Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sen böyle doğmuşsun.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeÇarş. Nis. 11, 2012 5:42 pm

Conerus Hell Greyn&Bjørn Devereaux


    Kendisini Bağıran Baraka'nın önünde buldu.

    Aslında kendisini, orayı asasının seçtiğine inandırmaya çalışıyordu ancak, Bağıran Baraka'ya gelmeyi kendisinin istediğini gayet iyi biliyordu. Yine de kabullenmek istemiyordu. Her zamanki gibi. Ne karar vermiştik? Bu şekilde doğdun ve bununla yaşamayı öğrenmelisin. Asasını arka cebine koyduktan sonra, Bağıran Baraka'nın bahçesinde bir süre durup etrafa bir göz gezdirdi. O çocukla karşılaşacağını pek sanmıyordu, etrafta Hogwarts öğrencisi göremiyordu çünkü. Gerçi Bağıran Baraka'nın etrafının Hogwarts öğrencileriyle dolu olduğu ne zaman görülmüştü? Ah Conerus, sürekli kendini kandırıyorsun. Evet, bu iç ses son zamanlarda ortaya çıkmıştı ve tek amacı, Conerus'un sinirini bozmaktı. Yine de şu anda gayet sakin hissediyordu. Birkaç gündür düzgün bir uyku uyuyamamış, hep bu konu üzerine düşünmüştü ve eşcinsel olmanın hiçbir şeye engel olmadığına karar vermişti. Bu zamana kadar öyle olduğunu bilmiyor muydu? Tabii ki biliyordu. Erkeklerden hoşlandığını hiçbir zaman inkar etmemişti, ancak Conerus gibi kötü birinin eşcinsel oluşu... aslında bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu. Conerus, masum insanlara cehennemi yaşatmaya devam edecekti.

    Yavaşça Bağıran Baraka'ya yürüdü ve biraz aralık bırakılmış olan kapıyı ittirdi; kapının çıkardığı ses, kulağını tırmalamıştı. Ya birisi buradaydı ya da çıkarken kapıyı kapatmayı unutmuştu. Üst kata doğru giden merdivenleri tırmanmaya başladı; bugün burada yine yalnız olmayacağını hissediyordu. Belki de başka bir Hogwarts öğrencisi vardı bu sefer. Ah, ne güzel olurdu. Birilerini korkutup çığlıklarını duymak, ona keyif verirdi. Hem de keyfe fazlasıyla ihtiyacı olduğu şu anda, harika olurdu. Her zamanki katına geldikten sonra, odadaki çocuğu görünce, tahmininde yanılmadığını anlamıştı. Bir Hogwarts öğrencisi duruyordu karşısında. Bjørn.

    Eli asasına gidecek gibi oldu ancak sonra vazgeçti. Çocuğun elinde, tıpkı geçen sefer olduğu gibi bir kahve vardı. Ah, neleri de hatırlarmış. Conerus'un şaşırdığı söylenemezdi; kader midir nedir, o lanet olası şeyin işi olmalıydı bu. Çocuğa doğru yaklaştı ve elindeki kahveyi aldıktan sonra, "Buraya gelmeyi alışkanlık edinmişsin bakıyorum," dedi. Ve sıcak kahveden büyük bir yudum aldı. Sıcak kahve, ısınmasını sağlamıştı. İçinde bir hareketlenme olmuştu ve biraz önceki bıkmış, usanmış halinin biraz da olsa yok olmasını sağlamıştı. "Ama odamı vermeye pek niyetim yok." Gülümsüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeÇarş. Nis. 11, 2012 11:34 pm

    O iğrenç yaratığı, tekrar birisine işkence yapıyorken bulmayı bu kadar çok istediğim için kendimden utanmalı mıydım? Günlerdir kafasının içerisinde dönüp dolaşan düşünceler, sonuca ulaşamıyorlardı. Niye kafasından söküp atamadığını ve niye diğer insanlara yaptığı gibi onu da arkasında bırakamadığını merak ediyordu. Sadece tek bir bildiği vardı, adını dahi bilmediği o genç büyücüyü istediğiydi. Sanki daha önce yardımı olmuş gibi yine soluğu kafeinin yanında almıştı. Kahvesini alıp dükkândan çıkarken kafeinin içine akışına izin verdi. Öğrencilerin arasından geçmek imkânsız gibiydi adeta. Ama sonunda bunu başarabildiğinde ona çok tanıdık olan barakanın yoluna sapmıştı. Bedeni, yavaş yavaş barakaya doğru çekilirken tek istediği bir kere daha ona rastlamaktı. Merlin’in sakalı! Ne yapıyordu burada? Onunla tekrar karşılaşmak istemesi de neyin nesiydi öyle? Genç büyücünün son söylediklerine dikkat etmemiş miydi? Açıkça onu istemediğini belirtmişti işte. Üstelik onun eşcinsel olduğunu bile düşünmüyordu. Onu istememesi için bir neden daha. Kahvesinden bir yudum daha alırken barakanın merdivenlerine ulaşmış, yukarı doğru çıkıyordu. Kapısı açık odalardan birisine girip sırtını duvara yaslayarak yere oturdu. Adamı burada bulamadığı için ne kadar inkâr etse de hayal kırıklığı yaşamıştı. Kafein, ona sandığından daha fazla yardımcı olmuştu. Aslında sadece cesaretini tetiklemişti, genç büyücüyü buraya alıp gelecek bir büyü gücüne sahip değildi. Sıcak kahve boğazından aşağı akmaya devam ederken mavi gözleri, tahta zeminin üstündeki tozlara sabitlenmişti. Birinin burayı temizlemesi gerek artık.
    Ayak seslerinin geldiği tarafa, kapıya baktığında mavi gözleri, hiç beklemediği bir çift gözle karşılaştı. Asasına sarılma dürtüsünü bastırıp pantolonunun cebindeki asaya dokunmadı. Onun bir pislik olduğunu düşünmesine kadar bütün olumsuz şeyler, kafasından uçup gitmişti. Bildiği o tek şey, daha da alevleniyordu. Onu gereğinden fazla istediğini fark ettiğinde, çok geç olmamıştı. Derin bir nefes alıp, kendisine doğru gelen genç büyücüye tepkisizce bakarken elindeki kahve bardağının parmaklarının arasından alınışını izledi. Bundan önceki, yani ilk karşılaşmalarında öptüğü o dudaklar, biraz önce Bjørn’un dudaklarındaki bardağa değiyordu. İstemsiz olarak, genç büyücünün gülümsemesiyle dudakları yanaklarına doğru kaymıştı. “Niye benimle paylaşmıyorsun öyleyse?” Çekici ses tonu, devreye girmişti. Kesinkes saçmaladığından emin olduğunda, bunun sebebinin genç adam olduğu gerçeği de düşüncelerine ilişmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimePerş. Nis. 12, 2012 3:29 pm


    Ne diyeceğini, ne yapacağını bilemez olmuştu. Birileriyle böyle konuşmalar gerçekleştirmeye alışıktı ancak karşısındaki her zaman bir kız olmuştu. Şimdi ise durum farklıydı. Elinde Bjørn'ün kahvesiyle, onun mavi gözlerine bakıyordu bir süredir. Bir iki gün önce onu öldürmeyi düşünürken, şimdi onunla şakalaşmak, biraz garip hissettiriyordu Conerus'a. Duygularının bu kadar hızla değişebildiğini hiç keşfetmemişti. Ayrıca önceden de hiç böyle hissetmemişti. Tek istediğinin, karşısındaki çocukla biraz sohbet etmek istediği olduğunu biliyordu ancak ne diyeceğini bir türlü kestirememesinin yanısıra, bir de utanıyordu. Bjørn de onun gibiydi, ama işte... hah, bu kadar utangaç olduğunu da fark etmemişti o ana kadar!

    "Bunu düşünmem lazım," diyerek aklına gelen ilk cevabı söyleyiverdi. Bu sırada gülümsüyordu tabii! Odanın köşesinde, tahtadan, uzun bir oturak vardı. Başıyla orayı işaret ederek, kendisi de oturağa doğru yöneldi ve çocuğun yanına yerleşmesini bekledi. Ne yapacağını bilmediği için, gözlerini elindeki büyük boy kahve bardağına çevirmişti ve üzerindeki yazıları tekrar tekrar okuyordu ve Bjørn'e dönüp, "Kahve için teşekkürler," diyip bardağı ona uzatmadan önce, kahve mağazasının adresini ezberlemişti. "Peki, tamam," diye başladı cümlesine, sessizlikten rahatsız olunca. "Bu kadar rahat olmayı nasıl başarıyorsun? Gryffindor cesaretini görüyorum sende. Ah, bende de olmasını dilerdim. Ama o zaman büyük ihtimalle Ravenclaw'a seçilemezdim tabii." Saçmasalak konuştuğunun farkına vardı neden sonra. O ileri-derecede-gıcık-edici iç sesine asıl şu an ihtiyacı vardı. Onun doğru ancak bir o kadar da sinir bozucu sözlerinin ona yardımı dokunabilirdi belki.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimePerş. Nis. 12, 2012 5:39 pm

    Genç büyücü, başıyla odanın diğer köşesinde duran uzun oturağı işaret etmişti. Gözleriyle, genç büyücünün işaret edip, yöneldiği yeri takip edip buldu. Ani bir hareketle yerinden kalkarken tahta zeminde tekrar yürümeye başladı. O kadar da uzun olmayan bu yürüyüşünün sonunda tahta oturağa, genç büyücünün yanına yerleşti. Şu yaklaşık bir metrelik yürüyüşünde hızlı bir karar vermişti. Bundan sonra düşünmeyecekti. Sadece içgüdülerinin onu nereye götüreceğine bakacaktı ve izin verecekti. Hayatında bir kez olsun, mantığını kenara bırakıp duygularıyla hareket edecekti. Çünkü karşılık alabileceği ihtimali doluşmuştu kafasının içerisine. Ve bu da onun için oldukça önemli bir şeydi. Sessizliği bozan taraf olarak teşekkür ederek kahvesini geri vermişti, genç büyücü. Kuruyan boğazından tekrar kahveyi aşağı doğru bırakırken, diğer insanlara gösterdiği, her zamankinin aksine içten ve büyük bir gülümsemeyle kendisine yöneltilen soruyu cevapladı. “Sanırım kişiliğimle alakalı, rahat olmamam gereken bir sebep yok.” Mavi gözlerini bir an için yere çevirip, gülümsemesini daha da genişleterek tekrar genç büyücüye dönüp “Beş sene önce Seçmen Şapka’nın da söylediği gibi bir Gryffindor’un cesaretini, bir Slytherin’in hırsını taşıyorsun evlat, ancak zekân hepsini ezdiği için Ravenclaw! sözlerini bitirdi. Tam genç büyücünün bir şeyler söylemesi için sessizliğe çekilirken bir şeyi fark edip hızla konuşmaya başladı. “Bence şu an ben hatırlatıyor olmasam adını söylemediğin aklına bile gelmeyecekti?” Bjørn, teknik olarak ismini söylemişti. O sırada genç büyücünün sinirlerini yerinden oynatmak ile meşgul olduğunu saymazsa tabi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimePerş. Nis. 12, 2012 6:14 pm


    Ah, Ravenclaw mı? Çocuğu bütün binalara uydurmuştu ancak Ravenclaw'ı nasıl unutabilmişti? Belki de o sıralar fazlaca sinirli olduğu için, o çocuğun zeki olma ihtimalini düşünmek istememişti. Gerçi Conerus'u sinir etmek için sarf ettiği o sözler gayet zekiceydi. Rahat olmamam gereken bir sebep yok. Peki ya Conerus'un rahat olmaması için bir sebep mi vardı? Hayır, tabii ki yoktu. Belki de bazı şeyleri halen atlatamamıştı ki bu gayet normaldi. Bunu tamamen kabullenmesi için biraz daha zaman gerekliydi elbette. Ve Bjørn'ün de bu konuda oldukça fazla yardımı dokunacağını düşünüyordu. Onunla yakın olmak istiyordu. Ve olacaktı. "Hell," diye cevapladı, Bjørn'ün sorusunu. "Aslında Conerus ilk ismim. Ama Hell diye hitap edilmesini daha çok severim." Gülümseyerek ekledi, "Beni daha iyi yansıtıyor." Aralarındaki konuşmanın samimi bir hava içerisinde geçmesi bile pek rahatlatmamıştı Conerus'u. Herhalde bu bir süre daha sürecekti. Sonra bir anda aklına bir fikir geldi. Konuşurken gergin hissedebilirdi belki ama bu, şarkı söylerken hiçbir zaman geçerli olmamıştı. Şarkı söylediğinde, kendini şarkıya odaklardı sadece ve sanki bu dünyadan ayrılırdı. Şu anda da bunun işe yarayabileceğini düşünüyordu. Şarkı söyleyeceğinin onun daha da rahatlatacağından emindi. Gözlerini tahta zeminin üzerindeki tozlara dikmişken, bir süredir mırıldandığı bir şarkının nakaratını söylemeye başladı:

    We can build a beautiful city
    Yes, we can; Yes, we can
    We can build a beautiful city
    Not a city of angels
    But we can build a city of man


    Nakaratı söyledikten sonra, sonunda gözlerini tahta zeminden çekmişti ve bir süredir ona baktığını düşündüğü Bjørn'e çevirmişti.


En son Conerus Hell Greyn tarafından Cuma Nis. 13, 2012 7:53 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeCuma Nis. 13, 2012 12:14 am

    Hell. Conerus’un daha güzel güzel olduğunu ve bunu bir ara bunu ona söylemek için kendisine hatırlatması gerekiyordu. Hiçbir şekilde ne yaptığını, ne söylediğini umursamaz bir şekilde öylece otururken hep sessizliği bozan tarafın Conerus olduğunu fark etti. Benimle konuşmak istiyor. Kafasının içerisinde yankılanan bu cümle, karşıya bakan mavi gözlerinin neşeyle gülümsemesini sağlamıştı. Kulağına gelen o hoş ses, soluna dönüp sesin kaynağını incelemesini sağlamıştı. Yüzündeki şaşkınlığı ve mutluluğu saklamaya çalışmadan bu iki duygunun çehresine yayılmasına izin vermişti. Şaşkındı çünkü Conerus’un şarkı söyleyebildiğini düşünmemişti ve bu şarkıyı seçmesini beklememişti. Mutluydu çünkü en az kendisi kadar hoş bir sesle tanışmış, üstelik düet başlangıcını yapmışlardı bile. Onun bıraktığı yerden, Conerus’un bakışları üstüne kaydığında söylemeye devam etmişti.

    Out of the ruins and rubble
    Out of the smoke
    Out of our night of struggle
    Can we see a ray of hope?
    One pale thin ray reaching for the day

    We can build a beautiful city
    Yes, we can; Yes, we can
    We can build a beautiful city
    Not a city of angels
    But we can build a city of man

    We may not reach the ending
    But we can start
    Slowly but truly mending
    Brick by brick, heart by heart
    Now, maybe now
    We start learning how


    Şarkının buradan sonrasını birlikte söylemişlerdi. Bazı bölümlerinde Conerus susuyor, bazı bölümlerinde Bjørn susuyordu. Şarkıyı çok sevdiğinden mi, kendisi kadar güzel söyleyen birisini bulduğundan mı yoksa onunla olduğu için mi karar veremeyerek ne kadar eğlendiğine şaşırdı. Arada şarkının ne kadar duygusal bir şarkı olduğunu unutup sırıtıyorlardı. Bu şarkı söyleme düşüncesi, dürtüsü nereden çıktıysa kesinlikle iyi olmuştu. Huzur buluyordu şarkı söylerken, bütün dünya ile ilişkisini kesiyor, sadece şarkıya ve içerisindeki verilen duyguya odaklanıyordu. Şuan biraz farklıydı. Aslında, tek bir fark vardı ve o da oldukça büyüktü. Conerus. Onunla beraber yapıyordu her şeyi. Kendilerini tamamen bambaşka bir boyuta sürüklemişlerdi, sadece ikisinin ve önlerine uzanan harika manzaranın olduğu bir boyuta.

    We can build a beautiful city
    Yes, we can; Yes, we can
    We can build a beautiful city
    Not a city of angels
    But we can build a city of man

    When your trust is all but shattered
    When your faith is all but killed
    You can give up, bitter and battered
    Or you can slowly start to build

    A beautiful city
    Yes, we can; Yes, we can
    We can build a beautiful city
    Not a city of angels
    But finally a city of man


    Şarkıyı bitirirlerken bir yerlerden yükselen alkış seslerini duymayı bekledi fakat tabi ki öyle bir şey yoktu. Sadece önlerindeki o manzara kaybolmuş, yerini tozlu odaya bırakmıştı. Yine de gülümsemeye devam ediyorlardı. Bu kadar kısa bir sürede, üstelik başlangıçları olabildiğince kötüyken birisine bağlanmaktan çekiniyordu elbette ama düşünmeyi bırakmıştı, ne olacağını anın akışına bırakıyordu. Mantığını bir nebze bile olsun kullanmak istemiyordu. Derin bir nefes alıp bu sefer de sessizliği bozan kişinin Conerus olmasına izin vermeyerek o işi kendisi yapmıştı. “Harikaydı. Bu kadar güzel şarkı söyleyebildiğini tahmin etmemiştim.”


Şarkı:


En son Bjørn Devereaux tarafından Cuma Nis. 13, 2012 6:45 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeCuma Nis. 13, 2012 8:09 am


    Şarkıya Bjørn ile beraber devam etmişlerdi; bu şarkı söyleme işinin Conerus'u gerçekten rahatlattığı ortadaydı. Ve Bjørn'ü de öyle. Onun sesine hayran kalmıştı; doğrusu onun şarkı söyleyebildiğini düşünmemişti, tıpkı Bjørn'ün de Conerus'un böyle iyi şarkı söyleyebildiğini düşünmediği gibi. Aslında, pek belli etmese de, en çok sevdiği şey şarkı söylemekti. Müzikallere bayılırdı ve genelde sürekli bir şarkı mırıldanırdı. Gizli bir sırrı da vardı. Evdeyken kimsenin duymadığından emin olunca bağıra bağıra Glad You Came söylerdi. "Ben de senin hakkında aynısını düşünmüştüm." Bu çocukta bir şeyler vardı; Conerus'u çeken bir şeyler ama ne olduğunu kestiremiyordu. İç sesi yine bir şeyler saçmalıyordu ancak ona kulak asmıyordu; artık, düşündüğünü direk söylemeye ya da yapmaya karar vermişti ve şu anda düşündüğü tek şey, karşısındaki çocuktan hoşlanmaya başlamış olma ihtimaliydi. Aslında şu kader olayını sevmişti; belki de nasıl biri olduğuyla başka türlü mücadele edecekti, eğer Bjørn ile tanışmasaydı. Ancak artık, tıpkı onun gibi olan biri vardı ve onun, kendisine yardım edebileceğini düşünüyordu Conerus. Ona bir şeyler söylemek istiyordu ancak ne diyeceğini bilemiyordu. Ah, hani anlaşmıştık? Ne konuşabilirlerdi ki? Gözleri çocuğun kahvesindeydi, uzanıp elinden aldı gülümseyerek ve bardakta kalan son kahveyi yudumladı. Kafeinden miydi bilmiyordu ama, "ne düşünüyorsan onu yap" kararını gerçekleştirmişti. Ve bir anda, kendisini çocuğa yaklaşmış, dudakları onun dudaklarıyla buluşmuş bir şekilde bulmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeCuma Nis. 13, 2012 8:26 pm

    Conerus’un gözlerinin, kendi kahvesinde olduğunu çocuğun cevabından sonra gözlerini çevirdiği yerden tekrar aynı gözlere sabitlediğinde fark etti. Birkaç saniye içerisinde ise parmaklarının tutunduğu kutu, yavaşça parmaklarının arasından kayıp el değiştirmişti. Conerus’un bardakta kalan son birkaç yudumluk kahveyi de yudumladıktan sonra vücutlarının birbirlerine yaklaştığını hissetti. Bunu dizine değen dizinden ya da odanın sıcaklığının daha da yoğunlaşmasından da anlayabilirdi. Bir kez daha yüzünde hissettiği o sıcak nefesle vücudunda bir hareketlenme olmuştu. Yüzünde hissettiği nefesin ardından dudaklarına yaslanan başka dudakları hissetmesinin arasında fazla zaman farkı yoktu. Dudakları, en son öptüğü gibiydi. Baştan çıkarıcı ve huzur vericiydi. Kahve tadı eşliğinde birbirlerinin dudaklarını emiyorlardı. Tatlı bir telaşla ritmi bozulan kalbini normal haline getirmek için burnundan normalin üstünde hava çekip ciğerlerini dolduruyor sonra boşaltıyordu. En ve uzunluk olarak büyük olan oturağın arkasında onu engelleyecek demirleri olmadığından sol bacağını diğer tarafa sarkıttı. Öpüşmeye ara vermeden, yavaşça yan dönüp boylu boyunca uzandı. Sırtı sert oturağa alışmaya çalışıyordu fakat tahta oturağın sert olması şuan önemsediği son detaydı. Üzerine doğru gelen bedenin sıcaklığını hissediyordu. Hatta vücut sıcaklıkları dengelenmişti. Sol eli, istemsiz olarak tutunmak isteyen bir yer ararken Conerus’un kafasının arkasındaki saçların arasından geçip avucunu kapatmıştı. Birkaç saniyelik duraksamayla konuşabilecek kadar geri çekilip nefes nefese sözcükleri dudaklarının arasından bıraktı “Bir öncesini saymazsak bu ilk gerçek öpüşmemiz.” Gayet rahat bir şekilde sözcüklerine gülümserken o sıcak ete tekrar geri dönerek öpüşmeye devam ettiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeCuma Nis. 13, 2012 9:30 pm


    Dudakları uzun bir süre ayrılmadı Bjørn'ün dudaklarından; o üzerinde oturdukları tahta oturağa uzanırken bile öpüşmeye devam etmişlerdi. Conerus, biraz önce yudumladığı kahvenin tadını Bjørn'ün dudaklarından alırken, Bjørn de ellerini, Conerus'un saçlarının arasına geçirmişti. Şu anda bunu yapıyor olduklarına inanamıyordu. Ancak bunu kendisinin istediğini biliyordu; çünkü Bjørn'ü o öpmüştü. Tanışmalarındaki o küçük öpücükten sonra, sıranın artık kendisine geldiğini düşünmüştü. Ayrıca o gün Bağıran Baraka'dan çıkmadan önce Bjørn'e hakaret ettiği için kendini kötü hissediyordu. Gerçi, Bjørn'ü biraz tanımışsa, bunu kafaya takmayacağını düşünüyordu. Öpüşmeye ara veren Bjørn olmuştu; Conerus onun söylediklerini dinlerken derin bir nefes almıştı ve sonra da dudakları, Bjørn'ün dudaklarındaki yerini almıştı tekrar. Conerus, üzerindeki tişörtü çıkartırken Bjørn de aynısını gerçekleştiriyordu; yine bir ara vermelerine sebep olmuştu bu ancak Conerus'un tişörtüyle işi bittiğinde dudakları bu sefer biraz daha kenara kaymıştı Bjørn'ün suratında. Sonra da boynuna kadar inmişti. Dudakları çocuğun boynunda dolaşırken, Conerus düşüncelerini bir kenara fırlatmıştı ve sadece, ne derler, anı yaşıyordu. Bu sefer iç sesini de duymuyordu, demek ki o da bu olanlardan hoşnuttu. Yani, Conerus'un gerçek kimliğini kabullenmesinden... evet, şu anda kelimenin tam anlamıyla yiyişiyor olmalarından değil tabii. Her neyse. Dudakları çocuğun boynundan da aşağı kayıp, vücuduna ulaştığında birkaç saniyeliğine durup nefes aldı ve kafasını kaldırdığında, Bjørn'ün mavi gözleriyle karşılaştı. Conerus, yüzüne hafif bir gülümseme yerleştiğini neden sonra fark etti ve dudaklarını çocuğun vücudunda dolaştırmaya devam etti. Konuşmayacaklardı; düşüncelerini bir kenara atacaklardı ve o an ne yaşamaları gerekiyorsa onu yaşayacaklardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeC.tesi Nis. 14, 2012 3:03 am

    Kalbinin ritmini, sol göğsünün altı hariç vücudunun her yerinde hissediyordu neredeyse. Odanın içi, sık nefes alıp verişleriyle ısınını bir hayli arttırmıştı. Conerus, üzerindeki tişörtü çıkartmak için dudaklarını, Bjørn’un kırmızı dudaklarından ayırdı. Bjørn da aynısını yapıp üzerindeki kırmızı tişörtünden kurtuldu. Conerus’un vücuduna bakıp istemsiz olarak dişlerini alt dudağına bastırdı. O tişörtün içindeyken bile çekiciyken, çıkarttığı zaman farklı bir manzarayla karşılaşmayacağına neredeyse emindi, şaşırmaması gerekirdi. Başta masumane başlayan daha sonra dakikalar geçerken şehvetle sarmalanmıştı öpüşmeleri. Ve sarmalanmaya, sarmalandıkça şiddetlenmeye devam ediyordu. Conerus, bu sefer dudakları yerine kenarına hedef almıştı tam da. Hatta asıl hedefi orası değildi. Yavaşça kaymasından da anladığı üzere daha aşağı gidiyordu. Boynunda duraksayıp, oyalanmaya koyuldu. Gözleri kapalı Bjørn, en zayıf noktasına ulaştığından habersiz Conerus’un boynunu şehvetiyle boğmasıyla kendisinden geçiyordu. Acaba kendisini ağırdan... Düşünmeyecektim. Gözleri açık olsaydı, çoktan onları devirmişti. Dudaklarının arasından kaçan sessiz, küçük ve şehvetle harmanlanmış iniltiler odanın içinde yankılanıyordu. Conerus, boynundan biraz daha aşağı doğru, vücuduna doğru kaydıktan bir süre sonra kafasını kaldırıp, ara vererek Bjørn’a gülümsemişti. Aynı içten gülümsemeyle karşılık veren Bjørn, Conerus’un dudaklarını tekrar vücudunda hissederken derin bir nefes aldı. Sol elini tekrar Conerus’un saçlarının içerisinde gezdiriyor, sağ eliyle pantolonunun düğmesini açıyordu. Düğmeyi, delikten çıkartıp fermuarı aşağı doğru asıldı. Conerus, tekrar ara verip pantolonunu çıkartma işleminin geri kalan kısmını hallederken, Bjørn de kendi pantolonunu çıkartmış, yere bırakmıştı. Sadece iç çamaşırlarıyla kaldıklarında ergenlik hormonlarının da yardımıyla çoktan sertleşmiş organı, şimdi daha belirgin duruyordu. Elini, önce Conerus’un göğsünde ve karın bölgesinde dolaştırıp parmaklarının ucunda kaslarını hissetti. Ardından elini aşağı, Conerus’un cinsel organının üstünde gezdirmeye başladı. Sol eliyle onu saçlarının arasından tekrar kendisine çekip öpmeye başladı. Parmakları, sertlikle oyalanırken içerisinde tekrar bir kıpırdanma başlamıştı. Her konuda daha fazlasını istediği gibi bu konuda da dürtülerinin farksız olduğunu fark etti.


En son Bjørn Devereaux tarafından C.tesi Nis. 14, 2012 9:45 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeC.tesi Nis. 14, 2012 9:19 am


    Dudakları çocuğun vücudunun aynı yerlerinde dolanırken, onun elinin pantolonuna doğru kaydığını fark etti; birkaç saniye sonra ikisi de iç çamaşırlarıyla duruyorlardı. Bjørn'ün eli, Conerus'un iç çamaşırının içine doğru uzanırken Conerus hissettiği dokunuşların etkisiyle birkaç saniyeliğine duraksamış, sonra da dudakları çocuğun dudaklarına yönelmişti tekrar. Elleri çocuğun vücudunda dolaşırken, diğer eli de çocuğun iç çamaşırına ulaşma çabası içindeydi. Derin bir nefes almak için öpüşmesine ara vermişti, bu sırada da çocuğun iç çamaşırını çekip çıkartmıştı. Kendisininkini de öyle. Sonra çocuğun vücudundaki yerini almıştı aleti; hareketleri yüzünden dudakları çocuğun dudaklarına ulaşamıyordu ancak dudakları birkaç saniye arayla Bjørn'ün boynunda gezinmeye devam ediyordu. Bu sırada ağızlarından istem dışı olarak çıkan iniltiler odayı doldurmaktaydı. Conerus zihnini boşaltmayı ve düşüncelerini kendinden uzaklaştırmayı başarabilmişti. İçinde oluşan kıpırtılar onun çocuğu daha fazla istemesini sağlıyordu; aslında bunun için o kıpırtılara gerek yoktu. Dudakları çocuğun dudaklarına ilk kez değdiğinden beri bir şeyler değişmişti zaten. Vücudu çocuğun vücudunun üzerinde hareket ederken, yüzündeki ter damlalarını fark etti. Bu yaptıklarından sonra pişmanlık duymayacaklarını umuyordu. Hareketleri yavaşlarken bir rahatlama hissetti ve Bjørn'ün vücudunun üzerine uzandı yorgun bir şekilde. Bunun nasıl bir şey olduğunu merak etmişti çocuğu öperken; pek bir farkı yoktu aslında, sadece Conerus bundan daha çok hoşlanmıştı. Bir şeyler söylemek istemişti, başını çocuğun göğsüne yaslarken. Ancak konuşmayacak kadar yorgun olduğunu fark etmişti sonra.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Sen böyle doğmuşsun. Empty
MesajKonu: Geri: Sen böyle doğmuşsun.   Sen böyle doğmuşsun. Icon_minitimeC.tesi Nis. 14, 2012 10:14 am

    Conerus’un ellerini iç çamaşırında ve vücudunda hissederken, dudaklarını da tekrar onun dudakları için aralamıştı. Nefes almak için duraksadıklarında, iç çamaşırı da vücudundan sıyrılıp, tozlu zeminde yerini aldı. Aynı şekilde Conerus’un iç çamarı da vücudundan çıkmıştı. Alıp verdiği derin nefeslerin arasında, fazla uzun olmadan bir zaman diliminde onu içerisinde hissetti. Eti, vücuduyla birleştiği saniyede acı, bütün vücuduna yayılmıştı. Dudaklarını ısırmış ama yine de diğer acıyı bastıramamış ve fazla yüksek olmayan bir çığlık bırakmıştı. Ama yine de durmasını istemiyordu. Durmamıştı zaten, yavaş yavaş hareket ediyor, Bjørn’un alışmasını sağlıyordu. Saniyeler geçtikçe biraz daha hızlanıyor, acısının hazza dönüştürüyordu. Pozisyonu ve hareketli olmasından dolayı Conerus’un dudaklarına değemiyordu. Ulaşmak istiyordu ama sadece avuçlarının içerisindeki yüzü ve saçlarıyla yetiniyordu. Birinin onları duymaları konusundaki endişesine aldırmadan, sık iniltilerine engel olmuyordu. Dakikalar sonra içinde hissettiği o sıcaklıkla ve hareketlerin yavaşlamasıyla derin bir nefes aldı. Yorgunluktan kolunu bile kaldıracak hali yoktu, tıpkı üzerine uzanan Conerus gibi. Üzerindeki ağırlığın o kadar da fazla olmadığı için şanslıydı. Conerus kilolu olsaydı bu yorgunlukla kesinlikle tam anlamıyla altında ezilirdi. Conerus’un kafası, göğsüne geldiğinde bir an da bütün hayatını değiştirmiş olması gerçeğini düşünüp, bunun da etkisiyle gülümsemişti. Normalde vücudundaki terlerden dolayı rahatsız olurdu ama şuan onu bile umursayamıyordu. Odanın ve Conerus’un sıcaklığıyla oturağa öylece uzanıp yorgunluğunun bir nebze olsun azalmasını bekliyordu. Birkaç dakika öyle durduktan sonra burnuyla Conerus’un kafasına dokunup hoş kokusunu ciğerlerine çekti. Sol parmaklarıyla Conerus’un saçlarıyla oynamaya başladı.

    Son.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sen böyle doğmuşsun.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Sihir Dünyası - İngiltere :: Hogsmeade :: Bağıran Baraka-
Buraya geçin: