Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Aşk İksiri

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Janet Farmington




Mesaj Sayısı : 55
Kan Durumu : Forever Muggle.

Aşk İksiri Empty
MesajKonu: Aşk İksiri   Aşk İksiri Icon_minitimeC.tesi Haz. 09, 2012 9:27 pm

B j ø r n & L a r r a m i e

    “Ooo Larry! Nereye böyle? Seni elinde kitaplarla böyle koştururken ilk defa görüyorum, ne o yoksa başına taş mı düştü?”
    Larry arkadaşına öfkeyle tıslamaktan başka bir şey yapmadı. Pelerinini hunharca çekiştirerek boş sınıfın yolunu tuttu seri adımlarla. Belki de geç kalmıştı. Her zaman ödevlerine yardımcı bulması kolay olmuyordu. Ama Bi’nin yanındayken olduğundan daha rahat olabiliyordu. İksir dersini diğerlerinden daha çok sevse de üşengeçliği nedeniyle bir şekilde ödevlerini de savsaklamayı başarıyordu işte. Ama dahi Bjørn Devereaux’un yardımı söz konusu olduğunda akan sular duruyordu. Belki de öğrenci olduğunu hatırlıyordu. Ama şu an ondan daha fazlasıydı. Somurtuk suratını buruşuk bir yorganı çekiştirir gibi çekiştirmeye başladı. Yüzünü olduğundan daha çekici bir hale getirmeye çalışıyordu. Oysaki bilmiyor muydu ki, ödev öncesi suratı her zaman bu hale bürünüyordu.

    Koridorun sonundan döndüğünde karşısına çıkan ilk devasa kapıdan içeriye girdi. Son çalışmalardan kalan birkaç parşömen etrafa saçılmıştı. Yerden gelen tozları anında -istem dışı- içine çekti. Burnunda bir karıncalanma hissedip suratını buruşturdu daha sonra. İksir tozları. Birileri saatler önce burada iksir çalışmış olmalıydı. Larry gibi düzensiz birileri[!] Zaten iksir malzemelerinin önceden buraya kendi kendilerine uçarak gelip konmuş oldukları düşünülemezdi. Saatine baktı, sonra sınıfın geriye kalan iç karartıcı görünümünden gözlerini ayıramayarak elindeki eşek ölüsü ağırlığında kitapları masaya yığdı. Kitaplarla arası iyi değildi. Zaten saçma olsa da bu yüzden birden fazla kitap toplayıp gelmişti. Belki konusuyla bile alakasızdı bu kitaplar. Belki boşu boşuna eşeklik etmişti. Unutulmayacak bir aşk iksiri. Hayatında böylesine saçma sapan bir ödev duymamıştı Larry. SYB’den sonra sevdiği tek adam akıllı ders olarak düşünürken. Sırf bu aptal iksir türleri nedeniyle İksir’den soğumasına ramak kalmıştı. Ne olurdu sanki, Şans İksiri gibi bir ödev verilmiş olsaydı. Yine de dakikalar sonra , Bjørn yanında olacağı için bunu takmamaya çalıştı. Açık kalmış pencereden gelen rüzgarla yerde kendinden geçercesine dans eden parşömenlerden biri havalanarak son durağını Larry’nin suratında tamamladı aniden. Larry bir hışımla suratına yapışan parşömeni aldı. Tam buruşturacakken birinin önceden unutmuş olduğu bir ödevin yazılı olduğunu görünce donakaldı bir süre. Ve parşömenin üzerindeki başlığı okudu.
    “Unutulmayacak Aşk İksiri Yapımı!”

    Sevinçten küçük bir çocuk gibi havaya sıçradığının farkında bile değildi. Elini zafer kazanmış biri gibi yumruk haline getirdikten sonra da dişlerine götürdüğünün... Egosu sebepsiz yere huzur bulmuşken suratına daha fazla parşömen yapışmadan pencereye doğru yönelerek hızla kapadı. Hazır bir kazan bulduğuna şükretmeye başlayacaktı oysa, istediğinden daha fazlası gelmişti şimdi önüne. Peki ya alacağı ödev yardımı? Yardım bahaneydi aslında. Derin bir nefes aldı. Ahşap olan irice masanın desenlerini ve üzerinde ona çaresizce bakan iksir kazanını gördüğünde sinsice gülümsedi. Aklına gelen minik kaçamak bir fikirle birlikte elindeki parşömeni katlayarak pantolonunun cebine sıkıştırdı. Kazanın ve buharının içeride oluşturmuş olduğu etkiyle fazla sıcak olduğunu düşünerek cübbesini çıkardığı gibi sıralardan birisinin üzerine fırlattı. Onu çok bekletmemişti Bjørn de. Elbette ki ona yerden uçarak suratına yapışan bu talih kuşu ödevi bahsini açmayacaktı. Ondan başka birilerine de verilmişti demek ki bu ödev. Şans ondan yana gülmüştü ve bu Larry’nin aklına geldikçe gülümseyerek kaşlarını fişek hızıyla kaldırıp indirme fikri gelmişti aklına. Ama bir şey çaktırmamak için kendini zorluyordu. Küçük bir numaradan kimseye zarar çıkmazdı. Hem belki hırsız olarak çaldığı bu ödevi öğrenme fırsatı bile doğabilirdi bu gün. Uslu bir öğrenci gibi rolünü oynayacaktı sadece.
    “Tam zamanında geldin Bjørn! Ben de hangi kitabı karıştırsam diye düşünüyordum.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bjørn Devereaux
Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Bjørn Devereaux


Mesaj Sayısı : 1279
Kan Durumu : Safkan.
Özel Yetenek : Meta.

Aşk İksiri Empty
MesajKonu: Geri: Aşk İksiri   Aşk İksiri Icon_minitimePaz Haz. 10, 2012 9:55 am

    Bütün o uzay boşluğuna saçılan ışınlar sanki toplanıp Güneş’in emriyle sadece yeryüzüne gönderiliyorlardı. Hatta o kadar insanın içerisinden sadece Bjørn’a geliyorlardı. İpeksi kumaşını kavradığı ince çarşafı yatağına özenle serdi. Kolay bozulmaması için kenarlarını yatağın içerisine doğru kıstırıyordu. Fransa’daki evlerinde işlerini kendisi yapmayan bir çocuk olarak Hogwarts ona kendi ayakları üzerinde durmasını ve kendi işini kendisinin yapmasını öğretmişti. İkincisinden o kadar da memnun olduğu söylenemezdi ancak zorla da olsa öğrenmişti. Anne babasına kalsa Hogwarts’ın içerisine bile evdeki hizmetçilerden birisini yollayacaklardı. Ne kadar iyi olurdu şimdi şu ağır iksir kitabını taşıyacak birisi olsaydı. Biraz daha mızmızlanırsa geç kalacaktı, zaten yeterince oyalanmıştı. Şakaklarından akan birkaç damla teri koluyla silerken cüppesini çıkarttı üstünden. Ayrıca hava alması için kravatını gevşetip, gömleğini pantolonunun içerisinden çıkarttı. Vücudunun biraz daha rahatladığını fark ettiğinde yatakhane kapısını arkasından hızla kapattı. Ortak Salon’dan birkaç tanıdık surata gülümsemişti. İnsanlara selam vermekten hoşlanan bir tip sayılmazdı Bjørn ama tanıdık olunca selam vermenin, en azından gülümsemenin uygun olabileceğini düşünüyordu. Ayrıca bu kadar insanın Ortak Salon’da hala ne yaptığını bilmiyordu, herkesin mi dersi boştu yoksa? Ortak Salon’dan çıkarken bu düşüncesini de geride bırakmıştı.

    Kulelerin merdivenlerinden inmiş, koridorlarında ilerlerken rüzgârın camlara uyguladığı basınçla çıkan sesi dinliyordu. Dışarıda bu kadar rüzgâr varken yatakhanelerinin bu kadar sıcak olmasından şikâyetçiydi. Neyse ki birazdan Larramie ile buluşacaktı. Böyle huzursuz ve huysuz zamanlarında onunla zaman geçirdiğinde kendisine geliyordu. Bir tür ilaç etkisi yaratıyordu Bjørn’un üzerinde. Hızlı ve etkili bir ilaç. Ondan hiçbir zaman ayrılmak istememesinin nedenlerinden birisiydi bu ayrıca. Dönemin başında sevgili olmaları hiçbir anlam ifade etmiyordu, onu sanki çocukluğundan beri tanıyormuşçasına güveniyor ve yanında rahat olabiliyordu. Ayrıca, Ravenclaw’lı zeki ve çalışkan bir öğrenci olmasının kendi binasından başka birilerine yararı olacağını düşünmezdi. Tabi bu, onunla tanışıncaya kadar böyleydi. Şimdi onunla sık sık ders çalışıyordu ve bu normalde bencil bir insan olarak Bjørn’un yapmayacağı bir şeydi. Ama işin içerisindeki Larramie idi. Büyük ihtimal yine o sonu sevişmeyle biten ders çalışma seanslarından birinin içerisine sürükleniyordu. Kısa ve kesik kesik görüntüler zihnine doluşmaya başlayınca dudakları, yanaklarına doğru genişledi. Çok kullanılmayan koridora girdiği için şanslıydı, aptal aptal sırıtarak gezmekten pek hoşlanmıyordu aslında. Taş zeminde ilerlerken ayakkabısının dolgun o kadar da belirgin olmayan sesini fark etti düşüncelerinden sıyrılırken. Boş Dersliğe birkaç adım kala sol koluyla kapıyı açıp yavaşça kapıdan içeriye girdi.

    Fırtınadan sonra etrafa saçılmış gibi görünen parşömenler, zeminin tozlarıyla karışmış öylece duruyorlardı. Tabi tozlar sadece zeminde yoktu, yavaş yavaş aşağı çökmeye başlayan tozlar hala havada süzülüyorlardı. Eminim birçoğu burun deliklerinden içeriye giriş yapmışlardır. Tozlu ortamlarda bulunmaktan nefret ediyordu. Göze batan bir görüntüleri olmasa bile annesinden kendisine geçen titizlik huyu burada devreye giriyordu. İçine girdikleri düşüncesi bile yetiyordu. Larry’nin yanına ulaşıp sağ kolunda tuttuğu ağır iksir kitabını masaya bıraktı ve kollarını Larry’nin boynunun arkasında birleştirerek dudaklarına öpücük bıraktı. Birkaç saniye sonra geri çekildiğinde “Ben de detaya girmiş bir kitap getirdim, buna da bakabiliriz.” dedi masaya bıraktığı kitabı göstererek. Aynı masada duran kazanı fark etmemişti ilk başta, kitabı göstermek için mavi gözlerini masaya ikinci kez götürdüğünde algılamıştı kazanın varlığını. Derin bir nefes alıp Larry’ye baktı ve kırmızı dudaklarını dişleyerek “Mm, birileri hazırlık yapmış gibi görünüyor?”


En son Bjørn Devereaux tarafından Ptsi Haz. 11, 2012 3:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Janet Farmington




Mesaj Sayısı : 55
Kan Durumu : Forever Muggle.

Aşk İksiri Empty
MesajKonu: Geri: Aşk İksiri   Aşk İksiri Icon_minitimePaz Haz. 10, 2012 1:57 pm

    Hareketleri, mimikleri… Her bir zerresinde bir anlam yüklüydü sanki. Gülümsememeye çalışıyordu. Zira gülümsediği taktirde bunun gerisini de getirecek ve işleri berbat edecekti. Ciddi bir hal içerisine girercesine burnunu çekti. Aynı anda pasaklı görünümünü takınarak titiz olmayı başarabilen Bjørn’ün pantolonundan sarkan gömleğini çekiştirdi. Huzuruna kadar çağırmışken bir öpücüğü esirgememişti ondan. Fakat tam gömleğini tekrar çekiştirecekken Bi’nin kazanın başına geçmesine izin verdi. Evet, ortam sıcaktı. Hem fiziksel anlamda, hem de her geçen saniye daha da ısınmaya başlayacağı ruh halleri anlamında. Bir de onun elindeki kitaba bakındı bıkkın bir ifadeyle. Daha çok kitap daha çok araştırma demekti. Sevgili Bjørn tam ikinci bakışıyla ona getirdiği kitaba gözleri ile işaret etmişken, kazanı daha yeni fark etmiş olacak ki şaşkın bir ifade takınmıştı. Sözleri ile de yinelemişti bu durumu. Larry ise, “Evet, birileri bizden önce davranmış.” diyerek sıvıştı işin içinden. Elini sebepsiz yere masada duran kitaba yapıştırdı. Bu Bjørn’ün onun için getirmiş olduğu kitaptı.
    “Sen onu bunu bırak da Bjørn! Burası oldukça sıcak öyle değil mi? Pencereyi açmalı mıydım yoksa?”

    Bu şekilde konuyu değiştirdiğinin belki farkında değildi. Bjørn’ün daha dersi anlatmaya başladığı falan yoktu oysa. Neyi bırakması gerektiğini söylemişti ki? Bir pot kırma yoluna girmeden o yoldan dönse yeriydi. Bu yüzden Bi’nin konuşmasına fırsat bile bırakmadan pencereye yöneldi. Şatonun orta katlarından birinde bulunan bu kadar geniş ve şaşalı görünen bir sınıfta dahi boğulduğunu hisseder gibi oluyordu. Arka bölümdeki tablolardan bile çıt çıkmıyordu bu ölü sınıfta. Pencereye uzanan elleri önce havayı bir yokladı başını dışarıdan sarkıttan sonra. Daha sonra da rüzgarın şiddetini hafiften azalttığını da fark edip pencerenin açık kalması gerektiğinde kanaat kıldı. Son kez temiz havayı içine çekerek rahatladı. Adımları yine sevgili Bjørn’e doğru kaymaya başladı yine.

    Dönüşünde Bjørn’ün aniden boynunda bir gıdıklanma hissine yol açmasına neden olacak kadar yaklaştı ona. Başını onun boynuna yapıştırıp kokusunu içine çekti. Elleri ile yine gömleğini çekiştirdi bir süre. Daha sonra uslu öğrenci olma sözünü hatırlayarak ve de kıkırdamamaya çalışarak Bjørn’ün tam karşısında yerini aldı. Masanın yanı başında bulunan süslü ahşap iki tabure, daha önce burada çalışmış olanların iki kişi olduğunu vurguluyordu. Kim bilir, belki onlar da sevgiliydiler. Belki Bjørn ile Larry’nin durumundakiler gibi değil, ama yine de sevgili işte. Artık bunları düşünürken gülümsemesine engel olmak için yanaklarını içeriden ısırmaya başladı çaktırmadan. O oturduktan sonra da Bjørn’e eliyle İksir kazanının tam karşısında bulunan tabureye oturmasını işaret etti. Hatta taburenin üzerine monte edilmiş pofuduk süngerimsi kısmını da okşamayı ihmal etmedi. Eh! Bunun üzerine kaşlarını hızla kaldırıp indirse yeri olacaktı. Ama Larry şimdilik bu kadar ileri gitmedi. O tüm bunları düşünürken, kendini dünyanın en haylaz öğrencisi olarak konumlandırabiliyordu. Bir asa hareketi ile havada uçan bir kalp ve içinden geçen bir ok yapacak kadar coşmuş hissediyordu tam da. İş bu büyülere gelince aklı nasıl da çalışıyordu. En sonunda Larry tıslarcasına derin bir nefes vererek ilk önce Bjørn’ün getirdiği kitaba uzandı.

    “Senin getirdiğin kesin işimize yarar! Ben boşuna hamallık etmişim.” Koca kitabı ikisinin de görebileceği şekilde tam ortalarına yerleştirerek sayfalarını çevirmeye başladı. Bir yandan da mırıldanmaya… “Unutulmayacak bir aşk iksiri. Unutulmayacak bir aşk iksiri. Nerdesin?” O bunları mırıldanıyorken cebine sıkıştırmış olduğu parşömeni almamak için kendini zor tutuyordu oysa. Her şeyi Bjørn’e bırakması daha yeriydi ona göre. Her konuda nedense bu şekilde işgüzar davranıyordu. Sonra daha önceki sözünü anımsayarak Bjørn ile göz göze geldi. “Gerçi bizim buna hiç ihtiyacımız yok ama.”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Bjørn Devereaux
Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Ravenclaw VI. Sınıf, Sınıf Başkanı
Bjørn Devereaux


Mesaj Sayısı : 1279
Kan Durumu : Safkan.
Özel Yetenek : Meta.

Aşk İksiri Empty
MesajKonu: Geri: Aşk İksiri   Aşk İksiri Icon_minitimePaz Haz. 10, 2012 9:47 pm

    Larry’nin, Bjørn’ün düşüncesini onaylayan cümlesinden sonra Larry’nin pencereye yönelmesiyle gözlerini kısarak onun arkasından uzaklaşmasını izledi. Niye garip davranıyor? Larry’nin garip davranması üzerine o kadar da durmadı. Belki de Bjørn’a öyle geliyordur. Larry, pencereyi açtığında, rüzgâr yüzünü yalayıp geçti. Hatta birkaç tane saç telinin yer değiştirdiğini bile söyleyebilirdi. Günlerdir temiz bir soluk almamışçasına havayı ciğerlerine doldurdu. Beynine oksijen gitmiş gibi hissediyordu, belki de ciğerlerinin tozdan arınmış olduğu düşüncesiydi bunu hissettiren. Larry, geri gelirken derin bir nefes daha aldı ve bu sefer dikkati temiz havadan boynundaki gıdıklanmaya çekildi. Çünkü tam şah damarının bulunduğu yerde Larry’nin, şekilli kırmızı dudakları vardı. Boynuna, Larry’nin bastırılan dudakları nedeniyle gözlerini kapatıp kocaman sırıtmasına engel olamadı. Çekişen gömleği, Larry’nin ellerinin arasında olmak, Bjørn’un vücudunu terk etmek için can atıyorlarmış gibi görünüyordu. Sarı saçlarının çoktan çekici kırmızıya dönmeye başladığını hissedebiliyordu. Metamorfmagus olmanın en kötü yanlarından birisi, çoğu duygunun saçlarının yardımıyla istem dışı olarak dışarıya aktarılmasıydı. Şu an tek düşündüğünün onu oracıkta öpmek olduğu apaçık ortadaydı yani. Hiç istifini bozmadan ve karşı koymadan duruyordu. Oysaki daha ilerisini isteyeceğine, bu çekici dokunuşları durdurması ve ders çalışmak için buluştuklarını hatırlatması gereken Bjørn olmalıydı. Ne kadar o da daha fazlasını istese de bir Ravenclaw asla dersi ikinci plana atmazdı. Tamam, tamamen yalan, Larry için yaparım. Gözlerini devirerek Larry’nin peşinden ilerledi ve onun oturduğu taburenin yanındaki tabureye oturdu. Tabi tabureye oturmadan önce, Larry’e taburenin üzerindeki kısmı okşadığı için sırıtıp, otururken onun elini birkaç saniyeliğine kavrayarak oturacağı yerden uzaklaştırmıştı.

    “Senin getirdiğin kitaplarda da olduğuna eminim, tatlım.” Eliyle tekrar eski sarılığına dönmüş saçlarını düzeltirken uzanıp, kitap yığınının arasından diğerlerine göre biraz daha yıpranmış ve eski görüneni aldı. Larry’nin ortalarına koyduğu kitaba da, Larry her sayfayı değiştirdiğinde bakıyor ve inceliyordu. Ancak elindekine de zaman ayırıyor ve sayfalarını yavaş yavaş inceliyordu. Larry’nin araştırırken çıkarttığı mırıldanmaları duyuyor ve içinden tekrar ediyor, dışarıdan bir tepki vermiyordu. En sonunda söylediği cümleyle beraber çehresinde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Eğilip onun dudaklarına yavaş ve uzun bir öpücük kondurdu. Geri çekildiğinde ise kitabın sayfasını çevirmeye devam ederken dudaklarını araladı. “Hayır, bizim buna hiç ihtiyacımız yok.” Larry, böyle romantik sözler söylediğinde hoşuna gidiyordu. Saçmalama, kimin gitmez ki? Deli olduğunu düşünüp dudaklarını ısırmadan önce kendi düşüncelerine sırıtıyordu ve az kalsın sesli bir şekilde gülecekti de. Larry’nin ne kadar romantik olduğuyla ilgili onlarca düşünceyle kafasını meşgul ederken tekrar elindeki kitaba ve ortalarındaki kitaba odaklanmaya çalıştı. Mavi gözleri bir kendi kitabı bir de ortadaki kitapta gidip gelirken, parmaklarını birden Larry’nin elindeki kitabın sayfasının üzerine yerleştirdi. Orada bir şey mi görmüştü az önce? Sayfayı tekrar gözleriyle tarayıp, gördüğü sandığı kelimeleri aramaya başladı. Birkaç saniye sonra “Ah, bir şey gördüğümü sandım.” diyerek parmaklarını geri çekti ve sol eliyle tuttuğu kendi önündeki kitaba yerleştirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Janet Farmington




Mesaj Sayısı : 55
Kan Durumu : Forever Muggle.

Aşk İksiri Empty
MesajKonu: Geri: Aşk İksiri   Aşk İksiri Icon_minitimePtsi Haz. 18, 2012 4:48 pm

    Binlerce ateşböceği kafasında uçuşuyordu adeta. Ama o bir tanesinde bile karar kılamıyordu. Söylemeyi dahi düşünmüştü ona. Ama ya kızarsa. Yok ya, kızmazdı. Belki ufak bir sürtüşme olurdu aralarında sadece. Larry şu anda büyük bir hinlik yaptığını biliyordu. Her zamanki gibi ödev çalmıştı. Bu sefer ki çok daha kolay olmuştu ama. Bu seferkinde hiç mi hiç zorlanmamıştı, hazır ödev ayağına kadar gelmişti tabiri caizse. Ve şimdi… Bu hazır ödevi bulmasının üzerinden bir de çalışmak zorunda olmak hissini kaldıramıyordu. Bu onun üşengeçlik ve aşırı rahatlık damarına aykırıydı, tersti. Amaç aslında sadece onun, Bi’nin yanında olmasıydı. Zaten ayrı binalarda oldukları için görüşemiyorlardı bile. Larry onun kokusunu özlemekten bıkıp usanıyordu. Bu yüzden söylemek istemiyordu, hazır bir ödevi bulduğunu çaktırmak istemiyordu. Çünkü Bjørn Larry’nin kendisini oyaladığını düşünebilirdi. Ya da belki de tam tersi ona bu yüzden kızabilirdi. Ama Bi, zaten Larry’nin yaramazlıklarına alışmış bir kişiydi. Bir de Larry’nin bugünkü tuhaf davranışlarının ardında yatan nedeni çözmüş dahi olabilirdi. Yine de Larry normal davranmaya çalışıyor ve hiçbir şey olmamış gibi görünmeyi sürdürüyordu.

    Hiç istifini bozmadan elindeki kitabı kurcalamaya devam etti. İş artık sıkıcı gelmeye başlamış ve Larry tüm dikkatini kaybetmişti. Fakat son anda Bjørn ‘ün onun kitabından bir şey bulduğunu fark ederek başını çevirdi. Bulmuştu gerçekten. Aşk İksiri… Hem de en unutulmazından. Kitaptaki şekilleri ve malzemeleri incelemeye koyuldu. Bunu yaparken göz bebekleri öylesine dönüyordu ki, eline daha önceden bu geçmiş olan ödevle birebir olup olmadığını kontrol etmek için böyle yapıyordu ve gerçekten de tahmininde yanılmamıştı. Larry bu iksirin aynısını yapmaya sırf bu yüzden razı değildi. Aynı uğraşlar, aynı not almalar demekti. Boşa zaman kaybı. Tısladı. Dilini alaycı bir ifade ile bir saniyeliğine dudaklarının arasından dışarı salık verdi. Sonra bakışlarını Bjørn’e kaydırarak elini tam da bu iksir konusunun üzerini kapatmak için kitaba dayadı. Kitabın o bölümü Larry’ninn koca eli altında adeta görünmez olmuştu.

    “Sana…” Sesinin kart çıkmaya başladığını fark edince hemen genzini temizleme ihtiyacı duydu. “Sana söylemediğim bir şey var Bjørn.” Bakışlarını onun gözlerine dikmiş ve hiç fark etmeden suratını biraz daha yaklaştırmıştı ona doğru. Ama bu şekilde durumu toparlayamayacağını anlayarak omuzlarını dikleştirerek olduğu yerde yeniden doğruldu. “Tamam, bunu belki söyleyemem ama.” Eli titrese de bir şekilde zaten öğreneceğini bildiği için, hiç aldırış etmeden cebindeki ödevi çıkardı. Parşömeni iyice açarak Bi’nin önünde onun görebileceği şekilde tuttu. “Normalde ödev çaldığımı biliyorsun ama, gerçekten, bu benim ayağıma geldi. Senden önce buraya geldiğimde, rüzgar sayesinde uçarak suratıma yapışmasaydı böyle bir ödevin burada unutulmuş olduğundan dahi haberim olmayacaktı. Aynısını kopya edebilirim. Bir asa hareketi ile. Sonrasında kalan zamanı…” Onu hinlik peşindeymişçesine gösteren gülümseyişini takındı. “Kendimize ayırabiliriz.” Son cümlesini tamamlarken eliyle Bi’nin saçlarını okşamaya başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Aşk İksiri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu :: İkinci Kat :: Boş Derslik-
Buraya geçin: