Sedona Treveaux Okul Müdiresi, Sihirli Yaratıkların Bakımı Profesörü
Mesaj Sayısı : 241 Kan Durumu : Melez.
| Konu: Lucio Fontane Perş. Tem. 12, 2012 7:58 pm | |
| Öğleden sonraki ilk ders olan Sihirli Yaratıkların Bakımı dersliğinden içeri giren Lucio, ortalığın fazla sessiz olduğunu fark ediyor. Zira sınıfın ne ışıkları yakılmış, ne de pencerelerden aydınlık girmesi için perdeler açılmış. Görüşü oldukça kötü olan genç oğlan belli ki profesöre kızıyor, eh haksız olduğu da söylenemez. Dersliğe yanlış bir zamanda gelmiş olup olmadığını merak eden Lucio sınıfı yavaş ancak bir o kadar da temkinli adımlarıyla turlamaya başlıyor. Tam bu sırada pencerelerin önüne bir kağıt iliştirilmiş olduğunu fark ediyor. Merakla adımlarını o tarafa yönelttikten sonra perdeleri aralayıp, yazılanları mırıldanarak okunuyor.
"Lucio, yasakların ilgini çektiğini sanıyorum. Yaratıkları inceleyebilmek ve anlayabilmek için, onlarla aynı ortamda bulunman gerekir. Dersliğin hemen ortasındaki sıranın altında gizli bir tünel var. Sorularını sonrası için sakla."
- Öhöm:
Tünelin betimlemesini tamamen sana bırakıyorum, çıkışta bir ışık huzmesi gördüğünü söyleyerek rol oyununu bitirmen yeterli.
| |
|
Lucio Fontane Hufflepuff V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 266 Rp Partneri : Liljana.
| Konu: Geri: Lucio Fontane Cuma Tem. 13, 2012 12:31 pm | |
| Sabah yaşadığı tatsız olay yüzünden tılsım ve iksir derslerini kaçırmıştı genç büyücü. Bir önceki gün, Liljana ile piknik yapmaya gitmişti. Belli ki tatlıyı fazla kaçırmıştı. Zavallı Lucio, hufflepuff ortak salonuna kusmuklarını saçana kadar kimse onun hastalandığını fark etmemişti. Herkes patlıcan rengine dönen yüzünün, klasik bir Lucio-Liljana buluşmasından kaynaklandığını düşünüyordu. Neyse ki okulun şifacısı ve Rabia'nın duaları sayesinde eskisinden çok daha iyi görünüyordu; fakat başına gelenlerden hiç ders almamış gibi, kolunun altına, Anika'nın yaptığı turtaları sıkıştırmış, bir yandan da Bertie Botts'un Her Lezzetten Fasulyeleri'ni teker teker ağzına atıyordu. Sonunda dersliğine kapısına vardığında, turtaları ve diğer şekerlemeleri çantasına sıkıştırıp içeri girdi.
Dersliğe girdiğinde, Valentine ve Dimitri'nin kusmuklar hakkında iğrenç espriler yapacağını, Gustave'ın poposunu tekmeleyerek onunla dalga geçeceğini ve Aleksa'nın pipisini uzatarak " Kus bakalım! " diye bağıracağını düşünüyordu; lakin bunların hiçbiri olmamıştı. Etraf fazla karanlık ve sessizdi. Pipi yoldaşlığı ona bir şaka yapıyor olabilir miydi? Hayır! O da yoldaşlığın bir üyesiydi. Bu ihanet sayılırdı! Kollarını birleştirerek kısa bir süre bekledikten sonra bunun bir şaka olmadığını, gerçekten sınıfta yalnız olduğunu fark etti. Kaşlarını çatmayı deneyerek, profesöre sitem etti. " Bu ne yahu! Ne değişik fantezileriniz varmış. " Profesörün bir köşeden Samara olarak fırlayıp, onu parçalara ayıracağı düşüncesini kafasından atıp yavaş adımlarla derslikte turlamaya başladı. Belki de hastalığı tam olarak geçmemişti. Yanlış sınıfa gelmiş olabilirdi. Tam dersliği terk edip, bugünlük tüm dersleri asmayı kafasına koymuşken pencerenin önünde duran kağıt parçasını gördü. Merakına yenik düşüp kağıdı aldı ve okumaya başladı. Notu okuduktan sonra gözlerini devirerek tırnaklarını kemirmeye başladı. Ağzına mıçıyım, karşıma ejderhalar falan mı çıkacak lan?! Yine de asasını cebinden çıkararak sınıfın ortasındaki sıraya gitti. Hala bunu yapmak istediğinden emin değildi; fakat bu sene notları Liljana yüzünden iyice düşmüştü. Sınıfta kalma ihtimali son derece korkutucuydu. Sırtında taşıdığı çantasını sıraya koyup, içinden bir turta alıp ağzına attı. Birazcık cesarete ihtiyacı vardı tabi. Derin bir nefes alıp sırayı ileri doğru itti. Profesörün dediği gibi bir tünel belirdiğini görünce kalbinin sıkıştığını hissetti. Aklına gelebilecek tüm küfürleri gayet sesli ve utanmadan dile getirdikten sonra tünele girdi. İçerisi derslikten bile daha karanlıktı. Asasını sallayıp tüneli aydınlatmayı düşünse de, karşısına çığlık maskeli bir adam veya Kanlı Mary çıkar diye vazgeçti. Yürümeye devam ederken, ıslak toprağın giderek sulandığını ve çamura dönüştüğünü anlayabiliyordu. Tam paçalarını sıvayacak iken karşıdan gelen ışık huzmesini görünce donup kaldı. Korkaklık edeyim deme Lucio, cesaretli ol o'lum! " Dede ya! Aklımdan çıkar mısın lütfen? Dersteyim şu anda. " | |
|