Felicia Querta
Mesaj Sayısı : 256
Kan Durumu : Safkan
Özel Yetenek : Görücü.
 |  Konu: Ziyafet  Paz Haz. 03, 2012 12:08 pm | |
|
Birinci sınıfları koltuklarından kaldırıp kendilerinin oturmalarından ve ortak salonda bir çift yedinci sınıf öğrencisinin yaptığı Filibuster maytabı gösterisinin üzerinden epey uzun saatler geçmişti. Ortak salon neredeyse boşalmıştı, tabi hala ertesi güne olan ödevlerini yetiştirmeye çalışan bir köşeye çekilmiş SBD öğrencileri de vardı. Eğer herkes gibi bir cadı olsaydı Felicia'nın da aynen böyle yapması gerekirdi, ama hayır, bir yıl sınıfta kalmasına rağmen hala dersleri tam olarak umursadığı söylenemezdi. Bunun yerine bulduğu boşluklarda yeni keşfettiği büyüleri sevmediği kişilerin üzerinde denemeyi ya da Zonko'dan aldığı şaka ürünleriyle zaman geçirmeyi yeğliyordu. Aslında sınıfta kalmasına tam olarak üzüldüğü söylenemezd, bu ona Hogwarts'ta fazladan bir yıl bahşetmişti. Tek üzüldüğü şey Maxim ile aynı anda mezun olamayacak olmalarıydı, tabi Maxim de bir yıl sınıfta kalmadığı sürece. Ki bu yengesinin onu evlatlık edinmek istemesi kadar olanaksızdı. Çehresine yaklaştırdığı, okuyormuş gibi yaptığı kitabı sertçe kucağına bırakıp karşısındaki iki cadıya baktı. Teela neredeyse uyuyacak gibiydi, porselen gibi çehresinde masum bir ifade vardı. Anna ise gözlerini şömineye dikmişti, cadının ne düşündüğünü merak etti. İkisininde dikkatini çekmek için boğazını temizledi. Anna anında gözlerini ona dikse de Teela'nın dikkatini çekmek için cadıyı bir dürtüklemesi gerekmişti.
"Karnım acıktı."
Bu cadının ağzından sık sık çıktığını duyabileceğiniz bir cümleydi. Yine de gecenin -sabahın- bu saatinde bunu söylemesi onun için bile sıradışıydı. Neyse ki Teela ve Anna karnının acıktığını söylerken gerçekte ne demek istediğini hemen kavramışlardı. İki cadının çehresinde oluşan tebessümü görünce istemsizce kendi dudakları da yukarıya doğru kıvrıldı. Ayağa kalkıp üzerinde Filibuster artıklarını temizledikten sonra dudaklarını bir kez daha araladı. "Bu da demek oluyor ki, mutfakta bir tura çıkıyoruz." Evet, kesinlikle eğlenceli bir akşam olacaktı. İki arkadaşının da kalkmasını bekledikten sonra üçü de adımlarını ortak salondan dışarıya doğru çevirdi.
"Lumos."
"Saatin kaç olduğunun farkında mısınız siz?"
Tiz sesi duydukları anda irkilmişti üç cadıda. Asasını konuşan portreye doğru çevirdiğinde portrenin içindeki büyücü ışıktan kaçınmak için saklandı. En azından diğer portre sahipleri uyanmadan onu başlarından atabilmiştiler. Önüne gelen bir tutam saçı geriye ittikten sonra merdivenleri daha hızlı inmeye başladı. Daha önce defalarca gece okulun içinde gezinmiş olsa da bu yıl sözde değişeceğine dair söz vermişti. Tabi ki, küçüklükten beri haşarılıklarıyla başına dert almış birinin bir anda değişmesini bekleyemezdiniz. Yine de yakalanmaları halinde uydurabilecekleri bir dolu bahane üretiyordu kafasında. Belki Felicia'nın yengesi ve dayısı onu gram umursamıyor olabilirdi, ama Anna ve Teela için aynı durum geçerli değildi. Özellikle cadının babasına artık büyüdükleri, tek alakalarının dersler olduğunu söyledikten sonra daha okulun ilk haftalarında yakalanmaları pek hoş olmazdı. Ama bu düşük bir olasılıktı, sonuçta Teela ve Fel yaz tatilinde Felicia'nın yaşadığı yerde gizemli takılan cadılar olmuşlardı. Sürekli ceplerinde taşıdıkları tahta parçalarını bir onurmuş gibi sergilerken kimsenin aklının almayacağı haşarılıklara bulaşmışlardı. İşin garibi ise, her seferinde paçayı kurtarmayı başarmışlardı.
En sonunda zindanlara vardıklarında çehresindeki tebessüm genişlemişti cadının. Büyük bir meyve tabağını konu alan portrenin üzerinde gezdirdi ince parmaklarını. Yeşil armudun üzerinde durdu, armudu gıdıklayınca armut kıkırdayarak kapı koluna dönüşmüştü. Parmakları tam kapı koluna yöneldiğinde vazgeçerek bir adım geri çekildi. Cadılara geçmeleri için öncelik verdi.
"Hadi, içeride bir ziyafet var."
| |
|
