Elise Wagner
Bitkibilim Profesörü
Mesaj Sayısı : 179
Kan Durumu : Melez
Rp Partneri : Pm
Yaş : 30
 |  Konu: İkinci Sezon Dersi  Perş. Tem. 05, 2012 5:50 pm | |
|
Yeni eğlencelerin yeşereceği yeni bir dönemin eşiğine adımını atarken seranın atmosferine saldığı her nefeste hızlıca inip kalkan göğsü heyecanını peydahlar nitelikte olmasının tek nedeni, şüphe duyulmaksızın branşında yaptığı ani değişimdi. Mezuniyetinin başından beri istediği, öğrencilik yıllarında da başarılı bir şekilde vermiş olduğu Bitkibilim’i elde etmesinde büyük desteği olan azminin taçlandırılmaya değer kırıntıları varlığını bir süre gizler gibi safir maviliğindeki ışıltılarda sessizce yatışını sürdürmekteydi. Kulak gıdıklamaya davetkâr adımlar kapının eşiğinde aniden kesilir iken cadının çehresindeki gülümseme hoş karşıladığının bir kanıtı olmaya gönüllüydü. “Girebilirsiniz.” Kendi zevkine göre çekip çevirdiği serayı süzen öğrencilerin gözlerinde biriken şaşkınlık dolu bakışlar incenilesi kıvamda iken, Elise, bir – iki adım öne çıkarak topuklu ayakkabısının yaptığı yankı ile tüm dikkatleri üzerinde toplayacağından emindi. “Ölü bitkilerin birazını elimden geldiğince iyileştirmeye çalıştım ve üzerinde yapılacak bir şey olmayanları da atmak zorunda kaldım. Çoğu bitkinin tohumlarını bu işle ilgilenen bir arkadaşım sayesinde buldum ve her birini süslü saksılara ekerek serayı göze hoş görünebilecek biçimde düzenledim.”
Steril eldivenlerini elinden çıkarırken ses tonunu biraz daha yükselterek konuştu. “Önünüzdeki camekanların içinde bulunan Haypetis bitkisi. Yapraklarında salgılanan jel kıvamındaki sarı sıvının insan kokusuna karşı zaafı var, bu yüzden camekandalar. Her biriniz için naylon önlükler, steril eldivenler ve koruyucu gözlükler hazırladım. Küçük boy kazan, orta boy kap ve budama makası da bu derste işinizi görecek, birer tane alın. Hemen karşıdaki dolaptalar.”
Dolaba hücum edilen kalabalığa maruz kalmamak adına pencereden tarafa sürüklediği bedeninden akan yorgunluk, baş ağrısı vermekten çekinmemiş olsa gerek, cadının buruşan yüzündeki tehdit kırıntıları ağrının haddinden uzun süreceğini bildirir gibiydi. “Seri olun, zamanınızın çoğunu o dolabın önünde harcamanın gereksiz olduğunu kavramanız lazım.”
Sert çıkan ses tonuna verilebilecek uygun bir mana bulamadığında beyninin her zerreceğine ölümcül bir ur gibi yayılmaya başlayan ağrıya bir son vermeden evvel dersin talimatını açık ve net bir şekilde iletti. “Hazır olduğunuzda camekanları yavaş şekilde açın. Saniyeler içerisinde bitkinin yapraklarının sarı bir sıvı salgıladığını göreceksiniz. Gittikçe bu sıvılar fıskiye gibi etrafa bulaşacak, önlük ve gözlük vermem bu yüzden. Sıvıları verdiğim kapta toplayın, küçük boy kazanlarınızda da yaklaşık on dakika kaynatın. Sıvı salgılamaya başlayan her yaprak çürümeye yüz tutacaktır. Çürüyen yaprakları makasla budayın ve akabinde kaynattığınız sıvıyı bitkinin yapışkan gövdesine sürün ve kökünü sulamayı ihmal etmeyin. Bitki kırmızının en koyu tonlarına sahip olacak ve çürüyen yaprakların yerine yenisi çıkacak. Hepinize başarılar dilerim.”
| |
|
