Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Murphy, Jeremiah

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Jeremiah Ocean Murphy
Slytherin V. Sınıf
Slytherin V. Sınıf
Jeremiah Ocean Murphy


Mesaj Sayısı : 9
Kan Durumu : Safkan.
Rp Partneri : Aranıyor.

Murphy, Jeremiah Empty
MesajKonu: Murphy, Jeremiah   Murphy, Jeremiah Icon_minitimeC.tesi Tem. 14, 2012 10:23 am

Jeremiah Ocean Murphy
Aslına bakılırsa arkadaşları tarafından oldukça sevilir. Gitar çalmayı ve müziği de sever. Derslerinde ezber gerektirenler haricinde uygulamalara bayılır. Kızlara diğer yaşıtlarına göre daha fazla düşkündür. Ailesi yüzyıllar boyunca Slytherin'e öğrenci vermiştir. Sinsidir, insanlarla özellikle profesörlerle dalga geçmeye bayılır. En sevdiği spor dalı Quidditch'tir. Ama izlemekten nefret eder, oynamayı sever.



  • Hayat bazen kim olduğunuzu unutturuyor. İnsanlar değişiyor ve size de değişmeniz emrediliyor. Yapabiliyor musunuz? Belki evet, belki hayır. Yapmak zorunda mısınız? Kesinlikle...

    Değişim... Bazen kim olduğunuzu unutturuyor bazen de eski güzel anıları çalıyor zihinlerden. Fedakarlık kapıları açıyor önünüzde. Zorlu, açıldığı andan itibaren izi geçmeyen yaralar bırakan kapılar... Jaiden'da bu kapılardan birinde hapis olduğunu düşünüyordu yıllardır. Ailesi yoktu. Terk edilmişti. Şimdi dünyanın bir çok yerinde, birbirinden farklı bir çok zihinde farklı isimlerle çağrıldığını, kendini unutup başka birinin hayatını yaşamayı amaçladığı günleri geride bırakmış ve yoluna devam etme kararı almıştı. Geç gelen bu karar oturmuş çoğu dengeyi alt üst edecek, işleyen bir makinanın dişlileri arasına çomak sokmarmış gibi bir etki yaratacak olsa da ertelenemeyecek kadar kutsaldı.

    Babalık... On yedi yıl önce buharlaşıp bir daha geri dönmemeye ant içtiği bu topraklara, Rodos'a dönüp ailesinin yanında durmalı ve güçlerine güç, siyasi başarılar katmalı diye hissederken, bir yanı da kayıplara karıştığı gün sırf bir kız evladı olduğu ve onu hiçliğe, hayatın acımak bilmeyen adaletine attığı zamanı telafi etmek için gelmişti. Kızının soyadını farklı bellemeleri için çoğu zihine büyüler yaptırmış, insanların Riley ailesine mensup herhangi bir kız çocuğu olarak adlandırabileceği bir kişiye dönüştürmüştü daha göbek bağı düşmemiş ve sevgiye muhtaç o küçük bedeni. Bunu yaparken en ufak bir tereddüt bile hissetmemişti. Krghia ailesinin soyunun devam etmesi gerekiyordu ve bu konuya en az onun kadar takıntılı abisi Slavek'e bir kız tohumun daha dünyaya geldiği söylenemezdi. Bebek, doğduğu gün öldü diye çalındı diğer aile mensulplarının kulağına. Erkek ve oldukça sağlıklı görünen bebeğin kalbinde kan pıhtısı oluşmuştu sözde.

    Jaiden bu konuda tek bir yorum bile yapmadı. Açıklama ve tesellileri dinledi ve eşiyle ikinci bir çocuk hazırlığı için desteklendi. İnsan bu,.. Acıya dayanamıyor bazen bünyesi. Yine öyle olmuş olacak ki eşinin ruhu da doğumun ardından yedi ay sonra bedenini terketti. Bunlarla yaşamak zordu. Olabildiğince zor. Hem zaten onu terk etmiş ve kocasının ailesine sığınmış fiziki olarak muhteşem ama sihirsel olarak eksik bir kadını kim ne yapsındı ki? Kardeşi, küçüklüğünden beri ilkeleri ortak arkadaşı bile bu kadar bağlı değildi belki de Jaiden'a.

    Tekrar düşünmeye hissetmeye ve nefes aldığı gerçeğini kabullenmeye başladığında ise Wigtown Wanderers'te eski kasabalarındaydı. Karanlığın en koyusuna, ücraların en dibine çekilmiş boş bir şekilde insanları izliyordu. Hissettiği ilk duygu vicdan azabı oldu. Gördüğü, yaşı tutan her küçük kıza sanki kendi kızıymış gibi bir alakayla yaklaşıyor ama doğduğu günden beri kişiliğini oluşturan alışkanlıkları dengesizliğe yol açıyordu. Her şeyi arkasında en azından bir kenarda bırakmaya karar vermişken, asası kaslarla örtülü sol elinde belirdi ve bulduğu herhangi bir kağıt parçasını efsunlayarak üzerine düşüncelerini bir mürekkepte akıttı.
    Geri dönüyorum. Bekleyin...
    Açık açık, uzun uzun ve bir o kadar da her şeyi aşmış bir üslup kullanmak hiç bir zaman Jaiden'e göre değildi. Bu yazıdan iki gün sonra Rodos'a yeni kalelerine buharlaşacak ve en azından herkese daha güçlü biri olduğunu kanıtlayacaktı. Slavek'in, abisinin yanında yine yer alacak ve sonsuz kudretine inandığı ladysine varlığını tekrar sunacaktı. Yapılacaklar listesi doluydu elbette. Ama en önemlisi kızını bulmaktı. Onu görmek ve iyi olduğundan emin olmak... Karşısına çıktığında boğazının düğümlenmeyeceğinden emin olmak için bir sürü prova bile yapmıştı kendinden beklenmeyecek bir şekilde.

    Gezdiği yerlerde, kurduğu arkadaşlıklarla gücüne daha da güç katmış olarak geri dönecek olan Jaiden her şeyden önce bir baba olmayı ve bağlılığın en yücesini kavrayarak çıkacaktı insanların karşısına. O iki gün geçmek bilmemişti. Nasıl karşılanacağını ya da o kibirli insanların gözündeki merakı, uşakların, hizmetkarların kendi arasında yapacağı bol soru işaretli dedikokuları şimdiden duyar gibiydi aslında. Her şeyde en ufak bir belirsizlik hissetse bile Slavek'in eşi ve her zaman için en yakınlarından biri olarak gördüğü Edme'nin hazırladığı karşılama mükemmel olacaktı. Bundan emindi.

    Düşüncelerin ve kararsızlığın her kalp atımında daha da arttığı iki gün bittiğinde özlemi doruk noktasına çıkmıştı. Üzerindeki kıyafetleri değiştirdi ve son on yedi yıldır görmediği insanlara doğru özerindeki cüppesinden başka bir şey almayarak gitmeye karar vermişti. Derin bir nefes aldı ve buharlaştı. Wigtown'da aldığı nefesi şimdi Rodos havasının ürpertici rahatlığına saldı. Hava değişiminin ve meridyen farkının verdiği mahmurluktan dolayı boş bullunduğu bir an içinin titrediğini hissetti. Etrafına bakmaya başladığındaysa Dost sıfatına tam uyumlu o bedene, Esme'ninkine, kaleye bir teras görevini görecek şekilde sonradan eklenmiş balkonda rastlamıştı. Yüzündeki gülümsemeye engel olamadan adımlarını hızlandırdı. Eve girdi. Herkes bir şeylerle, hazırlıkların son rötuşlarıyla ilgilenmekten ve telaştan Jaiden'ı farketmemişti. Normal zamanlarda buna bozulacak olsa da şimdilik omuz silkmekle yetindi. İşine gelmişti. Adımlarını biraz olsun yavaşlatmaya karar verdiği bir sırada iyice duraksadı.

    Bunu özlemişti... Aileyi, evi. Esme'nin tüm koridorlara sindirdiği o bahar kokulu parfümü. Aklına gelebilecek ve daha önce hiç dikkat etmediği her şey şimdi daha anlamlıydı. Eskiden kendisinin ve eşinin odası olarak bilinen odanın önüne geldiğindeyse mahvolmaya hazır bir ruh hali takınacağına inanmıştı o provalarından. Ama öyle olmadı. Eşinden sonra bir çok kadının bedeni deymişti bedenine. Birçoğuna vermişti şehvet ve ihtiras kokan gecelerini. Şimdiyse odada hiç bir değişiklik yapılmadığını görünce, Esme'nin ona ve eşine saygısını farkettiğinde bile en ufak bir tepki, bir göz seyirmesi bile geçirmemişti.

    Pelerininin içine ilişkitirmişçesine çevresinde somut bir hal alan umursamazlık tavrını daha da üzerine sindirerek olması gereken yere, evin reisinin ve sahibesinin yatak odasına gitti. İçeri girdiğinde hala genç ve güzel görünen cadının farketmesi için çok beklememişti. Gözlerindeki ufka şaşkınlığı gördükten ve şöyle bir süzüldükten sonra Esme, gözlerini JAiden'ınkilere dikmiş ve değişmediğine dair bir şeyler söylemişti. Buna cevap vermeyi beklemeden büyücünün boynuna atlamış ve sarılmıştı. Aynı şekilde karşılık veren Jaiden, eşinin başını göğsüne sabitledi ve koyu renk saçları arasında parmaklarını gezdirdi. Birinin ona bu kadar içten sarılmayışının üzerinden tam on yedi yıl geçmişti. Evde oluşu ve bu kadarı bu kadar geç verişine dair kısa süreli bir pişmanlık halinden geçtikten sonra kollarını kadının bedeninden uzaklaştırdı ve bir adım geri attı.
    Seni temin ederim ki dışım ne kadar aynıysa, içim değişti. Ama görüyorum ki sen de değişmişsin. Daha da güzelleşmişsin. Merlin aşkına! Slavek zaten okulda da hep en güzel kızları götürürdü.
    Sözlerinin ardından dudaklarının sağ yanında oluşan gülümseme dikkat çekmeyecek türden değildi. Bu anı ölümsüzleştirmek adına etrafa ve gerçekten çok güzel döşenmiş odada gözlerini gezdirirken Esme'nin dedikleri tekrar kulaklarına ulaşmıştı. Evet... Ne cevap verecekti? Ne diyebilirdi? Bu cümlesinin içindeki soru havasını sezmişti. Aşırı zarif kelimelerin arasından gülümsemesine yardım edecek bir kaç kelime seçip dudaklarını daha da neşeli bir kıvama getirdi. En azından biraz düşünmek için zaman kazanmak adına sinekliği dahi toplanmamış dağınık görünen yatağın karşı tarafındaki küçük bara gitti. Altındaki dolaptan iki kadeh çıkarttı ve bir şişe ateş viskisi. Güzel kıvamlanmış viskinin kapağını çevirerek kadehlerle buluşmasını sağladı. İşlem gerçekleştiğinde işe şişenin kapağınıa kapattı, barın üzerine yerleştirdi. Esme'ye doğru yaklaştı, elindeki kadehlerden birini ona uzattı ve kendi kadehinden bir yudum aldı. Islanmış dudakları bulduğu bahaneyi kadının kulaklarına doğru bırakmaya hazırdı şimdi.
    Arınmaya ve kendimi bulmaya ihtiyacım vardı. Herkes biraz olsun kaçamak yapmalı değil mi? Ama yeniden evde olmak güzel bir his.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka
Seçmen Şapka


Mesaj Sayısı : 476
Kan Durumu :

Murphy, Jeremiah Empty
MesajKonu: Geri: Murphy, Jeremiah   Murphy, Jeremiah Icon_minitimeC.tesi Tem. 14, 2012 11:40 am

    Slytherin, V. Sınıf!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Murphy, Jeremiah
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Karakter Gelişimi :: Karakter Oluşturma :: Seçmen Şapka-
Buraya geçin: