Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Elveda

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Elveda Empty
MesajKonu: Elveda   Elveda Icon_minitimeSalı Nis. 17, 2012 4:52 pm


    Conerus Hell Greyn&Bjørn Devereaux

    Karşısındaki komidinin üstünde duran zarfa bakıyordu, bir de yanında duran aynadaki kendisine. Ah, bu sefer o kıvrık ağzı bile onu gülümsüyor gibi gösteremiyordu. Mektubu okuduktan sonra hiçbir tepki vermemiş, sessizce eski yerine yerleştirmişti özenle. Ne kadar süredir orada, yatağının kenarında oturduğunu bilmiyordu; Bjørn ile buluşması gerekiyordu. Hah, belki de geç kalmıştı! Buluşacakları yere cisimlenmeden önce, komidine yönelmişti ve oradaki mektubu binbir parçaya bölüp yere fırlatmıştı; sonra da asasının bir hareketiyle onları yakıp kül etmişti ve o sırada, bunları Bjørn'e nasıl söyleyeceğini bilmediğini fark etti. Belki de hiçbir şey dememeliydi; hatta buluşmaya bile gitmemeliydi. Sonucu Azkaban'a girmesine neden olacak mahkemesinin tarihini beklemeliydi ki bu iki gün sonra falandı. Ama bunun Bjørn'ü daha kötü etkileyeceğinden korkuyordu. Ona söylerse, büyük ihtimalle fazlasıyla göz yaşı dökecekti ikisi de ve Conerus da buna dayanamayıp kaçmaya karar verecekti. Belki de kaçak hayatı düşündüğünden daha zevkliydi, kim bilir? Ancak o zaman istediği zaman Bjørn ile buluşamayacak ya da yapmayı istediği şeyleri gerçekleştiremeyecekti. Gerçi diğer seçeneğiyle karşılaştırdığında bütün düşünceleri değişiyordu... Azkaban'da çürümek mi, kaçak hayatı yaşamak mı?

    Kafenin kapısından içeri adım attığında, birkaç masa ötede oturan Bjørn'ü gördüğünde, büyük ihtimalle geç kaldığını düşündü. Masaya ulaşamadan onunla göz göze gelmiş ve yüzüne yapmacık bir gülümseme yerleştirmişti. Oyunculuk yeteneğinin iyi olduğunu umuyordu. Çocuğun karşısına oturmadan önce yanına gidip dudaklarına bir öpücük kondurdu ve özür dileyen bir bakışla, "Sanırım geç kaldım," dedi, Bjørn'ün önündeki kahve bardaklarından birini önüne çekerken. Ilıktı. Evet, cidden geç kalmıştı. Mektupta yazanlar ve birkaç gün sonra yaşanacaklar aklına geldikçe gülümsemesi de yok oluyordu; ah gözleri de ayrı bir meseleydi. Eğer çocuk o gözlere dikkatle bakarsa her şeyi anlayabilirdi çünkü normal gülümsemelerinin etkisiyle gözünde oluşan o gülümseme de yoktu bu sefer. Bu yüzden gözlerini olabildiğinde kaçırıyordu çocuğunkilerden ve kahve bardağının üzerindeki yazılara dikiyordu ya da diğer masadaki öğrencilere... Berbat bir oyuncu olduğunu fark etmişti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimeSalı Nis. 17, 2012 8:37 pm

    Parmaklarını üstünde gezdirdiği kitabı sert bir şekilde kapatırken, masanın üzerinden alma gereği duymayarak sandalyesinden kalkmıştı. Saatler öncesinden üzerine geçirdiği pantolonu ve kahverengi tişörtüyle oldukça hazır görünüyordu. Ama gerçekten öyle olup olmadığını bilmiyordu. Olsa da olmasa da tam saatinde oraya ulaşabilmek için okuldan bir an önce çıkacaktı. Normalde dakiklik konusunda takıntıları olan birisi değildi Bjørn, fakat ondan haber almadan beklediği her saniye içini yiyip bitiriyordu. Olayların dün olması, onu dün görmesi bir şey ifade etmiyordu. Yine de ondan haber alamıyordu ve buluşmaya gelemeyecek olması ihtimalini düşündükçe midesi bulanıyordu. Bütün bunların gerçekleşeceğinden neredeyse emin olması, hayatında düşünmekten kaçtığı gerçeklerin arasına sokmuştu bu olanları. Sıcak kahveleri alıp gözüne kestirdiği boş masalardan birisine doğru yürümeye başladı. Conerus’un orada olmaması, dükkâna girer girmez içinde huzursuzluğun başlamasına neden olmuştu. Hala pozitif düşünmeye çalışırken masaya yerleşti. Conerus’u beklemeden kahvesinden yudumlamaya başladı. Sakinleşmesi için kafeine ihtiyacı vardı. Conerus’un içeriye girmesiyle göz göze gelmeden önce Bjørn, mavi gözlerini bir an olsun kapıdan ayırmamıştı. İçeriye adım atacağı zamanı iple çekiyordu. Sonunda geldiğinde ise derin bir nefes alıp çabucak geri bırakmıştı. Yüzündeki gülümsemeden dudaklarındaki öpücüğe, hepsinde bir şey vardı. Hayır, yanlış giden bir şey vardı. Hissetmemesi gereken şeyleri hissediyordu. Huzurlu olmalıydı, Conerus yanında olduğu için mutlu olmalıydı, fakat yapamıyordu. Bir şey engel oluyordu. Mavi gözlerini, genç büyücününkilere dikti. Gözleri bile yanlış bakıyordu. Bakışlarını kaçırması ise son olmuştu. Şakaklarından beynine doğru derinlere giden acının, bir an bütün organlarını durdurduğunu sandı. Dolan mavi gözlerini gizlemek istercesine kafasını yere eğmişti. En son ne zaman ağladığını dahi hatırlamayan Bjørn, iki gündür gözlerinin şişmesini izliyordu. "Hayır."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimeÇarş. Nis. 18, 2012 6:40 am


    İşte, çocuk anlamıştı. Zaten bir önceki gün yaşananlardan sonra o da tıpkı Conerus gibi bunları düşünüyor olmalıydı. Bjørn'ün gözlerinin dolduğunu fark ederken, söylediği o tek kelimeyle Conerus'un da gözleri dolmuştu. Ne diyeceğini bilemiyordu, kahvesini masaya bırakmıştı ve çocuğu izliyordu. Onun böyle üzülmesini istemiyordu; eğer Azkaban'dan çıkamazsa ya da kaçamazsa daha beterinin yaşanacağını düşündü Conerus. Kendisi, orada çürüyeceğini kabullenmişti ancak Bjørn'ün açısından bunun biraz zor olacağını, hatta çok zor olacağını iyi biliyordu. Birbirlerini daha yeni bulmuşken ayrılacak olmaları... Kaderin saçmasalak işlerinden biriydi belki de. Hah, tam da onu sevmeye başlamıştı! Niye böyle oluyordu? Niye illa bir şeylerin ters gitmesi gerekiyordu? Bu adil değildi ki. Zaten hayatın adil olduğu ne zaman görülmüştü? Conerus bir şeyler söyleyecek gibi oldu ancak kelimeler ağzından çıkmadı. Sonra da yerinden kalkıp çocuğun yanına oturdu ve önüne eğdiği kafasını kaldırdı. "Seni seviyorum," diye fısıldarken baş parmağıyla çocuğun gözünün kenarında ilerleyen göz yaşlarını siliyordu. Ona geri döneceğini söylemek isterdi ancak bunun bir yalan olduğunu o da biliyordu. Laneti ıskalasa da, o laneti kullanması bile her şeyi berbat hale getirmişti. Belki Azkaban'dan kaçabilirdi ancak bu onun hayatının artık eskisi gibi olmayacağı anlamına gelirdi ki Conerus bunu istemiyordu. Kaçarak yaşayacak, Bjørn'le belki de sadece ayda bir kez görüşebilecekti. Belki de daha uzun bir süre görüşemeyeceklerdi.. kim bilir? Ve Conerus tekrar yakalanırsa, her şey kaçmadan öncekinden de daha kötü bir hal alacaktı. Bjørn'ün bunları yaşamasına sebep olduğu için o kadar üzgündü ki. Eğer onunla tanışmamış olsaydı, geride bıraktığına üzüleceği başka kimse olmayacaktı. O böyle ağlamayacaktı. Ama kader önce onları bir araya getirmişti ve şimdi de ayırıyordu. Nankör. Sonunda kelimeler, ağzından çıkmayı başarabilmişlerdi. "Döneceğim, senin için." Az önce yalan dediği şeyler. Ama karar vermişti. Kaçacaktı. Bjørn'ü birkaç kez görmek, hiç görmemekten daha iyiydi. Hem Seherbazlardan az kaçmamıştı ya?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimePerş. Nis. 19, 2012 1:33 am

    Conerus, karşısındaki sandalyeden kalkıp yanına oturduğunda, Bjørn’un aşağı düşen kafasını kaldırmıştı. İlk birkaç saniye karşısındaki sandalyeye bakıp silinen gözyaşlarının ardından Conerus’un gözlerine bakmıştı. O sırada fısıltıyla Conerus’un ağzından çıkan cümle, öylece kalmasını sağlamıştı. “Ben de seni seviyorum.” Gülümsemek istemişti ama onu bile yapamamıştı. Conerus, ilk defa Bjørn’u sevdiğini söylemişti ve bu ilişkileri için inanılmaz bir gelişmeydi. O iki kelimeye ihtiyaçları yoktu fakat işitmek, Bjørn’a bir nebze de olsa iyi gelmişti. Bu, Conerus’un Azkaban’a gideceği gerçeğini değiştirmese de. Bunu, düşüncelerinde tekrar sesli bir şekilde söylerken içi acımıştı. Nasıl bırakacaktı ki onu? Daha yeni kavramıştı avuçlarını, dudaklarının sıcaklığını daha yeni hissetmişti. Gözlerinin içine daha yeni bakmıştı. Bütün bunlar için çok erkendi. Tekrar gözlerinden yaşların akmasına engel olmak için derin derin nefes alırken binlerce düşünce, kafasının içerisinde gerçekleştirilmeyi bekliyordu. Çünkü o sırada Conerus, Bjørn için geri döneceğini söylemişti. Ama nasıl? Aslında, nasıl olduğundan çok döndükten sonra ne olacağı önemliydi. Düzenli bir hayatları olabilecek miydi? Eşcinsel olarak saklanmaktan kurtulmuşken, bu sefer de kaçak olarak mı saklanacaklardı? İçinde Conerus olduğu sürece her şeyi yapabilirdi. Bir süre şimdikinden çok daha az görüşecekleri anlamına gelse de. Mavi gözlerini, birkaç saniye boyunca diğer masadaki cadı ve büyücülerin üzerinde gezdirdikten sonra tekrar Conerus’a kitlerken derin bir nefes aldı. “Belki de başka bir yolu vardır.” Söylediğine kendisi bile inanmayarak ciğerlerindeki havayı hızla dışarı verdi ve “Seni bırakmam.” dedi. Ama zorundasın, dediğini duyar gibiydi. Bjørn da biliyordu başka çaresinin olmadığını, ama inanmak istemiyordu işte. Göz göre göre onu bırakmak… Birbirine değen sandalyeleri sayesinde yakın oturdukları için sandalyesinden birkaç santim sağa kaydığında, kafasını rahatça Conerus’un omuzlarına koyabiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimePerş. Nis. 19, 2012 3:05 pm


    Bjørn'ün kafasını omzunda hissettiğinde, onun dediklerini düşünmekteydi. Başka bir yol? Hiç sanmıyordu... Ona gerçekleri söylemek istese de kelimeler ağzından çıkmıyordu; dudaklarını aralıyor ancak konuşamıyordu. İki seçeneği vardı Conerus'un; ya Azkaban'da çürüyecek ya da kaçmanın bir yolunu bulacaktı ve o, ikincisini seçmeyi istiyordu tabii ki. Kaçak hayatı falan, önemli değildi. Conerus alışabilirdi; belki Bjørn'ü daha az görecekti ama bu, Azkaban'da ruhsuz, mutsuz biri haline gelmesinden ya da delirmesinden, ya da, daha da kötüsü, ölmesinden daha mı kötüydü? Hayır, değildi. Belki hayalini kurduğu o mutlu hayatı yaşamayacaktı; ancak Bjørn okulundan mezun olduktan sonra istedikleri her şeyi yine yapabilirlerdi... Sadece, biraz dikkatli olacaklardı. Seherbazların Conerus'u aradığını gördüklerinde yer değiştireceklerdi ve kimliklerini gizleyeceklerdi, yeni isimler bulacaklardı. Biraz zorlu gözüküyordu ancak zamanla alışılmayacak bir şey değildi elbette. Önünde duran iki seçenekten ilk ihtimali kafasından tamamen atmış, sadece ikinci ihtimal üzerine yoğunlaşmıştı. Bir süredir sessiz duruyorlardı ve konuşması gereken kişinin kendisi olduğunu biliyordu. "Başka bir yolu yok, Bjørn," demeden önce cümlesinin üstünde epey düşünmüştü. "Ya Azkaban'da öleceğim ya da kaçmanın bir yolunu bulacağım. Senin için." Elini arkadan Bjørn'e dolamış ve ona sarılmıştı. Gözlerinin dolduğunu fark etmişti ancak ağlamak, şu anda istediği en son şeydi. Bu yüzden gözlerini kırpıştırdı ve gözlerine dolan yaşların gitmesini bekledi konuşmasına devam etmeden önce. Bjørn'ün başını omzundan kaldırmış ve yüzünü, ellerinin arasına almıştı. "Ben, yıllardır aradığım kişiyi buldum. Seni. Ve seni daha yeni bulmuşken, bizi kimsenin ayırmasına izin vermeyeceğim." Dudaklarını onun dudaklarıyla buluşturduğunda, dikkatleri üzerine çektiğini biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimePerş. Nis. 19, 2012 8:03 pm

    Conerus’un, arkasından dolanıp vücudunu hafifçe sıkan kolu, belki aylarca tekrar hissedemeyeceği o güvende olma hissini içinde uyandırmıştı. Özleyeceği bu duyguya sımsıkı sarılıyor, tadını çıkartıyordu. Bir de aldığı derin nefesle burnuna dolan Conerus’un o tarif edemeyeceği kokusu, anı daha da unutulmaz kılıyordu. Anın bozulmasını hiç istemediği için sonsuza kadar böyle kalabilirdi. Bir an Conerus’un, başını kaldırmasıyla anın bozulduğunu düşünmüştü ama sadece iki saniye sürmüştü çünkü yüzü, onun ellerinin arasına yerleşmişti. Bizi, kimsenin ayırmasına izin vermem. Büyülü sözler bitmiş, sıra büyünün kendini göstermesine geldiğinde, dudaklarındaki o tanıdık tadı algılamıştı. Kendilerini kimlerin izlediğini umursamayarak göz kapaklarını kapattı ve son öpüşmeleriymiş gibi bunun da tadını çıkartıyordu. Kendini, bulundukları mekândan soyutlamış, uzayın derinliklerine düşmeye zorlamıştı. Tatlı bir baş dönmesiyle sanki ilk defa öpüşüyormuşçasına heyecanlıydı. Göz kapaklarını açtığında, hafifçe geri çekilmişti. Yüzü, Conerus’un ellerinin arasından kayarken yeterli mesafeye geldiğinde durdu. Bir şeyler söylemek istiyordu, duygularını anlatacak kelimeleri bulmakta birkaç saniye düşünse zorlanmazdı, tamam belki zorlanırdı, ama duygularını aktarma konusunda daha iyi olduğu bir yöntem vardı. Şarkı söyleyecekti.

    The first time ever I saw your face
    I thought the sun rose in your eyes
    And the moon and stars were the gifts you gave
    To the dark and the empty skies.

    And the first time ever I kissed your mouth
    I felt the earth move in my hands
    Like the trembling heart of a captive bird
    That was there at my command, my love.


    Şimdi, onlara bakmamaya çalışan birkaç tane insan da dahil hepsi, şarkılarını dinliyordu. Sesinin ne kadar yükseldiğine, söylerken yanaklarından boncuk boncuk akan gözyaşlarına aldırmadan söylemişti şarkıyı, devamını da getirecekti ki Conerus, ondan önce davranmış şarkının devamını getirmişti.



Şarkı:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimeCuma Nis. 20, 2012 2:40 pm


    Hiçbir zaman duygusal biri olmamıştı Conerus; o yönü ortaya çıkacağı zamanlarda hep kendini sıkmış, zorlamış, onun, saklandığı o derinliklerden ayrılmasını engellemişti. Belki de yıllardır ağlamıyordu, yıllardır biri için üzülmüyordu. Çünkü yıllardır tek bir sevdiği yoktu, ya da seveni. İğrenç bir insan olduğunu fark etmişti. En büyük zevki başka insanları ağlarken gördüğünde alırdı, hele ki ağlamalarına sebep olan kişi oysa. Ancak kendisinin ağlamasından nefret ederdi. O an bunların hiçbiri yaşanmamıştı. Conerus, Bjørn'ün dudaklarını, belki de son kez tadarken yaşların gözlerinden akmasına izin vermişti. Diğer insanların fısıldamalarını duymazdan gelip, o anın tadını çıkarmaya başlamıştı çünkü biliyordu ki eğer zamanında Azkaban'dan çıkamazsa, bir daha hiç çıkamayacaktı. Hayatının sonuna kadar o lanet yerde kalacaktı. Aslında, büyük ihtimalle bir aya yarı ölü bir halde olurdu. Bjørn bir şarkı söylemeye başladığında, gözlerini onun gözlerine kenetlemiş ve devamını getirmeye hazırlanırken, onu susturup kendisi söylemeye başlamıştı.

    And the first time ever I lay with you
    I felt your heart so close to mine
    And I knew our joy would fill the earth
    And last and last and last till the end of time

    The first time ever I saw your face, your face,
    Your face, your face


    Hayır, gitmek istemiyordu. Şimdi Bjørn'ü de alıp başka bir ülkeye kaçsa onu yakalayabilir miydi Seherbazlar? Zaten Azkaban'dan kaçmayı planlıyordu, bu kaçak hayatını biraz erken yaşamaya başlasa ne olurdu ki? Bjørn'ü bırakmak istemiyordu. Ondan ayrılmayı istemiyordu; bu Hogsmeade buluşmalarının bitmesini istemiyordu. Şarkı söylemelerinin, öpüşmelerinin, birbirlerinin gözlerinin içine bakıp gülümselerinin sona ermesini istemiyordu. Gözlerinden akan yaşlar yanaklarından süzülürken, ona bakıyor ve her zamanki gibi diyecek bir şey bulamıyordu çünkü, gerçekten de söyleyecek bir şey yoktu. Conerus, o mahkemeye gidecekti ve Azkaban'a yollanması kararı alınacaktı. Son günüydü bu Bjørn ile. Son günü. Ne kadar garip, 'son gün.' Oysa ki tanışalı sadece birkaç hafta oluyordu. İşte hayat bu kadar adildi. Hatta buna adillik demek bile hataydı. Bjørn'ün gözlerine bir daha o şekilde bakamayacağını düşündükçe kafayı yiyordu. Ona geri döneceğini tekrarlamak istiyordu ancak buna ne kadar inanabilirdi? Hem, Conerus bir hapishaneden kaçmak konusunda pek de tecrübeli sayılmazdı. Ancak Bjørn için bir yolunu bulacaktı, bunda kararlıydı. Ne pahasına olursa olsun! Oradan kaçan onlarca büyücü varken, Conerus bunu neden yapamayacaktı ki? Hayat adil değilse, kendisi onu adil bir hale getirecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimeC.tesi Nis. 21, 2012 8:51 am

    Conerus, şarkıyı sesinin en kısık tonuyla bitirirken, birkaç saniye bile beklemeden biraz önce açtığı aralarını hızla kapattı, Bjørn. Conerus’un, yanaklarından süzülen yaşlara aldırmadan, dudaklarını bastırarak elmacık kemiklerinden öptü. Dudaklarını, Conerus’un yanaklarından ayırdığında kollarını, boynuna dolamış kafasını omuzlarının arkasına yerleştirerek sıkıca sarılmıştı. Birbirlerini bırakmayacaklarını söylüyorlardı sürekli. Ama ikisi de biliyordu, Seherbazlar kollarından tutup götürürken ikisi de bir şey yapamayacaktı. Bunu bilmek daha da üzüyordu Bjørn’u. Ama belki de yanlış yapıyordur. Bu kadar zayıf görünmemesi gerekiyordur belki de. Evet, evet kesinlikle güçlü durması gerekirdi. Ya da en azından rol yapıp Conerus’un öyle sanmasını sağlayabilirdi. Aylarca ruh emicilere katlanma ihtimali olan Conerus’tu. Ona olabildiğince güçlü görünüp, destek olmaya çalışacaktı. Kendisini, Conerus’un omuzlarından kaldırarak geriye çekildi biraz, avuçlarıyla onun ellerini kavrayarak hafifçe sıktı. Mavi gözlerini, karşısındaki bir çift göze dikerek sesinin güçlü çıkması için oldukça çabalayarak konuşmaya başladı. “Ne olursa olsun, sonunda yine birlikte olacağız. Ne kadar zaman geçerse geçsin, hiç fark etmez, burada seni bekleyen birisi olacak.” Tekrar ağlamamak için sulanan gözlerini kırpıştırarak gülümsemeye çalıştı. Oldukça gerçekçi göründüğünü düşünüyordu, ya da öyle olmasını istediği için kendisini kandırıyordu. Oyunculuk yeteneğini küçümsememeliydi. Çoğu insandan daha yetenekliydi bu konuda.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Elveda Empty
MesajKonu: Geri: Elveda   Elveda Icon_minitimeC.tesi Nis. 21, 2012 12:52 pm

    Galiba güçlü durması gerekenin Conerus olması gerekirdi ancak bu sefer, bu kişi Bjørn olmuştu ve sözleriyle Conerus'u, avutmaya çalışıyordu. Avutmak. Doğru fiil, evet avutuyordu. Belki sonunda birlikte olacaklardı, ama... belki. Sonunda birlikte olduklarında Conerus'un hali ne olacaktı? Delirmiş? Ruhsuz? Bilmiyordu, bilmek de istemiyordu zaten. Kendisini o şekilde düşünmekten kaçıyordu ama büyük ihtimalle şu kader denen şeyin ona çizdiği yolun sonunda böyle bir şey vardı. Kafayı yemiş, eski-psikopat Conerus. Belki bir tımarhaneye kapatılırdı. Yine ayrılırlardı. Ne harika. Bir Creatus laneti kullanmanın cezası niye böyle büyük bir şey oluyordu ki? Üstelik büyü işlememişti bile! Hem kendisine, hem bu lanet sisteme, her şeye kızgındı. Bir yerleri yıkıp dökmek istiyordu; kafasını dağıtmak istiyordu. Belki de biraz içmeliydi. Sarhoş olur, sarhoş dünyasında yaşardı bir süre. Mahkemeye kadar. Ancak görüşmesi gereken biri daha vardı: Courtney. Onu gördüğünde ne olacaktı? Gerçi, onunla daha yeni tanışmışlardı. Yani üzülmese, hatta gülse bile anlardı. Zaten umursamaz birine benziyordu. Belki de hiç gitmemeliydi; burada yaşananları tekrar yaşamak, gözlerinden yaş akmasını istemiyordu. Ah, ağlayacak değildi tabii ancak Courtney ağlarsa, onun da ağlayacağı açıktı. Zaten kendini salmıştı, daha da salıverirdi, ne olacaktı? Bjørn'ün dediklerinin üstüne bir şey söylememişti, gözlerini boşluğa dikmişti; ona sarıldığında da yere bakıyordu. Çocuğun gülümsemesi onu mutlu etse de, kendisi gülümseyemiyordu o an maalesef. Gülümsemesi gerektiğini biliyordu, tıpkı Bjørn gibi cesur olmalıydı. Ancak başaramıyordu. Ellerini kavrayan ellere baktı. Sonra gözlerini, çocuğun mavi gözlerine dikti. Bir göz yaşının daha damlamak üzere olduğunu hissetmişti. Gözlerini kırpıştırdı, "Sana elveda demiyorum ve asla demeyeceğim." derken gülümsemeyi başarabilmişti. Ağzından çıkan kelimeler sadece bunlar olmuştu. Bjørn'ün ellerini tutup dudaklarına götürmüştü. Bu ellerden bir süre uzak kalacaktı.

    SON.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
 
Elveda
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Sihir Dünyası - İngiltere :: Hogsmeade :: Tsukushi Cafe & Bookstore-
Buraya geçin: