Adı-Soyadı: Cornelia Levensteen
Özellikler: Dürüst ve yardımseverdir. Arkadaşlarına çok önem verir. Hep gülümser, pozitiftir. Adalet olmayan yerde bulunmak istemez. Adil olmayan bir olay olduğunda çok sinirlenebilir. En sevdiği ve en iyi dersi Sihirli Yaratıkların Bakımıdır. Doğayı çok sever, doğaya zarar verenler düşmanlarıdır. Derslere önem verir, çalışkandır ama eğlenmeyi de iyi bilir. Esprili ve sevimlidir. Mugglelarla dalga geçenler ve muggle doğumlulara laf edenlerden.nefret eder. Kendini ve sevdiklerini çok iyi savunur.
RP Örneği:
Val gözlerini belki de yüzüncü kez kapatıp uyumayı denedi. Olmuyordu işte. Bir türlü aklından gitmiyordu o dokunuşlar. Yumuşak ve ılık ellerin yüzünü okşaması. Mike onu en sonunda öpmüştü. Aylardır bu öpücüğü bekliyordu. İşte ilk öpücüğü gerçekleşmişti. Yarınki kimya sınavında ne halt yiyeceğini düşündü. Annesi, Val bu sınavdan kötü alırsa telefonunu elinden alacağını söylemişti. İyi not yoksa telefon da yok, telefon yoksa Mike da yok. Bu berbat olurdu. Kalkıp mutfağa yürüdü. Bir bardak su ile uyku hapını tezgaha koydu.
"Geçen sefer, bir daha bu haplardan içmeyeceğime dair yemin etmiştim. Ama içmek zorundayım. Tanrım, çok üzgünüm."
Bir dakika sonra yine yatağındaydı. Gözlerini kapattı.
...
Yüzünde bir ıslaklık hissetti. Gözlerini açtığında obez kedisi Lars tarafından yalanıyordu. Saate baktı.
"12:48. Mükemmel. Sınav üç dakika önce sona erdi."
Hemen telefonuna yöneldi. Dört cevapsız arama.
"Annem. Annem. Babam. Mike. Aman Tanrım Mike!"
Hemen Mike'ı aradı. Cevap vermiyordu. Annesini arayıp. Ancak uyanabildiğini, kendini hiç iyi hissetmediğini söyledi. Annesi inanmıştı. Telefonu kapatıp, banyoya doğru yürüdü.
"Lars! Çekil ayağımın altından!"
Aynaya baktığında şişmiş kırmızı gözler ve alnındaki kocaman sivilceyle karşılaştı.
"O haplardan içmemeliydim. Val, ne saçmalıyorsun? Mike ile görüşemese miydin yani?"
Yüzünü yıkayıp saçlarını taradı. Mutfağa gitti. Dün sabahtan kalan çörekleri masaya koymuştu ki kapı çaldı. Kapı deliğinden baktığında neredeyse çığlık atacaktı. Bu Mike'tı!
"Mike, burada ne işin var?"
"Seni çok merak ettim. Beni gördüğüne memnun değil misin?"
"Saçmalama. Çok sevindim. Seni özlemiştim." dedi Val ve Mike onu kendine çekip öptü. İkinci öpücük! Val'in kalbi dans edercesine atıyordu.
"Hadi gel. Gidebileceğimiz güzel bir yer biliyorum." dedi Mike.
Val onun elinden tuttu. Birlikte yarım saatlik bir yok yürüdüler. Sonunda çimenlik bir alana geldiler. Etrafta kimse yoktu. Çiçekler ve ağaçlar dışında alan boştu. Mike bir çınarın altını işaret etti. Yere serilmiş bir örtünün üzerinde bir piknik sepeti vardı.
"Piknik mi yapacağız? İnanamıyorum, Mike, bu çok romantik!"
"Yaptığım elmalı turtayı görünce bunu söylemeliydin."
Piknik kusursuzdu. Tabi Val'in babası, ağaçların içinden testeresiyle gelmeseydi. Bay Carrel'ın işi ağaç kesmekti. Ve bugün de buradaki ağaçları kesmemesi için bir neden yoktu. Val'i görünce gözleri faltaşı gibi açıldı. Val ve Mike'ın romantik pikniğine katılmak üzere oraya yöneldi.
"Ayvayı yedik."