Colsefini McQuiin Seherbaz
Mesaj Sayısı : 562 Kan Durumu : Safkan
| Konu: Kim? C.tesi Şub. 25, 2012 9:50 am | |
|
Colsefini MCQUİİN
Yaptıklarınız ve yapmaya çalıştıklarınız arasındaki farkın altından kalkamayacağınızı hissettiğiniz zaman yapmanız gereken tek şey oturup nefes almaktır. Kararlarınızın ağırlığının farkında değilseniz. Kendi gücünüzün. İnsanların gücünün. Büyünün gücünün…
Kimsenin bakmaya cesaret edemediği tekrar doğuyor, gözlerinizi doldurmaya; cesaretinizi kırmaya geliyor. Her sabah yaptığı gibi güneş yine doğuyor. İçinizin açıldığını, gözlerinizin ferahladığını hissediyorsanız yalnız değilsiniz. Ama hissetmiyorsanız. Üzgünüm, gerçekten çok yalnızsınız. Hiç kimse ne yaptığınızın farkında değil, sizin kim olduğunuz hakkında düşünmüyorlar. Ve siz her gün yürüyorsunuz. Güneşi içinize alabileceğiniz her türlü mekâna usanmadan yürüyorsunuz. Ağır ağır. Hayatın kışını hızlandırmayacak dahi olsa yürüyorsunuz. Karalarınızı yavaş alıyorsunuz güneşle birlikte doğuyor ve batıyorsunuz. Her gün ve hiçbir gün...
Adam kirli suyun üstündeki aksine baktı ve pişmanlık çizgilerinin gün geçtikçe nasıl da belirgin olduğunu düşündü. Gerçekten öyle miydi? Yüzüne inanabilir miydi? Pişman olduğunu kanıtlayan tek leye inanabilir miydi? Ne gerek vardı? Pişmanlığın neye faydası vardı? Pişmanlık bir özür değildi, buna inanamazdı. Hele ki kalbide daha önce hiç rastlamadığı bu duyguya dayanmak ve yaşamak... İmkânsız bu.
Ellerinin keskin ve emin hareketleri, bunlarda pişmanlık bulmak zor; gözlerinin etrafı seyredişi, pişmanlık yok bu hareketlerde. Hayatı anlamaya çalışan, anladığını düşünen ve her zaman yanılan birinin davranışları. Aslında kendisi olan ama kendisi olmayan biri. Davranışlarının sahteliğinde özgünlüğünü arayan biri… Aslında sadece kendisi gibi davranan biri. Kendisinden uzaklaşarak kendisi olan. Artık kendisi olmayan bir öz benliğe sahip biri.
İşte bu adam pişman biri. Bundan dolayı pişmanlık çeken biri. Yorgun akların düşme vaktini bekleyen biri, ölümü pişmanlıkla kucaklayacak biri.
Sahi kim bu, biri?
| |
|