir kızdır. İyiliğin gücüne inanır ve her zaman mutlaka daim geleceğini düşünür. Bu onu biraz saf yapsa da, gözünün önündekileri görecek kadar akıllıdır. Ailesinden ve onların tanıdıklarından aldığı güç onu bazen kibirli biri haline getirebilir, ama bunu çok belli etmemeye çalışır.
RP Örneği: - Spoiler:
Günün ilk dersi... Normalde bu düşünceyi çok heyecanlı bulabilecek olan genç cadı, büyük salonda meyveli pudinginin kalan parçasını kaşıklarken ve ders programının yazılı olduğu kağıda kaşlarını çatarak bakarken, bir nedenden dolayı içinde oluşan buz gibi soğukluğa engel olamıyordu. Profesörün Slytherin bina başkanı olduğunu duymuştu. O binadan resmen tiksinti duyan Myra, yeni profesöre karşı da önyargı duymaktan kendini alıkoyamıyordu. Pudingi bitirirken, dalgın bir şekilde ders programını tekrar çantasına tıktı. Eh, bu konuda endişelenmenin hiçbir anlamı yoktu şimdi. Her zaman yaptığı gibi, başı dik bir şekilde dersine girecekti ve binasının amblemini gururla taşıyacaktı. Kendi kendine gülümseyerek cübbesinin göğsüne işlenmiş olan sarı - siyah ambleme dokundu ve masadan kalktı. Derse zamanında yetişmek istiyordu, böylece profesöre onu azarlamak fırsatını en baştan sunmayacaktı. Koridorlardan geçip zindanlara doğru ilerlerken bazı salak öğrencilerin arkasından kıkırdadığını duydu, ama burnu havada, kimseye bakmadan geçti.
Zindanlar buz gibi havasıyla ve taştan duvarlarıyla ona her zaman itici gelmişti. Şalını almış olmayı diledi içinden, ama artık bunun için çok geçti. Derin bir iç çekti ve zindan kapısını yavaşça ittirerek açtı. Açar açmaz buz gibi bir esinti karşıladı onu. Hafifçe yüzünü buruşturan Myra'nın içinden dönüp gitmek geçti o anda, ama bundan daha iyisini yapabileceğini biliyordu. Geçip ön sıralardan birine oturdu ve çantasından iksir kitabını çıkartarak önüne koydu. Profesör o anda konuşmaya başlayınca Myra dikkatini kadının oldukça sert görünen çehresine verdi. Kendini Profesör Bullock olarak tanıtan kadının sadece çehresi sert değildi, sesinde öyle bir ton vardı ki, o istese bile genç kız onunla tanışmaya cesaret edebileceğini sanmıyordu. Profesör tanıtımı kısa keserek hazırlayacakları iksiri anlatmaya başlayınca Myra hemen bir parşömen ve tüy kalem çıkararak not almaya başladı. İksirin adı çok ilginç gelmişti kulağa. Hızlı hızlı iksirin özelliklerini yazarken kulağa hoş geldiğini düşünmeye başlamıştı. Ta ki yarattığı keyif duygusunun tehlikeli olduğunu ve iksirin gerekirse ölümcül bir özellik alabileceğini öğrenene kadar. 'Nasıl bir profesör ilk dersinde böyle bir iksir öğretebilir?' diye geçirdi içinden, biraz da dehşete düşmüştü. Profesör iksire başlamalarını söyleyince notlarını çabucak tamamlayarak parşömeni çantasına tıktı ve kitapta on beşinci sayfayı açtı.
Anlatım oldukça basit görünüyordu, öyle ki Myra bu işi hemen halledebilecekmiş gibi bir hisse kapıldı. Önce odanın köşesinde bulunan musluğun yanına giderek kazanını, ağızdan üç parmak bırakacak şekilde temiz suyla doldurdu. Normalde hep yarım kazan su kullanılırdı iksir yapımında, ama bu karışım hazır olurken bir kısmının buharlaşıp gideceğini yazan kitaba güvenen Myra, biraz ağırlaşan kazanını gönül rahatlığıyla masasına taşıdı. Malzemelere tekrar göz gezdirdi. Toz haline getirilmiş ökseotu, Jamona bitkisinin salgıladığı sıvıdan iki küçük damla, kurutulmuş böcek gözleri ve bir tutam haşhaş. Kaşlarını çatan Myra, ateşi yakarken iksirin birleşenlerinin bile midesini kaldırdığını düşündü. Bu düşüncelerini bir yana koyarak suyun kaynamasını bekledi, sonra sıvıdan iki damla damlattı. Bitkinin bu kadar kokup kokmadığını merak etti, çünkü şu anda çıkan kokuyu anlatabilecek en güzel söz iğrençti. Sonra haşhaşın bir kısmını avcunda iyice ezerek kazana bıraktı ve saat yönünde karıştırmaya başladı. Artık kokudan başı dönüyordu. O sırada profesörün sesini duydu. O kadar değişik geliyordu ki şimdi, başını hayretle kaldırmadan edemedi. Ah, ama tabi... Slytherin'li bir öğrenciye tavsiye veriyordu. Myra sinirinin bütün vücudunda yayılmaya başladığını hissetti - yanılmamıştı işte. O sırada profesör de onu fark etti. 'Önüne baksana zevzek! İksirine yoğunlaş boş boş sınıfı dikizleyeceğine! Eğer süre tamamlandığında iksirin başarılı olmazsa cezaya kalacaksın küçük cadı.' Bir de üstüne azar yemişti! Başını hırsla kazanına çevirdi ve 'Bakalım iksirimden sonra böyle konuşabilecek mi?' diye mırıldandı kendi kendine. Artık hiçbir şey umrunda değildi. Bu iksiri en iyi şekilde yapacak ve profesör Bullock'u haksız çıkaracaktı. Bu Slytherin'lerin de çenesini kapatmaya yeterdi.
Altıncı kez karıştırdıktan sonra bu sefer ökseotunu attı içine. Bu, o iğrenç kokunun biraz bastırılmasına yardımcı olmuştu. Derin bir nefes alma cesaretini gösteren Myra, bu sefer, ellememeye büyük özen göstererek böcek gözlerini sıyırdı kazanına ve tekrar karıştırmaya başladı, bu sefer beş dakika boyunca iki kez saatin tersi yönünde, bir kez de saat yönünde. Nasıl olduğundan emin olamıyordu gerçi, ama inşallah iyi olurdu. Beş dakikanın sonunda ateşi biraz kıstı ve haşhaşın geri kalan kısmını da kazana ekledi. Dersin sonuna yaklaşıyorlardı. Bu onun için çok sevindirici bir haberdi. On dakika boyunca iksirin kaynamasını ve suyunu giderek çekmesini izledi ve bu süre sonunda ateşi söndürdü. Dökmemeye özen göstererek iksirini küçük bir şişeye doldurdu, sonra üzerine ismini ve binasını yazarak masada bıraktı. Ödevi de not aldıktan sonra çıkmaya hazırdı. Kimseye, özellikle de profesöre bakmadan sınıfı terk etti ve Hufflepuff ortak salonunun yolunu tuttu.
| |
|
Seçmen Şapka Seçmen Şapka
Mesaj Sayısı : 476 Kan Durumu :
| Konu: Geri: Anastasia Myra Edenbahen Çarş. Tem. 04, 2012 2:19 pm | |
| | |
|