Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Let it be

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Gisela Müller
Hayat Kadını
Hayat Kadını
Gisela Müller


Mesaj Sayısı : 9
Kan Durumu : Safkan
Rp Partneri : Olsa kesin öldürürdüm kız arkadaşlarını.

Let it be Empty
MesajKonu: Let it be   Let it be Icon_minitimePerş. Haz. 21, 2012 9:20 pm


Let it be 8gdg4

And Im a black rainbow
And Im an ape of god
I got a face thats made for violence upon
Im a teen distortion
Survived abortion
A rebel from the waist down
I wanna thank you mom
I wanna thank you dad
For bringing this fucking world


    Günlerden bir gün, yine hepsinin aynısı olan bir gün. Kadın, viskisini yudumlar, gözüne kestirdiği adamın yanına gider ve yanındayken kucağında bulur kendini. Hiçbir karmaşıklığı olmayan, gözler önünde, basit bir hikaye. Evet, hergün aynı hikaye, aynı terane. Yaşadığı en büyük heyecan, adamın zengin çıkıp daha pahalısından bir viski almasıydı kadına. Daha romantik davranmasıydı belki de, nadiren. Daha içten olabilirdi, belki daha uzun süre yanında kalabilirdi adam. En azından bir saati geçebilirdi birlikteliği. Ellerini onun ellerinin üzerine koyup öylece bakabilirdi kadına. Anlamlı olabilirdi belki, bomboş olmaktan uzak. Barda çalan bu şarkı, kadının duygularıydı bir nevi. Her akşam birkaç kez çalınırdı, kadın durulurdu kendi içinde. İnce, uzun parmaklarıyla bar masasının üzerinde kendince ritim tutuyordu şarkı çalarken. Tam ortada deli gibi dans eden kızı ve sırf göğsüne dokunabilmek için paralarını saçan adamları seyrediyordu o sırada. Belki de evde bekleyenleri vardı o adamların, belki de yoktu. Kravatını sıcaktan bunalarak aşağı indiren, beyaz üzerine mavi çizgili gömleğinden göbeği çıkan adamlardı bunlar. Buradaki kadınlar gibilerdi onlar da, bir beklentileri yoktu tek gecelik ilişkiler dışında. Kadın memnundu halinden, arada bir kafası gidiyordu işte, o kadar. İşinden hayatını rahat sürdürebileceği kadar para alıyordu, birliktelik yaşamadan evine gittiği günlerde de sütyeninin altında onlarca kağıt para bulabiliyordu. Var mıydı daha iyisi? Elbette.

    Barda, meslektaş arkadaşları dışında hiçbir hemcinsini göremiyordu kadın. Kalan erkeklerin de çeyreği bile yakışıklı yada çekici değildi. Tek çekici yönleri dolup taşan cüzdanlarıydı. Sağındaki masada oturan adam sürekli kaş göz yapıyordu kadına. Yaklaşık bir saat önce kucak dansı yapmıştı adama, hoş. Etkisinde kalmış olmalıydı ki ağzından akan salyalar bu karanlık ortamda bile seçilebiliyordu. Bu kadar boş durmamıştı daha önce, artık birilerini etkileme vakti gelmiş olmalıydı. Bunca bakışa maruz kalmaktansa özel odalardan birine geçip biriyle, hiçbir bakışa maruz kalmaması daha iyiydi. Ve ikinci seçenek cebine para sağlayabilirdi. Alıcı gözlerle etrafını inceliyordu kadın. Bar kapısının hemen solundaki masada birine çevirmişti bakışlarını. Yeni yetme bir striptizci kızlaydı adam. Geleli bir hafta bile olmamıştı kızın fakat görünüşe bakılırsa birilerini rahatça etkileyebiliyordu. Elindeki viskiyi fondiplemişti kadın, yavaşça yerinden kalkarken. Adamın yanına geldiğinde, yeni kızın verdiği hizmetten pek de memnun kalmadığını görünce mutlu olmuştu kadın. Kız kendinden geçmiş gibiydi, acemi tam bir acemi. Kolundan sımsıkı bir şekilde tutup çekti yeni kızı adamın üstünden. 'Şimdi git, bardaki adam seni istiyormuş.' dedi kilolu, sarhoş adamı göstererek. Kız, kabullenmek zorunda olduğunu bilerek uzaklaşmıştı oradan. Adamın yanına yerleşmişti hemen kadın. Kulağına yavaşça eğilip, fısıldadı; 'Pek memnun görünmüyordun. Yine de istersen geri getirebilirim, seçim senin.' Bunu derken elleri adamın göğsünün üzerinde geziniyordu, seçimini kolayca yapabilmesi içindi bu hareket. Zaten pek de zorlanmayacaktı, görünüşe bakılırsa.

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marquéz Slorkié
Unutturma Dairesi Çalışanı
Unutturma Dairesi Çalışanı
Marquéz Slorkié


Mesaj Sayısı : 6
Kan Durumu : Safkan

Let it be Empty
MesajKonu: Geri: Let it be   Let it be Icon_minitimePerş. Haz. 21, 2012 9:38 pm






        Son kez bırakmıştı kalbinin derinliklerindeki en mutsuz olduğu hatırayı ait olduğu yere. Ve ondan uzak durmak istediğini haykırıyordu binlerce kilometre derinlikteki yüreğine. Ait olduğu yer ve hak ettiği yaşantının bu olmadığına adının Marquéz oluşu kadar emindi. Slorkié ailesinin son bireyi olmak ve onların soyadını taşıyacak, yaşatacak biri olmak için gayret göstermek... Bu hiç de ona göre bir yaşantı değildi. Daha çok; ânı yaşamayı seven, önceliklerinin ne olduğu düşünmeyi değil de, kaderin çizdiği yolda önüne çıkan tüm fırsatları ânında değerlendiren bir insan olmuştu her daim. Aniden karar değiştirir ve verdiği bu ani kararların neticesinde hayatını yönlendirirdi. Mavi gözlerindeki muhteşem parıltı da, bu yaşantının güzelliğinin bir yansımasıydı büyük ihtimalle. Hiçbir zaman öyle aile arayan, kendisini bir aile kurmak için paralayan, evli ve çocuk sahibi olmak için uğraşıp çabalayan biri olmamıştı. Olamazdı, çünkü doğuştan gelen yapısına aykırıydı bu. Hayatı eğlenerek geçiren, anlık zevkleri ebedi kılacak çözümler üreten ve zevklerin doruklarında iken bile, hayatı umursamayan bir yapıydı onunki. Bu tarz düşüncelere saplanıp kalmasının tek bir nedeni vardı. O da yanındakinden oldukça sıkılmış olmasıydı tabiki. Bir bahane bulup kalkmayı planlıyordu, fakat kız onu dikkatle süzdüğünden bunu yapmak için kendisini toparlayamıyordu. Düşüncelerini kontrol etmek amacıyla önündeki viskiyi ağzına götürerek tek dikişte bitirdi. Ve ardından kıza doğru dönerek alaycı tavırlarla tekrar ona baktı. Ne olduysa işte o anda oldu. Kızın arkasında beliren bir vücut ile gözleri direk olarak kenetlendi. Artık o yeni yetme bar kızını görmüyordu. Karşısında muhteşem güzellikte biri vardı. Ve dudaklarını aralayıp bir şeyler söylüyordu. Fakat onu duymayı bırak, söylediklerini takip edecek şuur bile kalmamıştı Marquéz'de. Zaman resmen ağır çekimde ilerliyordu. Ve bunu düzenlemek için hiçbir şey yapamıyordu genç adam. Evet kendini toparlamalıydı ama bunun için bir olay, bir değişiklik gerçekleşmesi gerekiyordu. Ve Birkaç saniye sonra yanındaki kız ayağa kalktığında kendini toparlaması gerektiğini anlayarak kafasını hafifçe sağa ve sola salladı. Kız yanından ayrıldıktan sonra güzel kadın ona doğru yaklaşıyordu. Daha da yaklaştı ve yanına kadar geldi. Gözlerini ondan alamıyordu, şu an her duyguyu hissediyordu. Hem de oldukça yoğun olarak. Her şey tavan yapmış durumdaydı. Ayağa kalkmayı düşündü, onunla tanışmalıydı. Fakat acele etmeye de hiç niyeti yoktu. Ne yapacağını düşünmekten başka çare bulamamıştı. Tam bu sırada kulağına eğilip bir şeyler fısıldamaya başlamıştı genç kadın. Ve yumuşacık elleri göğsünde geziniyordu Mark'ın. "Teşekkürler." diyebilmişti sadece. Ve her zamanki yan gülümsemesi ile bakıyordu sözün ardından kadına doğru. Ve baştan ayağa kadar süzmüştü kadını çoktan. Evet, ondan etkilenmişti fakat yine de bu onun da bir bar kızı olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Hepsi aynı şekilde ve aynı amaç uğruna geliyordu yanına. Burada ne işi olduğunu hala anlayabilmiş olmasa da, her zaman yaptığı gibi ânın zevkini çıkarmaya uğraşıyordu genç adam. Sol eli ile barmene doğru hareket gönderip viskilerin tazelenmesi gerektiğini belirtmişti. Ve gülümseyerek okyanus mavisi gözlerini karşısındaki kadına doğru dikti. Ardından "Umarım alkol ile bir problemin yoktur." diyerek bakışını korudu. Genç kadının üzerindeki muhteşem straplez elbiseye doğru bakarken, 'Aslında hiç de fena bir gece değil' diye düşünüyordu.




En son Marquéz Slorkié tarafından Perş. Haz. 21, 2012 10:50 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gisela Müller
Hayat Kadını
Hayat Kadını
Gisela Müller


Mesaj Sayısı : 9
Kan Durumu : Safkan
Rp Partneri : Olsa kesin öldürürdüm kız arkadaşlarını.

Let it be Empty
MesajKonu: Geri: Let it be   Let it be Icon_minitimePerş. Haz. 21, 2012 10:09 pm

        "Teşekkürler." dedi genç adam bakışlarını kadının göğüslerinden ayırmayarak. Ne bekliyordu ki zaten kadın, yine aynı şeyler olacaktı işte. Beş on dakika içinde belki bir daha yüzüne bile bakmayıp kalkacaktı adam kadının yanından. Kalkıp gidecekti, belki başka bir kadın bulacaktı, belki de bu gecelik yeterli olduğunu düşünüp çıkacaktı bardan. Bakışları öylesine keskin, öylesine etkileyiciydi ki, kadın bir an olsun gözlerinin birleşmesini istemişti. Bir an olsun o güven veren, anlamlı anı yaşamak istemişti. Fazla duygusal düşünüyordu, hakim olması gerektiğini biliyordu kadın zihnine, kalbine. Bundan önce nasılsa, öyle devam etmeliydi. Adam, yalnızca parasını verecek, ona sahip olacak ve gidecekti. İşler böyle oluyordu burada, daha fazlasını talep etmek dışarıdaki kadınlara özeldi. Gisela'nın bunu istemeye hakkı yoktu, en azından bu ortamda. Adam barmene viski getirmesini işaret etmişti, birkaç dakika içinde. Bakışlarını kadının gözlerine dikip "Umarım alkol ile bir problemin yoktur." dedi çekici ses tonuyla. Sonrasında gözleri yine aşağılara doğru kaymıştı, üzücü haber. Kadın yavaşça ayağa kalkmış, adamın elinden tutup onu da kaldırmıştı. Hafifçe tuttuğu elini çekiştirerek barın sonundaki özel odalardan birinin kapısına getirmişti adamı. Girerken kaş göz işareti yaparak içkileri içeri getirmesini ifade etmişti barmene. Onayını aldıktan hemen sonra odanın kapısını açmıştı. İçeride yine o kız vardı, kilolu ve sarhoş adamla birlikte. Yüzündeki sakin ifadenin yerini, kızgınlık almıştı kadının. Her yerde karşısına çıkacak mıydı bu kız?! Eliyle dışarıyı işaret ederek kızı ve yanındaki adamı kovmuştu odadan. Kız, oflaya puflaya kıyafetlerini toparlamaya çalışıyordu aceleyle. Genç adamın göğsüne yavaşça dokunup itmişti onu koltuğa doğru kadın. Adamın etkilendiği her halinden belli oluyordu, çarpık gülümsemesi de bir o kadar kadını etkilemiş olmalıydı ki hiç olmadığı kadar istiyordu şuan adamla birlikte olmayı. Bu arada barmen beklenmedik bir hızla gelmiş ve odaya bir şişe Absinthe getirmişti. Evet, bu adam kesinlikle işini biliyordu. Kadın, odanın ortasındaki yüksekçe sehpanın üzerine oturmuş, adamı da karşısındaki koltuğa oturtmuştu. Elindeki şişeyi biraz zorlansa da açıp, bardaklara çok az koydu. Adam, yalnızca seyrediyordu onu. 'Yavaş içsen iyi olur, bu geceyi şuursuz geçirmeni istemem. Her şeyin farkında olmalısın.' dedi kadın kısık ses tonuyla. 'Bu arada, hayır. Alkol problemim yok. Bilirsin, burada problemi olan adamlara çalışıyorum. İki yanlış bir doğru yapmıyor.'

        Elindeki bardağı adama uzatmış ve kendisininkini çok az yudumlamıştı, ağır bir içkiydi. Bu adamla beraberken şuurunu kaybetmek istemiyordu. Evet, onunla sevgili olmayacaktı, onunla evlenmeyecekti yada en basiti, onu bir daha görmeyecekti. Ama bu geceyi özel kılmak istiyordu. En azından hatrında kalmasını sağlamalıydı. Evet, adam yakışıklıydı, çekiciydi ve kesinlikle şişman değildi. Yerinden kalkıp adamın kucağına oturdu, bacakları ile belini kavramıştı bile. Yavaşça yaklaştırdı dudaklarını onunkilere. Küçücük bir dokunuştan sonra yine uzaklaştırdı yüzünü, bakışlarını yakaladı. Bakışları, çok çekiciydi.


En son Gisela Müller tarafından Perş. Haz. 21, 2012 11:17 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Marquéz Slorkié
Unutturma Dairesi Çalışanı
Unutturma Dairesi Çalışanı
Marquéz Slorkié


Mesaj Sayısı : 6
Kan Durumu : Safkan

Let it be Empty
MesajKonu: Geri: Let it be   Let it be Icon_minitimePerş. Haz. 21, 2012 10:49 pm



        Siyah straplez elbisenin yapıştığı akıl almaz bedeni incelerken birden kadının hareketlendiğini ve elinin de aynı zamanda çekiştirildiğini hissederek ayağa kalkmıştı genç adam. Ayağa kalkmıştı genç kadın. Ve elinden tutup onu da kaldırmıştı. Bir yere götürmeye çalışıyor gibiydi. Ve buradan sonrası malumdu tabiki. Klasik sahnelerde olduğu gibi. Bir odaya gidilir, üzerindekileri çıkarırlar ve ardından anlık zevkler yaşandıktan sonra toplanıp giderler. Oldukça klasik bir yola doğru adım atıyordu bu çift. Elini çekiştirerek ilerlemeye başlamıştı genç kadın ve bu sırada hala siyah straplez elbiseye bakıyordu arkasından Marquéz. Bir insanın bu kadar güzel olması mümkün müydü? Hele ki, böyle bir meslek ile meşgul iken. Bayağı ilerlemişlerdi ikili. Barın sonlarına doğru yaklaşmışlardı ve bu durum oldukça garipti. En sondaki odaya gittiklerine göre, gece oldukça hoş geçecekti. Fakat daha Marquéz'i tanımıyordu güzel kadın. Onun ne yapabileceğini kestiremezdi bu kadar zamanda. Sondaki odaya doğru yaklaşmışlardı sonunda ve genç adam içeri doğru bir bakış attığında, yine o sıkıcı kızın içeride olduğunu farketti. Yüzünü buruşturmuştu ki, yanındaki kadının ikiliyi kovduğunu farkedene dek. Nedense bugün çok ilgili davranmıştı bu kıza karşı. Acaba kıskanıyor muydu? Ne için kıskanacaktı ki? Sonuçta hepsi aynı iş için burada değil miydi? Tüm bu soruları ona sorup geceyi mahvetmek istemiyordu. Ve bu nedenle takip ederek ayak uydurdu. Tam arkasını döndüğünde göğsünde bir baskı hissetti ve anında koltuğa doğru devrildi. Klasik bir poz uygulamıştı ve olağanüstü bir başlangıç yapmıştı güzel kadın. Nasıl başlayacağını iyi biliyordu. İşinde muhteşem olmalıydı. Ve nedense etkilenmişti bu kadından. Her hücresi onunla birlikte olmak istiyordu. Ve onu etkilemek için de fazla bir şeye ihtiyacı yoktu. Yeterli olan tek şey kendisinde mevcuttu, gülümsemesi. Hiçbir kadın onun gülümseyişine karşı boş kalamazdı. Ve tam birbirlerini bulmuşken barmen içeri girdi. Elindeki bir şişe Absinthe'i sehpaya bıraktıktan sonra odayı terketti. Kadın da sehpaya oturmuştu ve elindeki şişeyi zar zor açıp bardaklara koydu. Marquéz sadece onu seyrediyordu. Yapacak bir şey yoktu bu durumda. Onu izlemek oldukça ilgi çekiciydi. Özellikle muhteşem dudaklarından alamıyordu gözlerini. Ve bu sırada bir şeyler söylüyordu kadın. Yavaş içmesi gerektiğini, ve şuursuz olmak istemediğini söylüyordu. Daha Marquéz'i tanımadığı buradan belliydi işte. Ardından Mark'ın sorusunu cevaplamıştı genç bayan. Ve suratında sebepsiz bir gülümseme belirdi aniden genç adamın bu sözler karşısında. Yüzüne doğru baktı kadının ve içkiyi yudumlayışını ve aniden kalkıp kucağına oturuşunu izledi. Bacaklarını Marquéz'in beline dolamıştı bile. Yavaşça yaklaşmıştı genç adama doğru. Ve dudaklarına bir dokunuş bıraktıktan sonra yeniden uzaklaşmıştı. İşte o anda anlamıştı Marquéz. Beklediği an gelmişti, hatta geçiyordu bile. Sağ elini direkt olarak cebine atarak 21 cm uzunluğundaki kayın ağacını çıkararak pencerelere doğru salladı. Ve sertçe kapanan perdelerin sesi duyulur duyulmaz kadının ona çoktan uzatmış olduğu bardağı tek dikişte bitirerek kadına doğru baktı. "Ve işte şimdi başlıyoruz." diyerek gülümsedi. Absinthe tam istediği gibi başlangıç etkisini vermişti. Boğazındaki hafif yanma etkisi tüm damarlarını dolaşarak ciğerlerine kadar ve hatta oradan karnına kadar inmişti. Ve tam bu sırada istediği etkiyi tam elde edebilmek için kadının dudaklarına doğru sert bir atılımda bulundu ve dudakları birbirine kenetlendi bu ikilinin. Kaybetmek istemiyordu bulduğu bu muhteşem kadını. Ve onun eşsiz ve dolgun dudaklarını.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gisela Müller
Hayat Kadını
Hayat Kadını
Gisela Müller


Mesaj Sayısı : 9
Kan Durumu : Safkan
Rp Partneri : Olsa kesin öldürürdüm kız arkadaşlarını.

Let it be Empty
MesajKonu: Geri: Let it be   Let it be Icon_minitimePerş. Haz. 21, 2012 11:14 pm

        Genç adam elini cebine atmış ve sopa çıkarmıştı bir tane. Tabii ki yalnızca bir sopa değildi, hafif bir sallamasıyla odanın tüm perdeleri hızla kapanmıştı. Perdelerin kapanışı, bu sefer bir başlangıca işaretti. Elindeki içkiyi bir dikişte bitirmişti adam. "Ve işte şimdi başlıyoruz." diyerek gülümsemişti. Kadın, ellerini adamın göğsünde gezdiriyordu o sırada, alkol etkisini çabuk gösteriyordu. Bunu getirdiği için içinden barmene sövmeden geçmemişti. Adam yavaştan kendini kaybetmiş gibiydi. Dudaklarına sertçe yapışmıştı kadının. Dudakları etkileyiciydi, gülümsemesi gibi, bakışları gibi. Kadın iyice yaklaştırdı adama vücudunu, hiç ayrılmayacak gibiydi. On dakika içerisinde adamın onunla işinin biteceğini biliyor olsa da, keyfini çıkaracaktı. Sonrasında da her gece olduğu gibi aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayacaktı. Bunun gibisini birkaç kez daha yaşamıştı ve evet, alışkındı. Adamın etkileyiciliği, tüm cazibesi kısa sürüyordu. Odaya girmekle başlayıp sehpanın üzerine konulan paralarla son buluyordu. Kadın, yalnızca arzularıydı adamın. Onu memnun etmekti, yapması ve düşünmesi gereken tek şey. Parmaklarını adamın gömleğinin düğmelerine götürmüş, onları teker teker açıyordu. Adam, hala kızın dudaklarındaydı, hiç bırakmayacak gibi. Şimdiye kadar o işi halledip gidiyorlardı halbuki. İnsaflı adammış, diye geçirdi içinden kadın. Dudaklarını hafif zorlayıp ayırdı adamınkilerden. Yerinde doğrulup, gömleği adamın üzerinden tamamen çıkardı kısa sürede. Omuzlarına hafifçe değip koltukta uzanmasını sağladı adamın. Yavaşça üzerine uzanıp tekrar dudaklarına yapıştı. Sık aralıklar ve hafif dokunuşlarla dudaklarını adamın boynunda ve yüzünde dolaştırıyordu. Saçları önüne düşüyordu kadının, yumuşak ve hacimlilerdi. Adamın yüzünde geziniyorlardı. Yüzündeki gülümseme çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmiyordu adamın. Başka biri olsaydı şimdi inlemeye başlamış ve suratındaki azgın ifadeye engel olamazdı. Bu adam sarhoştu, bir bardak Absinthe'i fondiplemişti. Bilinçli olmasını istediği tek adam, sarhoştu. Pek de istediği gibi gitmiyordu her şey kadının. Yine de ona bir kadın olduğunu hatırlatan bakışlar vardı adamda. Keskin bakışları vardı, 'Hiçbir şey demesen bile sırf bakışların için soyunabilirdim.' dedi Gisela gülümseyerek. Yine küçük bir öpücük kondurdu dudaklarına adamın. Bakışları bu kadar yakınken tekrar bozdu sessizliğini, 'Kıyafetim konusunda endişelenme, yalnızca bir fermuara bakıyor.'



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Let it be
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Şehirler :: New York :: Plan B Strip Club-
Buraya geçin: