Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sahte Yüzler

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Richard Chancellor Jr.
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
Richard Chancellor Jr.


Mesaj Sayısı : 922
Kan Durumu : Safkan.
Rp Partneri : Lotte.

Sahte Yüzler Empty
MesajKonu: Sahte Yüzler   Sahte Yüzler Icon_minitimeC.tesi Mayıs 05, 2012 12:41 pm

    Gözlerini hafifçe kısarak ilerlerken, yüzüne tam olarak oturmamış bronz maskeden oldukça rahatsız oluyordu genç büyücü. Eliyle sürekli maskesiyle oynarken, onu buraya sürükleyen kızdan kurtulmak için birkaç şey düşünse de hiçbiri tam anlamıyla, üzerine yapışan bu muggledan kurtulmasını sağlamıyordu. Kolunun üzerine ağırlık yapan elini arada bir çekerek oğlanın saçlarını okşayan sarışın kız, cıvıl cıvıl bir sesle her onu sevdiğini söylediğinde, Richard hafif bir tebessüm ile cevap vermekten kaçınıyordu. Aslında her şey bir anda olup bitivermişti. Richard, hiç düşünmeden davranıp Fransa'nın en zengin adamının kızı ile yakınlaştığında, kendisine zarar vermemek için elinden alınan asası da olmayınca da hiçbir şey yapamamış, öylece kalakalmıştı. Şimdi yaptığı cahilliğin acısını çekiyordu. Siyah takım elbisesinin üzerine, yanında duran kızın altın renkli elbisesi ile uyumlu maskesiyle, yeni dönem vampir filmlerinden çıkma bir adamı andırıyordu. Uzun adımlarla binanın büyük, ahşap kapısının içinden geçerken, kızın onu dürtmesi üzerine kapıdaki adama bahşiş bıraktı ve onu bekleyen karanlık gecenin içine girdi.

    Her şey mükemmeldi. Büyük salon, tam anlamıyla kusursuzluğun bir yansımasıydı. Çalan harika müzik, dans pisti üzerinde birbirleri ile uyumlu ayaklar, etrafta dönüp duran fiyakalı garsonlar ve şanti tipli zengin erkekler. On yedinci yüzyılın içinde gibi hisseden oğlan, bir anlığına bu sahte büyüye kapılmış ve sürekli kafasını kemirip duran zavallı ve çaresiz düşüncelerden -tek bir düşünceden- arınmıştı. Gözlerini yanındaki kıza dikerek sahte bir şekilde gülümsedi ve ardından küçük adımlarla onlar için önceden ayarlanmış masaya geçiverdi. Violette, beyaz şarap isterken, çocuğun hiç bilmediği yemek türlerini masalarına getirmelerini isterken, Richard büyük bir hata yaptığını düşündü. Zaten evi geçindirmekle uğraşırken, annesi ve kız kardeşleri eve yemek girsin diye beklerken burada, Violette'nin parasını yemek ona ağır gelmişti. Sonra aklına bir şey geliverdi. İnsanları kullanmak! Bunda ne vardı ki? Bunu ona da yapmışlardı. Hem de çocuğu süründürerek, kendisine işkence ettirecek kadar kullanıp, sonra da çöplüğe atıp, yalnız ve savunmasız olarak orada tek başına bırakmışlardı. Şimdi bunu başkasına yapmakla asla azap çekmemeliydi.

