Kocaman, cilanmaya ihtiyaç duymayan bir süpürgesinin olmayışı büyük sıkıntıydı. Hatta bu yüzden takımın seçmeleri konusunda çekingenliğin üzerinden düşmediği dönemleri yaşamamış da değildi. Bludger ile arası oldukça iyiydi, sopası her zaman onlara iyi davranırdı. Audreanna defalarla kıvırcık saçlı çocuğa baskı uygulamıştı, niye, diye. Seni yaralamak hoşuma gitmez, gibi yürek okşayıcı sözcüklerle takıma girmemeye karar vermişlerdi. Arada sırada heveslerini almak için kocaman sahanın küçük bölümünü kullanır, tutuculuk yaparlardı. İki saatlik dilimde en çok top geçiren galip sayılırdı. Ignatius arada sırada top da yerdi. Sarı saçlı kız bunun farkında olsa da belli etmiyordu. Gökyüzünün olabildiğince ısıttığı günde saçlarını ensesinde toplamış kız yer yer oyulmuş topu ona doğru savurmuştu. Çocuk gülümsedi, ayağını sert zemine vurdu ve sahanın ortasından, kahverengi topu üç direğin ortasına doğru savurdu.