Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Gerçeklere İnen Merdiven

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Txarra Oracle
Visientia, Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkanı
Visientia, Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkanı
Txarra Oracle


Mesaj Sayısı : 93
Kan Durumu : Visientia.
Rp Partneri : Kratos benim, her türlü benim. Kullanıcısı da benim.

Gerçeklere İnen Merdiven Empty
MesajKonu: Gerçeklere İnen Merdiven   Gerçeklere İnen Merdiven Icon_minitimePerş. Haz. 14, 2012 2:50 pm

    Hiç kimse bodrum katına inen merdivenlerin aslında gerçeklere giden bir yol olduğunu tahmin edemezdi. Txarra bile. Ayakkabılarının çıkardığı sesin film sahnelerindeki gerilim melodileri gibi gelmesi güldürüyordu onu, ıslanmış yüzündeki tebessümlerin solacağını bilmeden merdivenlerden inmeye devam ederken bir yandanda elektrik düğmesini arıyordu. Özlem gün geçtikçe intikamını alevlendiriyordu, annesi ve babasının vakitsiz gidişleri elindeki her şeyi kaybetmesine neden olmuştu. Bu zamana kadar onlarsız hayatı düşlemeden birden omzundan çekilen elleri tepetaklak olmasını sağlamıştı. Aslında babasına biraz kızgındı, annesinin ölümünden sonra aniden Txarra'ya bir şey açıklamadan çekip gidişine anlam veremese de 'bir bildiği vardır' saçmalığıyla avutmuştu kendini. Onunda ölümünden sonra hiç özenmeden babasının eşyalarını tıkıştırdığı koliyi bulması pek vaktini almamıştı, kenarda öylece atılmış koli kendini gayet iyi belli ediyordu. Şimdi de pişmanlık akıyordu gözlerinden, babasından kalan o eşyaları öylece atması canını yakıyordu. Küçük çocukların korktuklarında anne babalarına sarıldığı gibi sarılmıştı cansız koliye. Gözlerinden dökülen yaşlar daha da artmıştı, hala alışamamıştı. Bu kadar basit, yani basit görünüyordu...
    Koliyi alıp bir hışımla merdivenleri teker teker değil de ikişer ikişer çıkmaya çalışıyordu. Küçüklükten beri bunu hiç beceremezdi, birkaç dakika sonra düşeceğini bilse de çıkıyordu fakat sinirliyken beceremediği her şeyi yapabilen bir kişilik olduğunu unutmaması gerekti. Olanlar gözlerinin önünden geçerken artan sinir kat sayısı artıyordu ki düşmesini sağlayan beceriksizliği değil bodrum katının lambasının sönmesi olmuştu. Elinden düşen kolinin çıkardığı sesle kafasını merdivenin korkuluklarına çarpması çakışıyordu. Venüs aşkına! Bir yandan acıyla kıvranırken sönen lambaya lanetler yağdırıyordu. Yanıp yanıp geri sönen lamba en sonunda kendine gelmişti. Küfürlerine devam ederken bir iki merdiven inip kolinin düşmesiyle savrulan eşyaları topluyordu. Lamba, kasetler, kravatlar, kağıtlar... Resimler. Küçük bir bebeğin başta olduğu fotoğraf destesi dikkatini çekmişti Txarra'nın. Kendi bebekliğine hiç benzemeyen, tatlı şirin bir bebek. Ve yıllarca bu fotoğraftan haberi olmayışı işin ilginç kısmı. İnce parmaklarının kavradığı fotoğraf destesi açılınca ortaya çıkan soğuk suratlı kız. Neydi şimdi bu? Fotoğrafın arkasını çevirdiğinde ise el yazısıyla yazılmış satırlar;
    "Harrison, her ne kadar inkar etsen de, istemesen de kızın Jenna."
    Kızın? Jenna? Jéelips Çikolata Fabrikası? Her şey karışmıştı, bu fotoğrafların burada ne işi vardı? Aklına getirmek istemese de 'üvey kardeş' olayı bu durumda ağır basıyordu. Demek annesinin, babasına 'kabul et Jenna'yı, benim açımdan sorun yok' demesinin asıl kahramanı bu kızdı. Jéelips Çikolata Fabrikası'nı biliyordu Txarra, birkaç kere önünden geçmişti. Leziz çikolatalarından da tatmıştı. Fotoğrafları kavrayıp montuyla çantasını alması bir olmuştu Txarra'nın. Neyin nesiydi bu?..