    " Richard, beni dansa kaldır. " Kızın, ağır aksanlı, emredercesine sarf ettiği cümleler normalde onu sinirlendirebilirdi; lakin bu sefer kendisinin bile şaşıracağı bir şekilde bir başkasına itaat edip, minik ve çelimsiz kızın elinden tutup, hızla onu dans pistine sürükledi. Dans adımlarını bilmiyordu, müziğin farkında değildi. Belini tuttuğu kızın adını bile hatırlamıyordu. Tek düşündüğü, tavanda asılı duran meleklerdi. Ne kadar harika görünüyorlardı, ne kadar saf. Oysa gözlerine sürülen kırmızı parlaklığı iyi bir ressam seçebilirdi. Melek yüzlü, şeytanlar. Aklına bir isim geliverdi. Bundan sonra düşünmemeye yemin ettiği bir isim. Onu cennetin bahçelerinden alıp cehenneme sürükleyen bir varlık. Bir kız. Umarsız bir tavırla kendi alemine dalmışken Violette'nin sesi ile kendisine geldi. " Ah, ayağıma basmayı kes. " Oğlan, kendisinden neredeyse yirmi santim kısa olan kızı süzerken bilerek bir kez daha ayağına bastı. Genç kız, onu elleriyle iterek memnun olmayan bir ses tonu ile " Senin sorunun ne? " dedi. Richard aynı tavırla omzunu silkince Violette daha fazla dayanamadı ve kendine yeni bir partner buldu. Bu sırada garip bir şekilde kendisini ona çeken bir kadına doğru yaklaşıyordu genç büyücü. Kendisine engel olamayarak, partnersiz kalan kadının belinden tuttu ve onu bir kez kendi etrafında döndürdü. Burnuna gelen koku, onun başını döndürmeye yetmişti. Sonra farkına vardı. O anda ciğerlerine hava girmiyordu, kalbi atmıyordu. Ne bir şeyi duyuyor, ne bir şeyi seziyor, ne de görüyordu. Tüm duyularından ve sezgilerinden mahrum kalmış, arafta bile rahat edemeyen bir mahluk gibiydi. Yılan gibi tıslayarak kıza yaklaştı. Yüzünü görmesine gerek yoktu. O şeytanı tanıyordu. Daha demin baktığı tavandan düşmüş olmalıydı. Kısık bir sesle, " Teia. " dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrasteia Quiwen

Adrasteia Quiwen


Mesaj Sayısı : 2016
Kan Durumu : Safkan.
Rp Partneri : He is like a cage, Richard.

Sahte Yüzler Empty
MesajKonu: Geri: Sahte Yüzler   Sahte Yüzler Icon_minitimePaz Mayıs 06, 2012 7:35 pm


    Babasının çok sevdiği komşuları olan Bastien ile baloya gitmeyi kabul ettiğine inanamıyordu cadı hala, lacivert renkli elbisesini çekiştirerek üzerine tam olarak oturmasını sağlarken. Sol gözünün altından bronz renkli zarif bir detayın yer aldığı maskesini taktıktan sonra hızlı adımlarla indi merdivenlerden. Kapıya ulaştığında öksürerek babasının karşısında kasılmış biçimde oturan Bastien'i bu durumdan kurtarmış oldu ve kapıdan beraber çıktılar. "Harika görünüyorsun." Çocukluk arkadaşı olan ve kendisinin İngiltere'de bir yatılı okula gittiğini sanan bu muggleın konuşma girişimine yalnızca gülümseyerek karşılık verdi Adrasteia, Bastien'in babasından ödünç aldığı arabasına binerken. Küçükken oldukça iyi anlaştığı bu genç adamı önemsediği söylenemezdi artık. Evinden ve onunla alakalı hemen hemen hiçbir şeyden hoşlanmıyordu artık. Eğer babası bu denli katı biri olmasaydı baloya yalnız gidip orada hiç tanımadığı, kendisini istediği gibi tanıtabileceği birini bulur, onu dans partneri seçerdi. Bastien Adrasteia'yı severdi, normal bir arkadaşını sevmediği bir şekilde. Ama çocuk bu durumu aşmıştı ve kızla yakın arkadaş olmak isteğindeydi sadece. En azından, çoğu zaman. Bunun ziyadesiyle farkında olan cadı gülümseyerek baktı çocuğa. En azından bu gecelik iyi zaman geçirebileceklerini düşündüğü çocuğa dönüp Hogwarts'ta olan şeylerin çoğunluğunu kırparak ve mugglelaştırarak oluşturduğu sahte anıları anlatmaya başladı. Özellikle değinmediği şey, onun için Hogwarts'taki en değerli varlık olan çocuktu. Bundan bahsetmeyecekti, hiçbir yararı olmayacağı gibi ortamı gerip sinirleri de bozardı. Aklına getirmeye dahi çekindiği çocuktan nasıl bahsederdi ki zaten? Özlem duygusu içini titretirken araba durdu ve maskeli balonun yapılacağı yere vardıklarını fark etti cadı. Harika zamanlama.

    Arabadan inerken çocuğun kolunun belini sarmasına izin verdi ve gecenin keyfini çıkaracağı yönünde söz verdi kendine. Buraya eğlenmek için gelmemiş miydi? Aslına bakılırsa buraya kendi isteğiyle gelmiş bile sayılmazdı. Evde sıkıldığını söylediği babasının fikriydi yanındaki çocukla buraya gelmek. Adrasteia'nın bu konuyu babasına açmasının amacı muggle dünyasına girmek değil, büyücü dünyasını ziyaret etmekti. Pekala, madem bundan kaçış yoktu, o zaman bu geceyi iyi geçirecekti. "Onu birkaç saatliğine de olsa aklımdan silebilmek için iyi bir fırsat." diye kandırdı kendini ve salona göz gezdirmeye başladı. Neredeyse büyülü olduğunu düşündürüyordu burası insana. Huzur veren ve insanın içinde dans etme isteği uyandıran müzik de cabasıydı. Uzun masalardan birisinin yanında durup kırmızı şarap söylediler. Daha doğrusu, Bastien söyledi. Adrasteia istediklerini onun söylemesine izin vermenin en iyisi olduğunu düşünmüştü. Bu kavalyesinin işi olmalıydı herhalde.

    Kadehlerindeki kırmızı sıvı dibi bulduğunda elini uzatan çocuğun elini tutup kendisini piste sürüklemesine izin verdi. Dans ederken, en nihayetinde, onun okul dönemi boyunca neler yaptığını sormak aklına gelebilmişti. Çocuk keyifle konuşmaya başladığında gözleri, kalabalığın içinden bir büyücü seçti. Tüm dikkati ona odaklanan cadının gözleri büyürken dudakları aralandı. Onun burada ne işi vardı? Tam eğlenmeye karar verdiği gecede... Cadıdaki değişimi fark eden kavalyesi, onun bir şey söylemesine fırsat vermeden ne olduğunu sorduğunda birkaç saniye durakladıktan sonra konuşabildi ancak kız. "Gidip bize birer içki daha almaya ne dersin?" Alakasız cümlesinin ardından dudaklarına yerleştirmeye çalıştığı gülümsemenin ne kadar eğreti durduğunu anladığında doğruyu, en azından doğrunun bir kısmını, söylemenin en iyisi olacağını düşündü. Çocuk da inanmadığını belli eden bakışlarını kendisine dikmişti zaten. "Tamam, itiraf ediyorum. Birini gördüm ve yanına gitmek istiyorum." Bu sözlerini, karşısındaki çocuğu ne kadar kıracağını tahmin edemeden serbest bırakmıştı dudaklarından. Gözden kaçırmamak için gözlerini üzerine diktiği büyücüye baktığından, Bastien'in yüzünden bir anlığına geçen hüzünlü ifadeyi de yakalayamadı elbette. "Hayır, Adrasteia. Baban seni tanımadığın adamlara emanet etmemem konusunda tembihledi." Gözlerini devirip bakışlarını her bir sözcüğün üzerine basarak konuşan büyücüye yönelten cadı şaşkına dönmüştü. "Ne yaptı dedin?" Babasından zaten beklediği bu davranışı es geçip konuşmasına devam etti. "Her neyse. Onu tanıyorum, gerçekten. Aynı okulda okuyoruz. Lütfen on dakika konuşmamıza izin ver. Bizi izleyebilirsin, uslu duracağıma söz veriyorum. Yalnızca on dakika Bastien, ardından yanımıza gelip beni alabilirsin." Çocuğun gözlerinde gördüğü teslimiyetten sonra cevabını beklemeden kollarından sıyrılıp uzun masalardan birine yöneldi cadı.

    Büyücünün onun yanına geleceğini biliyordu. Beklediği gibi oldu ve birden onun kollarında buldu kendini cadı. Kokusunu tekrar hissetmek, bakışlarının kendi gözlerine odaklanması, belindeki eli... Her şey o kadar tanıdıktı ki huzurlu olması gerekirdi. Başta öyleydi ancak büyücünün yüzüne yaklaşıp ismini telaffuz etmesinin ardından adeta büyü bozulmuş, aklı başına gelmiş ve Richard'ın kollarında olmak onu rahatsız etmeye başlamıştı. Kalbi inanılmaz bir hızla atarken gözleri salonu tarayarak sarışın bir kıza odaklandı. Alaycı bir tebessümün kıvrımı dudaklarında can bulurken mükemmel mavilikte gözlerini tekrar büyücüye çevirip konuştu. "Partnerinin gözlerinde bir tuhaflık var." Küçümseyici ses tonu aslında içindeki kıskançlığın dışa vurumuydu ama bunu umursamamıştı. Aslına bakılırsa farkında dahi değildi. Omuzlarını silktikten sonra "Neyse, senin için sorun değil. Yenisini bulursun nasıl olsa." sözleriyle bir kere daha döktü yılan, içinde birikmiş olan zehri.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Richard Chancellor Jr.
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
Richard Chancellor Jr.


Mesaj Sayısı : 922
Kan Durumu : Safkan.
Rp Partneri : Lotte.

Sahte Yüzler Empty
MesajKonu: Geri: Sahte Yüzler   Sahte Yüzler Icon_minitimeÇarş. Mayıs 09, 2012 4:00 pm

    Genç kız, oğlanın ne kadar öfkeli olduğunun farkında değildi. Çocuğun dudaklarından dökülen o korkunç isim, Teia’nın yüzüne çarptığında, anlık büyüye kapılmış cadı kendisine gelmeyi başarabilmişti sonunda. Richard, kendisine hakim olmak için hiçbir zaman o anki çabasını harcamamıştı. Bu hayatta, var olan ve var olabilecek en değerli varlığına zarar vermek onu kahrederdi. Geçen sene ve ondan önceki sene, gözlerini sürekli kaçırdığı ve güzelliğinin büyüsünden lanetleneceğinden korktuğu cadıya bu sefer korkusuz ve ateş saçan gözlerle bakarken, kız memnun olmayan bir ifade ile çocuğun partneri hakkında yersiz bir eleştiri yaptığında, büyücü aldırmadı ve Teia’yı bir kez kendi etrafında döndürdü. Ne kadar mükemmeldi. Hiç değişmemişti, onu kara gölde bıraktığı gibi duruyordu. Aynı buğulu bakışlar, kibirli serzenişler, her saniyede farklı bir anlam taşıyan değişken yüzü. Tek farkı bu sefer o kadar üzgün görünmeyişiydi. Onun mükemmelliğine, onun kusursuzluğuna, her saniye rahat bir nefes alıyor oluşuna deliriyordu çocuk. Kendisi bu kadar acı çekerken, her gece onu unutmak için kendine ölüm yeminleri, imkansız sözler verirken, saplantılı bir nevroz gibi karşısına çıkmış, kiminle olduğu hakkında eleştiride bulunuyordu. Richard buna alışmalıydı artık. Yılan zehri gibi sözlerine, kibirle kutsanmış ruhuna, olabildiğinden çok daha ihtişamlı duruşuna. Cehennemin kapılarında duran güzel melekler gibiydi adeta. Bir kez daha kendisi ve onu düşündü. Kafes ve cehennem. Hangisi daha korkutucuydu? Sahiplenilmek mi, sahip olmak mı? Dans eden alevler mi, parmaklıkların ardındaki küçük bir hücre mi?

    Bir anlık gözlerini kapatmak istedi. Sadece Richard ve Teia olmak. Etrafındaki her şeyin görüntüsünü kafasından silip, uzaklaştırmak. Kulağa gelen en hoş ezgi eşliğinde, olabilecek en yumuşak adımlarla dans etmek; lakin olmadı. Kendisine mesafeli ve yukarıdan bakan bakışları ile onu süzen Teia vardı karşısında. Onunla ilk konuştuğunda hissettiklerini her zaman hissedecekti, her zaman o ilk anki heyecanı tadacaktı; fakat hiçbir zaman o anki masumluk geri gelmeyecekti. Saf ruh yok olmuştu hayatlarından. İkisi de iblis için tüm varlıklarını veren kumarbazlara benziyorlardı. Teia, narşist bir cadıyı, Richard ise öfke kontrolü yaşayan bir şizofreni andırıyordu. Dışarıdan bakılacak olunursa oldukça ironik bir durumdu. Derin bir nefes aldıktan sonra doğrudan genç kızın gözlerinin içine baktı. Hayır, bu sefer şefkat göstermeyecekti. Sevgisini, ona olan sonsuz kıymetli aşkını gün yüzüne çıkarma aptallığını bir kez daha yapmayacaktı. Kütüphanedeki gibi, kendi uydurduğu sahte bir oyunun, sahte sözleri ile kur yapmayacaktı. Nasıl? Nasıl ondan vaz geçebilirdi? Richard biliyordu ki, Teia da onu seviyordu; lakin onu terk etmesine mani olamamıştı. Tüm öfkesini kusarak, birkez daha tısladı. “ Haklısın, kesinlikle yenisini bulurum. “ Kontrol edemediği gücü ile Teia’nın bellerine dolamış kollarını daha da sıktı ve kızın canını acıtacak biçimde onu yere doğru tutup, aralarında bir milim mesafe kalana dek yaklaştırdı yüzünü. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, müziğin, etrafındaki muggleların hatta kendi sesini bile duyamıyordu. “ Peki sen Teia? Senin yeni kurbanın kim? Önce ona sonsuz aşkından bahsedip, daha sonra da kendi yarattığın cehenneminde bırakıp gidecek misin? “ Kızın aniden alevlenen öfkeli bakışlarına aldırmadan, hafifçe, dalga geçer gibi güldü. “ Tabi ki yapmayacaksın. O zevki sadece bende tadabilirsin çünkü. “

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adrasteia Quiwen

Adrasteia Quiwen


Mesaj Sayısı : 2016
Kan Durumu : Safkan.
Rp Partneri : He is like a cage, Richard.

Sahte Yüzler Empty
MesajKonu: Geri: Sahte Yüzler   Sahte Yüzler Icon_minitimeÇarş. Mayıs 09, 2012 8:21 pm


    Kendisi gibi bir tavır izleyen çocuğun başka birini bulma ile ilgili sözlerine içerlemişti. Oysa bu konuyu kendisi açmıştı, şu an böyle hissetmesi garipti. Hissetmemesi gereken bir duyguya daha sahip olduğunu fark ettiğinden utandı, kendine ihanet etmiş gibi hissediyordu. Amacı Richard'ın canını yakmak iken kendi canının yanmış olması kabul edilemezdi. Çocuktan hala ne istiyordu ki? Deminki imayı yapması saçmaydı. Onu terk eden kendisi değil miydi? O zaman istediğini yapmakta serbestti çocuk. Yan bakışlarla Bastien'i kontrol etti. Bir kolona yaslanmıştı ve elinde bir yudum dahi alınmamış bir şarap kadehi duruyordu. Direk olarak Richard ve Adrasteia'nın bulunduğu yere bakıyordu, hiçbir çekincesi olmadan. İzleyebilirsin dediğimde bunu kastetmemiştim. Aklını tekrar bulunduğu duruma çeken şey belini sıkan eller olmuştu. Yaptıkları figürden sonra Richard'ın dudaklarından dökülen söz, büyücünün kendini hala sevdiğinden emin olmasını sağlamıştı. İçindeki kini boşaltırcasına söylemişti çocuk sözleri ve Adrasteia'nın dikkatini çeken asıl şey buydu. Onu hala sevdiği gerçeğinin üzerini kapatıyordu çocuğun kini. Beraber olmaları imkansız gibiydi ama cadı yine de umut etti bir an için bunu. Ardından hemen vazgeçip bunun imkansız olduğunu aklına kazımaya çalıştı. Ne kadar denersen denesin olmayacaktı da, bir unutma çabasıydı işte.

    Adeta çakmak çakmak olmuş gözlerinin ifadesi değişmeden Richard'a bakarken elleri çocuğun göğsünün üzerinde durdu onu kendinden uzaklaştırmak için ama kızın bedeni çocuğun belindeki ellerinin kuvvetine karşı çıkamayacak kadar ufak tefekti büyücüye göre. Gözlerini devirip derin bir nefes verdi. "Öyle bir şey yapmadığımı biliyorsun aptal!" sözlerinde kızgınlık ve hüznün yanında bir duygu daha barınıyordu, hayal kırıklığı. Bir insana içinizi açarsınız, size güvenir ve inanır. Sonrasında kötü bir şey yaptığınızda sizi tekrar eskiden olduğu gibi, tanımıyormuş gibi, sadece onun için çıkarttığınız maskenizin dışında bir şey göremiyor gibi yargılar. Aynen öyleydi. Tabii bunu düşünmesi, kendini haklı çıkarma çabası değildi elbette. Hatası olduğunu biliyordu. Yalnızca... Nasıl böyle bir şey yapacağını düşünürdü ki? Hoş, kendisini onun yerine koyduğunda bunun doğal olduğunu görebiliyordu. Yine de kabullenemiyordu işte.

    :
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Richard Chancellor Jr.
Ravenclaw VI. Sınıf
Ravenclaw VI. Sınıf
Richard Chancellor Jr.


Mesaj Sayısı : 922
Kan Durumu : Safkan.
Rp Partneri : Lotte.

Sahte Yüzler Empty
MesajKonu: Geri: Sahte Yüzler   Sahte Yüzler Icon_minitimeC.tesi Mayıs 19, 2012 10:23 am

    Kızın ona karşı koymak istediğinin farkındaydı. Minik elleriyle, oğlanın göğsünü itmeye çalışıyordu; fakat bunu yapması neredeyse imkansızdı. Sonunda pes ederek gözlerini devirirken bir şeyler söylemesi gerektiğini biliyordu. Burada, bu muggle işi güzel salonda ikisinin de kolunda hayatlarının geri kalanında hatırlamayacakları isimlerin bulunması sadece bir rastlantıydı. Uzun süredir Teia'dan başka birine bakmadığı gözlerini başka yöne çevirerek Violette'yi aradı. Genç kız, tanımadığı bir adamın kollarında eğleniyor gibi gözüküyordu; lakin gözleri Richard ile buluştuğunda hırsla başını çevirmişti. Umursamaz bir tavırla gözlerini tekrar Teia'ya çevirdiğinde kızın yüzünde sadece öfke değil, anlam veremediği birçok duygu belirdiğini fark etmişti; ancak daha sonra tok sesi güçlü bir şekilde Richard'ın kulaklarına geldiğinde kızın yüzüne taktığı maskeden başka bir şey olmadığını gördü. Kibirle donatılmış, hayal kırıklığı yaşatan sözler. Genç büyücü, o anda kızın yüzüne milyonlarca hakaret savurabilirdi, onu yargılayabilir, sorgulayabilir, küçük düşürecek bir kelime sarf edebilirdi; lakin yapmadı. Ne kadar onsuz, hayatına gayet mutlu devam ettiğini görse de, içinde bir yerlerde Teia'nın da acı çektiğini hissedebiliyordu. En azından aklından geçiriyordu.

    Derin bir nefes aldıktan sonra kızın beline sardığı kollarını gevşetip, daha sonra da bıraktı. Bir iki adım uzaklaştıktan sonra, kızın elini tutup kendi avucunun içine koydu. Birbirine bağlı iki el, o ana fazlasıyla uygun görünüyordu. Yüreğinin istediği, o eli kalbine götürmek ve buradan beraber çıkmaktı; fakat genç cadı ona bu kadar kötülük etmesine karşın böyle bir şey yaparsa, gururunu, şerefini kendi ayaklarının altına almış olurdu. Küçük bir hareketle eğildi ve genç kızın avucuna bir buse kondurdu. " Hayır bilmiyorum, Teia." Yavaş yavaş geriye doğru giderken, gittikçe Violette'nin bulunduğu tarafa doğru yaklaşıyordu. "Aslına bakarsan seni tanıyamıyorum bile, anlayamıyorum." Her kelime, daha da keskin bir hal alırken, ne yapmak istediğinin farkında değildi Richard. Genç büyücü, o kadar büyük bir kinin içine düşmüştü ki, tek istediği onu yaralayan kızın, aynı kendisi gibi acı çekmesiydi.
    " Ayrılmamız benim için iyi oldu. Artık her gece beni esir alan şeytanı düşünmüyorum. " Arkasını dönerek, aynı yavaş adımlarla Violette'ye yöneldi ve partnerini geri alarak dansa devam etmeye başladı. Genç kız, şaşırmış görünse de büyülenmişti; çünkü Richard'ın masmavi gözlerini ilk defa böyle tutkulu görüyordu. Halbuki gözlerinde kalan parlaklığın nedeni Teia idi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sahte Yüzler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Şehirler :: Paris-
Buraya geçin: