Florence Jourdain Vampir, Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Çalışanı
Mesaj Sayısı : 111 Kan Durumu : Melez
| Konu: RP falanı Salı Mart 20, 2012 4:22 pm | |
|
Gördüm bulutlarda duranları - Yalnızdım ve arada bir bakıyordum. Bu onların güzel tavırları mı? Belli belirsiz Sallıyor gece rüzgarı titreşerek yelpazesini. Bu onlardı, onlardı. Aralarında mısın sen de? Benim için öldün sen, ama göğsümdeki her şeyden Daha mı çok seviyordum seni? Sen de mi gittin? Hayır, sevgin öldü senin ve geçip gitti öteye !
Vampir, ruhuyla yarışabilecek karanlıktaki gecenin içerisinde bir gölge misali ilerliyor, etrafındaki koşuşturmacadan olabildiğince uzak durmaya çalışıyordu. Etrafını sarmış bedenlerden yükselen sıcak ve can acıtıcı derecedeki leziz koku her ne kadar onu baştan çıkarmaya yetse de, buna karşı koymayı uzun süre önce öğrenmişti Anaïs. Kıvırcık, koyu kahverengi saçları hafif rüzgarla dalgalanırken Hogwarts'taki yaşamını düşünmekten alıkoyamadı kendisini. Gece gündüz aynı çatı altında bulunduğu bine yakın öğrenciyi ve bir yaratık olduğunu saklayıp, içgüdülerine karşı koyarak geçirdiği tüm o vakti. Elinde kalan kısıtlı zamanlardı haftasonları, ve bunu da pekâlâ açlığını dindirerek geçirebilirdi. Donuk bakışları onun için gün kadar aydınlık olan sokakta dolaştı, sakin bir nokta belirlediği anda ona yanaşacak bir erkeğin boynuna dikkatlice geçirebilirdi dişlerini. Bir öpücük kadar yavaş ve nazik; ama farklı olarak, can alıcı. Güzellik göreceliydi elbette. Ama onunkinden farklı olarak sıcak ve yumuşak, şehvet dolu titreşimlere sahip her bir beden, Florence için kayda değer bir estetiğe sahipti. Çıban dolu yüzüyle hemen önünden alelacele geçen delikanlı kadar, onun gizemli silüetine kısa bir bakış atan kumral, naif kadın. Ya da karşıdaki bardan çıkan kırışık ciltli, yaşlı denizci. Sahip olduklarını sürekli eleştirip değiştirmek isteyen insanların karşısında ancak öfkesini kontrol etme yetisine sahipti esmer kadın, sokağın ekmek ve bira kokusuyla dolmuş serin havasını ciğerlerine doldurduktan sonra yavaş ve sakin adımlarla Domuz Kafası'na girerken tek düşündüğü bu kıymet bilmemezlikti. | |
|