    Neredeyse koşar adımlarla katlettiği yolların sonunda duran büyük fabrikayı görünce derin nefes almıştı, her zaman olduğu gibi fabrikanın önünde sakince değil de sinir küpü bir halde duruyordu. Kapıdaki görevlilerden birini gözüne kestirip soluğu adamın burnunun dibinde aldı. "Jenna diye birini arıyorum -elindeki fotoğrafı gösterip- bu kızı arıyorum. Nerede bulabilirim?" Görevlinin anlamsız bakışlarına karşılık sert bakışlarını sergiliyordu. "Hadi ama istediğim sadece lanet olası bir kız, nerede bulabilirim bu Jenna'yı?!"


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Jenna Philips
Jéelips Çikolata Fabrikası Sahibesi, Knockturn Valknuts Vurucusu
Jéelips Çikolata Fabrikası Sahibesi, Knockturn Valknuts Vurucusu
Jenna Philips


Mesaj Sayısı : 82
Kan Durumu : bitter

Gerçeklere İnen Merdiven Empty
MesajKonu: Geri: Gerçeklere İnen Merdiven   Gerçeklere İnen Merdiven Icon_minitimePerş. Haz. 14, 2012 3:36 pm

Uyandığında, karşısındaki pencerenin dışına doluşan kar taneciklerini görmek Jenna'yı çılgına döndürmüştü. Yatağından tarifsiz bir heyecanla kalkarak penceresine koştu doğruca. Dışarıda gördüğü manzara muhteşemdi. Sanki bir gece de tüm şehir sihirli bir elle beyaza boyanmış gibiydi. Tüm cadde, evlerin çatıları, her bir dalı ayrı ayrı çizilmişçesine ağaçları, gece boyunca bembeyaz bir örtü kaplamıştı. Kar lapalamaya devam ediyordu ve devam ettikçe penceresinin önünde lapalanan kar taneleri dışarıda ki her şeyin üzerini bir kat daha örterken Jenna’nın heyecanı iyice artıyordu. Hissettiği şeyler bir gün öncesiyle nasıl da farklıydı. Evet, soğuktu dün de, ayaz vardı. Ama bugün olduğu gibi soğuğun onu heyecanlandıran beyaza batırılmış mistik ezgisi yoktu...

Dedesi olmasaydı, kim bilir ne olacaktı. Kuşkusuz kötü bir kız olacaktı; oysa, şimdi, bu mübarek köşede, her mevsimde yeni bir sağlıkla büyüyordu. Ezbere bildiği masallardan, orada içtiği imandan, içinde yıkandığı mistik maveradan yapılma bu çevre; mucizeyi, ona, günlük hayatıyla bir seviyede, doğal gösteren bu görünmez alem çevresi, gufran değil miydi? Gufran, din şehitlerini nasıl silahlandırıyorsa, bu çevre de, hayat savaşı için onu silahlandırıyordu. Jenna da, bilmeden, onu kendisi yaratıyordu; çevre onun efsanelerle kızışan hayallerinden doğuyordu; onun bilmediği neler varsa onlarla dolup genişliyor, varlığındaki ve eşyadaki bilinmezle cisimleniyordu. Her şey onun kendisinden gelip yine kendisine dönüyor, insan insanı kurtarmak için Tanrıyı yaratıyordu, hülyadan başka bir şey yoktu. Bazen şaşırıyor, kendi varlığından şüphe ederek, şaşkınlık içinde, elini yüzünde gezdiriyordu. Varlığı, bir hayal yarattıktan sonra ortadan kaybolacak bir görüşten oluş-muyor muydu? Her kar yağdığında aynı hisleri duyuyordu. Kar; onun için tümüyle mistizim demekti. Hatta sırlar perdesi içerisinde yol alıp, tam sonuca varacakken öğrenmeden geri dönmek, yıllarca aşk acısı çekip, ona kavuştuğu anda vazgeçmek, türlü duygularına direnmek gibi, her zaman aynı heyecanı hissetme sebebiydi. Romantizm ve belki de biraz yalnızlık demekti… Cadde giderek kalabalıklaşıyordu. Kar yığınlarının arasından uzanan birçok ayak izlerinde bir yerlere yetişme telaşının izlerini görebiliyordu. Acaba onların arasında kaç kişi karın O’ndaki anlamının farkındaydı? Ya da kaç kişiyi O’nun gibi heyecanlandırıyordu? “Sanmıyorum! ” dedi. “ Sanmıyorum kimsenin benim gibi hissettiğini. Hem farkında olsalar!..

Londra'nın en işlek caddelerinden birinde, penceresinin dışında ki görüntülerin tümü; hüznüyle, neşesiyle, heyecanıyla harikaydı. Seyrine doyamayacağını hissettiği bu görüntülerden ayrılmak hiç istemiyordu. Ama burada biraz daha kalırsa işine geç kalacaktı… Hazırlanmak için gardırobunun önüne geldiğinde gözü hala yağan kardaydı. Az sonra “yeter ama, gecikeceksin!” dercesine omuz silkti. Yeniden gardırobunda göz gezdirdi. Nedense her kar yağdığında renklerin tümü uzak gelirdi ona. Sadece beyaz olmalıydı, üzerime giyecekleri. O gün de yine buna göre seçmişti kıyafetlerini. Önce beyaz saç örgülü boğazlı kazağını askısından indirdi. Beyaz kadife pantolon ve beyaz çizmelerini de giydikten sonra, giysisini yine beyaz renkteki kışlık palto, beyaz şapka, beyaz atkısıyla tamamlayacaktı. Ama bu kadar beyazlığa zıt, makyajı renkli olacaktıı. Mutlaka kırmızı ruj, kırmızıya yakın bir allık ve gözlere sadece rimel. Bu şekilde her zaman kendimi güzel ve alımlı hissediyordu. Hatta tüm bunların hiç güneş görmemişçesine açık olan tenine, kumral dalgalı, uzun saçlarına ve gözlerine yakıştığını biliyordu. Sonunda işe gitmek üzere hazırlanmış, evinin kapısına gelmişti. Kapıyı açmasıyla birlikte içeri dolan soğuğun etkisiyle hafifçe ürpermişti ama yüzüne değen kar taneleri onu gülümsetmişti…

Jenna, eşi az bulunur bir çikolatacı olmuştu. Hamaratlığı ve lezzet zevki ile, halkı kendisine hayran bırakıyordu. Öğrendiği şeylerden başka, işine kendisi de ihtirasını katıyor, çikolatalarına hayat, tadlarına iman veriyordu. Ellerinin altında süt ve kakao canlanıyor, en küçük tatlar, mistik bir hamle ile yükseliyordu. Jenna, hep uyanık, görünmez aleme inancı ile kendisini işe tamamiyle veriyordu. Çikolatalarından kiliseye verdiği zamanlarda, arkeolog bir büyücüyle, tablo heveslisi bir başka büyücü onu görmeye gelmişler, yaptığı çikolatalara verdiği şekilleri ve ayrıntılı süslemeleri karşısında kendilerinden geçmişler, bunları ressamlıkla kıyas etmişlerdi. Çikolatalarda da aynı samimiyet, ayrıntıların inceden inceye mükemmelliği ile kuşatılmış aynı ahret duygusu görülüyordu. Yılın bir başından öte başına kadar, Jenna'nın ellerinden, ne parlak ve kutsal harikalar geçiyordu.

Soğuktan donmuş ellerini kabanının geniş ceplerine geçirdi ve hızlı adımlarla fabrikasının ön kapısına doğru ilerledi. Ayakkabısının karda çıkardığı seslerin kulağına her zaman hoş gelen sesini, bekçisine kendisini sorduğunu duyduğu bir kadın sesi bölmüştü. Bir kaç adım ötelerinde adımlarını durduran Jenna, önündeki bastırılmış karı tekrar dağıtarak, toz haline getirip varlığını gösterdi kadına… Gözlerini iki kere kapayıp tekrar açtı ve kirpiklerinin üzerinde biriken birkaç damla kar tanesinden böylece kurtularak, asabi bir masumiyetle; "O lanet kız ben oluyor olmalıyım?"

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Txarra Oracle
Visientia, Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkanı
Visientia, Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkanı
Txarra Oracle


Mesaj Sayısı : 93
Kan Durumu : Visientia.
Rp Partneri : Kratos benim, her türlü benim. Kullanıcısı da benim.

Gerçeklere İnen Merdiven Empty
MesajKonu: Geri: Gerçeklere İnen Merdiven   Gerçeklere İnen Merdiven Icon_minitimePaz Haz. 17, 2012 6:26 pm

    "O lanet kız ben oluyor olmalıyım?"
    Tiz bir sesle kesiliyordu görevliyle olan kavgası, arkasını döndüğünde fotoğraftaki kızın canlısı karşısında duruyordu. Jenna denilen kız buydu demek ki, soluk bakışlar, soğuk duruş. Aralarında bir benzerlik vardı her ne kadar inkar etse de. Derin bir nesfes alıp kızı tekrar süzdü. Bunu sıkça yapardı yani insanları süzmeyi. İnsanları süzüp onların kusurlarını bulmak keyifliydi, iyi yönlerini de göz ardı edemezdi ama işte kusurlar... Herkesin bir kusuru vardır, Txarra'nın kusuru ise kinci olması. O güzel yüzünün altında şeytanın ta kendisi duruyordu ve kimsenin haberi yoktu. Gerçi olsa da pek bir şey fark etmezdi. Onun için ailesi ve sevgilisinden başkası önemli değildi. Kızıl saçlarını geriye attı ve sahte bir gülümsemeyle dudaklarını araladı ama bu sefer saygılı olacaktı lanet kıza karşı.
    "Konuşmamız gerek Bayan Philips."
    Konuşması bittiğinde yüzünde nedensiz 'gerçek' bir gülümseme oluşmuştu. Görevliye dönüp soğuk bakışlarını fırlattı, nedense gıcık olmuştu bu görevliye. İtici tavırlarıyla iğrenç suratı. Ah Venüs aşkına! Yüce Fleu, neler yaratıyorsun. Elini saçlarına atıp karıştırırken düşünüyordu. Babam bunu bize nasıl yapar? Hadi onu geçelim annem bunu benden nasıl saklar, ah şapşal kadın. Ben olsam kocamın eski sevgilisinden peydahladığı kızı kabul etmezdim. Birde bunlar bana sorulmadan her şeye karar veriliyor. Şu ana kadar tamamen kandırılmak nasıl duygu Tru? Ah Venüs aşkına ah... Anne, baba; siz neler yaptınız. Neler gizlediniz! Hiçbir şey saklı kalmaz diyen babam bunu hesap edemedi sanırım. Baksanıza üvey kardeşim -ne çabuk kabullendim ben?- karşımda Tru'yu tüm bu düşüncelerden alıkoyan görevlinin ağzındaki sakızı 'cak cak cak' çevirmesi olmuştu buna karşılık bir tane geçiresi gelmişti bu pisliğe. Muggle kanı taşımasa da tamamen muggle davranışları gösteriyordu Tru. Çabuk alevlenen, kinci, önyargılı ama bir o kadar da şirin görünüşlü hatun Txarra Oracle! Ah evet teyzesi ona hep 'hatun' derdi. Evet evet, hatun teyzesini öldürecekti. Az kalmıştı intikamını almasına, az. Fakat bunu durdurması lazımdı. Bugün ortaya çıkan Jenna saçmalığını çözmesi lazımdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gerçeklere İnen Merdiven
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Şehirler :: Londra :: Jéelips Çikolata Fabrikası-
Buraya geçin: