Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Merak, başa bela.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimePtsi Nis. 09, 2012 6:39 pm


    Conerus Hell Greyn&Bjørn Devereaux

    ...

    Kız tam kaçacakken kolundan tutup duvara doğru savurdu onu. Kız, Conerus'u sinirlendirmesine ve kolunu kızın boynuna bastırıp onu bir süre nefessiz bırakmasına sebep olan bir çığlık kopardı. Conerus, kızın nefesini hissedecek kadar yakındı ona. Bir elinde asasını tutarken, sol koluyla da kızın boynuna bastırıyordu ancak fazla sert değildi bu sefer. Çünkü bir Hogwarts öğrencisini öldürüp Seherbazların peşine düşmesini istemezdi. Birilerinden kaçmaya pek meraklı değildi. Kaçmaktan nefret ederdi.

    Bağıran Baraka'da, üst katlarda bir yerdeydiler. Conerus, hangi katta olduklarını tam hatırlamıyordu. Çünkü kafa dinlemeye geldiği Bağıran Baraka'daki küçük odada, bir Hogwarts öğrencisi gördüğünde tepesi atmıştı ve kızı, o odadan çıkartarak, daha az sesin duyulacağı üst katlara doğru götürmüştü. Buna büyük ihtimalle sarhoş olması sebep olmuştu; çünkü onun tepesi asla atmazdı. Genelde sinir bozucu bir gülümseme takınır, kötü düşüncelerini içine atardı. Sinirlendiğini asla belli etmezdi ama bazen, alkolün ona böyle etkileri oluyordu. Şimdi, karşısında yaklaşık yarım saat işkence edilmiş bir Hogwarts öğrencisi duruyordu. O kadar ağır büyüler kullanmamıştı aslında; sadece birkaç kesik yapmıştı kızın vücudunda. O kadarcık.

    Conerus'un daha beter işkenceleri vardı. Ve bunu, kıza hatırlatmıştı. Çığlık atması halinde ona, eğlencesini bozmaya kalkıştığı için, hiç tereddüt etmeden bir Kadavra laneti savurabileceğini söylemişti. Ah, tabii ki yalandı! Conerus, o sürekli Seherbazlardan kaçan psikopat katillerden biri değildi. Ya da Azkaban meraklısı. Bağıran Baraka'nın küflü kokusunu derince soluması, öksürmesine ve bu da, elini kızın boynundan birkaç saniyeliğine çekmesine yol açtı. Bu birkaç saniye, kızın Conerus'un kollarının arasından sıyrılıp kapıdan çıkması için yeterli olmuştu. Minik bir kız olmanın faydaları işte!

    Conerus, kızın peşinden koşmaya başladı; merdivenlerden inerken birkaç büyülü söz söylüyordu ancak hiçbiri, hedefine ulaşamıyordu. O kızın hemen kaçmaması lazımdı; eğer yeteri kadar korkmadıysa ve Conerus'un onu kolayca bulabileceğini anlayamadıysa, hemen gidip bir profesöre konuşacaktı büyük ihtimalle. Ve o profesör de Hogsmeade'e birkaç Seherbaz yollayacaktı... sonra da al başına belayı! Kapıya ulaştığında, kız çoktan bahçe kapısından çıkmıştı ve hızla, Hogwarts yoluna doğru koşuşturuyordu. "Lanet olsun," diye mırıldandı Conerus. "Eğlencemin içine ettin, küçük kaltak." Eh, eğer düşündüğü gerçekleşirse, bir daha buraya kolayca gelemeyecekti Conerus. Birkaç küfür savurdu ve bahçe kapısına doğru yürümeye başladı. Buradan gitmesi lazımdı ancak bir şey onu bahçe kapısına birkaç adım kala durdurdu. Bir hışırtı. Ve buna neyin sebep olduğunu hemen anlamıştı. Hah, iyi mi? Şimdi, bir de bununla uğraşmak zorundaydı. "Bugün daha kaç Hogwarts öğrencisi lanetlerimden tadacak acaba?" diye bağırırken, sesin geldiği yöne doğru döndü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimePtsi Nis. 09, 2012 7:30 pm

    Boğazından, midesine doğru gitmeye devam eden kafein, bütün vücudunda dolanıyordu. Bütün günü kafeinsiz geçirmesi alışılmış bir şey değildi. Vücudu yavaş yavaş eski haline dönüyormuş gibi hissediyordu. İnce parmakları, kahve bardağını sıkıca kavrarken asasını siyah pantolonunun cebine yerleştirdi. Cüppeden kurtulup, üzerine kendi kıyafetlerinden geçirdiğinde kendisi gibi hissediyordu. Siyah ve mavi karelere ev sahipliği yapan gömleğinin alt tarafını sağ eliyle düzeltti. Rüzgârın sarı saçlarına ve kıyafetlerine uyguladığı basınçtan hiçbir zaman memnun olmayacaktı. Yine yalnız kalmak için arkadaşlarından ayrılması ve rüzgâra -tabi bu dışarıdan daha çok kendi kendine söyleniyormuş gibi görünüyordu -küfür etmesi onun hem yalnız hem deli gibi görünmesini sağlıyordu. Bilincindeydi fakat bunu zerre kadar umursamayarak yürümeye devam etti. Hem insanların kendisi hakkındaki düşüncelerini ne zaman önemsemiş ki? İnsanlar ve onların değerli sesleri dükkânlardan uzaklaştıkça uğultu kıvamında doluşuyorlardı kulağına. Kahvesini bitirmeye yakın, neredeyse sadece ormanın sessizliğini dinleyebildiği için huzurlu hissetmeye başlamışken bir çığlık işitti. Kafasını çevirdiğinde, düşüncelerinin içerisinde yüzerken daha önce orada olduklarını görmediği birkaç metre solunda kalan Bağıran Baraka’nın çitlerini fark etti. Sesin tizliğinden anladığı kadarıyla bir kıza aitti o çığlık. Hiçbir zaman kahramanımsı bir insan olmamıştır ve bundan sonra da olacağını sanmıyordu ama onun özelliklerinden birisi vardı ki çoğu zaman başına bela açıyordu bu. Yine de hala atamıyordu bu alışkanlığını. Ayakları, vücudunu istemsiz olarak bahçe kapısından, bahçeye sürükledi. Sesler duyuyordu, ne söylediklerini anlamak imkânsız gibi bir şeydi fakat kulağına ulaşıyordu. Binaya ön kapıdan girmeye cesaret edemeyerek binanın sol yönündeki köşeden dönünce hemen sağ tarafında kalan pencereden içeriyi izlemeye çalıştı. Koşarak dışarı çıkıyordu bir kız, çoktan uzaklaşırken arkasından binadan çıkan adam da arkasından söyleniyordu. Biraz daha rahat görebilmek için arkasından baktığı duvardan öne doğru ilerledi. Dikkatini başka bir şeye verdiğinden dolayı üzerine bastığı yeri görmedi, çok olmasa dahi gürültü oluştu. O sırada izlediği adam, bir şeyler söylemiş ve artık önünde onu saklayacak duvar olmayan Bjørn’a dönmüştü. Delici mavi bakışlarını adamın çehresine dikerek kısmen kendisine sorulan soruya cevap verdi. “Ve bunu yapabileceğinize sizi inandıran şey de?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimePtsi Nis. 09, 2012 7:54 pm


    İlerideki duvarın arkasından sarışın bir çocuk çıkıvermişti. Conerus, tahmininde yanılmamıştı. Son sınıfta olduğunu düşündüğü bir Hogwarts öğrencisiydi bu. Ah, söylediği o şeyden sonra Conerus onun, büyük ihtimalle bir Gryffindor olduğuna kanaat getirmişti. Cesur çocuk, diye düşündü. Ama bana kafa tutan insanları hiç sevmem. Asasını elinde, fazlasıyla ukalaca olan bir şekilde sallarken, çocuğun yanında bulunduğu duvara doğru yürüyordu. Bir ara etrafına bir göz attı ve başka meraklı miniklerin olmadığından emin oldu. Bunu görmelerini istemezdi çünkü. Çocuğun yanına yaklaştığında, onda herhangi bir korku belirtisi gözlemleyemedi. İyi bir oyuncu olmalıydı; bu kadar korkarken korkusuzmuş gibi görünmek, zor işti. Evet, diğer seçeneği düşünmek istemiyordu Conerus. Gerçi, bir Gryffindor ise, bu normaldi. Yani, cesur olmasından bahsediyorum. Ama belki de bir Slytherin falandı, ya da aptal bir Hufflepuff. Bilemiyordu Conerus. Slytherin ise, bu onun hoşuna giderdi. Çünkü o ukalaların ağlamalarını duymaktan büyük bir zevk duyardı. Üstünde de pelerini falan yoktu ki bu çocuğun, anlasın binasını. Ona göre zevk alırdı birazdan yapacaklarından.

    "Biliyor musun, senin gibi çocukları severim," diye başladı sözlerine. Sanki yaşça büyük biri gibi konuşmuştu; ayrıca konuşurken de asasının bulunduğu eli hareket ettiriyor, her an bir lanet savuracakmışçasına bir hava yayıyordu etrafına. "Onların çığlıklarını duymak bana ayrı bir zevk verir." Olabildiğinde sinir bozucu bir ses ve bir gülümseme takınmıştı. Başkalarına, kendisinin onlardan üstün olduğunu göstermeyi severdi. Biraz egoist biriydi anlayacağınız. Çocuğa biraz daha yaklaşmıştı bu arada. Tabii, asasını çocuğa yöneltmemişti. Hah, bahçede mi yapacaktı böyle bir şeyi? Elbette hayır! Böyle bir tehlikeyi göze alamazdı, özellikle az önce olanlardan sonra. Aslına bakarsanız, belki de buradan ne kadar erken ayrılırsa o kadar iyi olurdu. Ama önce şu çocuğun ağzının payının verilmesi gerekti. "Ve sen de birazdan, tıpkı az önceki kız gibi, ağlayarak koşacaksın." Duraksadı. "Ya da önce, kozlarımızı paylaşmaya ne dersin? Şu Hogwarts'taki eğitim artık pek iyi değil diyorlar! Bakalım dersini iyi öğrenmiş misin?" Boşta olan eliyle Bağıran Baraka'nın kapısını işaret ediyordu. Eğlence başlasın.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimeSalı Nis. 10, 2012 12:17 pm

    Kendisine doğru ağır adımlarla yaklaşan genç büyücünün gözlerine bakıyordu hala. İki elinin parmakları, kavradıkları kahve bardağını ağzına götürmesine yardım etti. Ilık kahve tekrar vücuduna giriş yaparken karşısında dikilmiş, asasını anlamsızca hareket ettiren genç adamın konuşmasını dinlemeye başladı. Evet, benim gibi çocukları seversin ama beni sevmezsin çünkü şuan sana rakip çıkmış durumda. Bir başkası tarafından işkence görme düşüncesiyle rahatsızca kımıldandı. Biraz önce koşarak uzaklaşan kızı hatırlayınca, en son isteyeceği şey olduğunu düşündü. Genç büyücü, sözcüklerle bunu tekrar dile getirince düşüncelerinde yine canlanmıştı biraz önceki kız. Kendisine gösterilen barakanın kapısına bakıp mavi gözleri tekrar genç adama dönerken suratına şu benhepinizdenüstünüm sırıtışını takındı. İnsanların ondan aşağıda olmasını ve onlara öyle hissettirmeyi seviyordu. Karşısındaki adamda da Bjørn gibi bundan hoşlanıyormuş gibi bir ifade vardı. “Birinin, siz yeni yetme yetişkinlere her öğrencinin, kendi öğrenciliklerindeki gibi acemi olmadığını anlatması gerekiyor sanırım.” Sırıtışıyla yer değiştiren dudaklarına kahveyi son kez götürüp yere doğru atarken barakanın kapısına yöneldi. Ayakkabısı tahta zemine değip, ilerlemeyi sürdürmüştü. Genç adamında tam arkasından tahta zemine adım attığını fark ettiğinde, asasını sağ eline alıp geriye döndü. Burada, bu genç büyücünün tam karşısında dikilmiş ne halt ettiğini bilmiyordu. Ona, kendisinin diğerlerinden farklı olduğunu kanıtlayacaktı. Hırs ve kendini kanıtlama arzusuyla asasını hedefine yöneltmişti. Bir Gryffindor’un cesaretini, bir Slytherin’in hırsını barındırıyordu vücudunda fakat Ravenclaw’a seçilmesinin nedeni ise bunların hepsini bastırıp, gölgede bırakan zekâsıydı. Sanırım sadece Hufflepuff binasından bir şey taşımıyordu. Haydi bakalım, göster gücünü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimeSalı Nis. 10, 2012 1:27 pm


    Çocuk asasını, ona yönelttiğinde Conerus, istifini hiç bozmamıştı. Yine o aynı sırıtış vardı yüzünde, ve asası da elinde, umursamaz bir şekilde duruyordu. Conerus, ilk onun başlamasını beklerken; çocuğun da ilk Conerus'un başlamasını istediğini fark etti. Aradaki mesafe yeterince açıktı; aslında üst katlara çıkmayı yeğlerdi çünkü buradan kolayca duyulabilirlerdi ama biraz önce bahçedeyken, etrafı kolaçan ettiğinde pek kimseyi görememişti. Birkaç Hogsmeade sakini vardı, o kadar. Onların da birer korkak olduğunu biliyordu ve bir şey duysalar ya da görseler de, ilk işlerinin tabanları yağlamak olacağından emindi. Karşısında duran sarışın çocuğun ukalalığı, Conerus'unkiyle yarışacak düzeydeydi ve bu, Conerus'u sinir ediyordu. Bir an önce ilk büyüsünü yapmak, onu yere sermek, ağlayışını ve kaçışını görmek, sonra da kahkahayı basmak istiyordu.

    Ve asasını kaldırdı, çocuğa yöneltti. Çocuğun söylediği ileri-derecede-sinir-bozucu sözleri dikkate almayarak, "Haydi bakalım, neler öğrenmişsin görelim!" dedi. Kolay seviyeyle başlamak istedi ve asasını hafifçe oynatarak, çocuğa bir Expelliarmus büyüsü yolladı. Ancak sonrasını, bir iki saat sonra pek kolay hatırlayamayacaktı. Çünkü, büyü hedefine ulaşmamış, yollayana, yani Conerus'a geri dönmüştü ve onu yere sermişti. Sersemlemişti. Ah, bu olayın böyle olmaması gerekiyordu. Bir Hogwarts öğrencisinin, "Heyyo, az önce bir kötü büyücüyü yere serdim!" diye ortalıkta dolaşmasını pek istemezdi. Her neyse, en azından Conerus'un ismini bilmiyordu. Bu onu rahatlatmıştı. Evet, itibarını fazla önemsiyordu ve zihni bu kadar bulanıkken aklı böyle şeylere çalışabiliyordu.

    Büyük bir hınçla ayağa kalktı Conerus. Aslında her an yere serilebilecekmiş gibi hissediyordu; çocuğun yaptığı savunma büyüsü her ne ise, güçlü bir büyü olmalıydı. Ama Conerus'un lanetlerini savuşturacak kadar güçlü olamazdı. Çocuğa yöneldi aynı sinirle ve yanına geldiğinde, asasını çocuğun boğazına dayayıp, dişlerini sıkarak konuştu: "Bizim meraklı miniğimiz neler de biliyormuş öyle?" Bir cevap bekledi; tıpkı diğerleri gibi, sinir bozucu birkaç laf. "Kolay bir büyüyü savuşturdun, ismin her ne ise. Ancak lanetlerimi savuşturmak az önceki kadar kolay olmayacak." Çocuğun cesaretini biraz kırmak için, bir kahkaha patlattı. Ama çocuğun, Conerus'un o an aslında neler hissettiğini, neler düşündüğünü bildiğini biliyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimeSalı Nis. 10, 2012 5:03 pm

    Gerçekten? O basit büyüyle Bjørn’u alt edebileceğini mi düşünmüştü? O kadar küçük, acemi duruyor olamazdı. İnsanların yapabilecekleri her türlü ihtimali Bjørn gibi düşünmediği için şaşırmamalıydı. Bjørn’un yaptığı savunma büyüsüyle yere düşen genç büyücü, hiç olmadığı kadar sinirli görünüyordu. Bir o kadar da dengesiz. Tekrar bir büyü yollasa emindi, onu tekrar yere sermek zor olmazdı. Hızla kendisine doğru geliyordu. Suratındaki egoist sırıtışı koruyarak genç büyücünün, asasını boğazına dayamasına izin verdi. Her şey hayal ettiğinden farklı gidiyor olmalıydı, onun için üzücüydü. Onun yerine kendisini koyduğunda, ne kadar sinirleneceğini düşünmeye çalıştı. Ne kadar tek tük sinirlendiği anlar olsa da, sinirlendiğinde her şeyi yakıp yıkma isteği uyanıyordu içinde. Ve bir şeyleri kırmadan da kolay kolay sakinleşemiyordu. Tüm bu empati olayları, genç büyücünün kahkasından ve Bjørn’un konuşmaya başlamadan hemen birkaç saniye önce olmuştu. “İsmim Bjørn, ileride Kıçımı Tekmeleyen Hogwarts Öğrencisi olarak anacağın için yardımı olacaktır.” Sağ işaret parmağını havaya kaldırıp hafifçe sarsarken eklemek istediği bir şey olduğunu belirtti. “Ah, ve lanetlerini savuşturmamın ne kadar kolay olacağını görmek ister misin?” Hala boğazına dayalı olan asayı sağ eliyle kavrayıp, ucunu aşağı doğru çekerken geriledi. Aralarındaki mesafeyi tekrar açmaya çalışıyordu, böylece büyülerini yapmaları daha kolay olacaktı. Yeterince gerilediğinde aynı anda asalarının uçlarından büyüler çıkmış, birbirlerini yere yuvarlamışlardı. Nasıl olduğunu asla çözemeyeceği yuvarlanması, genç adamın üstünde sonlanmıştı. Bedeninin, genç adamın bedeninin tam üstünde olduğunu beyninin algılaması beş saniyesini almıştı. Sıcak, güzel nefesini suratında hissederken o tanıdık hisle sarmalandı vücudu. Yabancıların, hatta yaşıtı olmayan bir erkeğin üstünde olmaya alışık değildi. Hele o yabancı biraz önce düello yaptığı biriyse. Ne yapıyorum ben? Kalk hadi! Niye işlemiyordu? Normalde bütün vücuduna hükmeden zihni, şimdi bir kavanozun içerisinden dışarıdaki birisine sesleniyormuş gibiydi. Sadece sesleniyordu, duyup duymadığından, cevap verip vermeyeceğinden emin olmayan bir şekilde. Çekilmeliydi. Vücudunu kontrol edebilmesi gerekiyordu. Ama vücudu sanki beyninden ayrı bir şeymiş gibi hareket etmeye başlamıştı. Kırmızı dudaklarını, birkaç santim ötesindeki dudaklara bastırmıştı. İki dudağının arasına yerleşen o ince dudağı hissettiğinde beyni hala bağırıyordu, fakat nafile.


En son Bjørn Devereaux tarafından Salı Nis. 10, 2012 6:57 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimeSalı Nis. 10, 2012 5:39 pm


    Çocuk tam Slytherin davranışlarını sergiliyordu; lafları, hareketleri... ama maalesef, yüzündeki masumiyet her şeyi bozuyordu. Büyük ihtimalle bir Huffle'dı; Sly ağabeyleri tarafından ezilmişti ve o da, başkalarına böyle davranmayı istiyordu. Yüzünün her ne kadar ukala görünmesini istese de, yapmacık olduğu çok belli oluyordu. Ya da Conerus, şu anda çocuğa çamur atmak için her halinde bir kusur buluyordu. Eh, ikinci ihtimal, şu durumda daha olasıydı. Çocuk düelloya devam edeceğini açıkça belli etmişti; Conerus'un asasını ittirerek gerilemeye başlamış ve asasını, Conerus'a yöneltmişti. O da aynısını yapmıştı; asasını çocuğa yöneltmişti ve "Acaba hangi büyüyü yapsam?" diye düşünüyordu. Bu sefer ona acı verecekti.

    Ancak, sonra olan oldu; yine yere serildi. Bu ikinci oluyordu ve Conerus, artık eskisi kadar güçlü olmadığını, öyle ki bir yeni yetmeye yenilebildiğini düşünmeye başlamıştı. Ancak, bu sefer bir şeyler farklıydı. Üstünde bir ağırlık vardı ve bu, az da olsa canını acıtıyordu. Acaba nasıl bir lanet uygulamıştı o çocuk? Ama sonra fark etti ki, üstündeki ağırlığın sebebi, o yeni yetmeydi! Doğrusu, çocuğun kalkmaya hiç niyeti yokmuş gibi görünüyordu. Conerus'un da başının yere çarpmasından dolayı, başında bir ağrı başlamıştı ve kafasını kaldıracak hali yoktu. Çocuk kafasını kaldırdı, Conerus onun kalkacağını düşünürken yüzünü, Conerus'un yüzüne yaklaştırdı ve... ah, orayı söylemek istemiyordu. Öpüşmüşlerdi. Conerus birkaç saniye ne yapacağını bilememişti; bunların hiçbiri hesapta yoktu çünkü. Ancak sonra ani bir refleksle başını geri çekmiş ve çocuğu itelemişti. Kaşları çatıktı ve artık o sırıtışı yoktu. Koluyla dudağını sildi ve asasını çocuğa yöneltti. Ancak bir şey yapabileceğini sanmıyordu. Bu kadar sinirliyken bile, evet. Tam ağzından birkaç kelime dökülecekken, engel oldu ve sessizce birkaç küfür savurarak, Bağıran Baraka'nın kapısından çıktı ve Cisimlenmeye hazırlandı. Bu sırada, arkasını dönüp, çocuğa bağırmıştı: "Bunu ödeyeceksin, homo."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
Nathan Charious
Ravenclaw V. Sınıf
Ravenclaw V. Sınıf



Mesaj Sayısı : 128

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimeSalı Nis. 10, 2012 7:37 pm

    Ne reddedilme duygusu, ne de homo kelimesinin içini acıtmasıydı bu. -Bir dakika, homo kelimesi onun içini hiçbir zaman acıtmadı ki. O, insanların kendileri hakkındaki düşüncelerini önemsemezdi.- Planlamadığı bir şeydi bu, aksine beyni gerçekleşmemesi için yalvarmıştı bedenine. Ama beyni, bir insanın neredeyse her şeyinin içerisinde olunca, sürekli onu kullanmaya alışınca ve bir anda işe yaramaz bir et yığını halini alınca, bocalamıştı haliyle. İşte içindeki buydu. Onu asıl etkileyen. Beyni, bedeni üzerindeki hâkimiyetini tekrar kazanırken işkence yapıyordu bedenine resmen. Fiziksel değil, ruhsaldı işkence. Beyni yüzlerce soru soruyor, binlerce cevap veriyordu. Yorulan beyni, biraz olsun kendisine gelmesine izin vermişti. Genç büyücünün, Bjørn’u itip, barakadan çıkarak cisimlenmesinin ardından neredeyse yirmi dakika geçmişti. Hala toz kaplı tahta zemine oturmuş boşluğa bakıyordu. Hala anlam veremediği o olayı düşünüyordu. Fiziksel çekimi hissedişini, vücudunun kontrolden çıkmasını, istemeden tanımadığı birisini öpmesini.. İstemsiz olarak dudaklarını dişledi. Genç büyücünün dudaklarının tadını hala alabiliyordu. Gözlerini devirip sessizce güldü. Kendisini sapık gibi hissetmişti bir saniye için. Büyük ihtimal o aptal yaratığı hayatının sonuna kadar bir daha görmeyecekti, en azından buna tutunabilirdi. Yavaşça ayağa kalkarken üzerindeki tozları temizlemeye yeltendi fakat hepsinin gitmesini sağlamak çok zahmetli olacaktı. Yarım metre kadar solundaki asasına doğru uzanıp yerden aldığında kıyafetlerindeki tozların hepsi temizlenmişti. Yaptığı kusursuz işi inceledikten sonra tahta zeminde ilerleyip ciğerlerini temiz havaya kavuşturdu. Havayı ciğerlerine bu sefer derin bir nefesle buyur etmişti. Kapının önünde sabitlenen vücudu, kıpırdamadan duruyordu. Etrafa bakınırken sol elini sarı saçlarının arkasına götürüp, saçlarının arasından geçirdi. Bir an avucunun kapatıp, saçlarını parmaklarının arasına hapsetti. Bu birkaç saniyelik düşünme süreci ona yetmişti. Daha fazla kafeine ihtiyacım var. Barakadan uzaklaşırken tekrar insan içerisine karışmaya hazırlanıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Conerus Hell Greyn
Cørn Cafe Sahibi
Cørn Cafe Sahibi
Conerus Hell Greyn


Mesaj Sayısı : 78
Kan Durumu : Melez.
Rp Partneri : Bjørn Devereaux.
Yaş : 27

Merak, başa bela. Empty
MesajKonu: Geri: Merak, başa bela.   Merak, başa bela. Icon_minitimeSalı Nis. 10, 2012 7:58 pm


    Bağıran Baraka'dan cisimlenip Knockturn Yolu olduğunu sandığı bir yere gelmişti. Cisimlenirken kafasında herhangi bir yer belirmemişti gitmek için; kararı asasına bırakmıştı. Knockturn Yolu'nu bilmiyor değildi, ama şu anda kafasını hiçbir şeye veremiyordu. Belki de Bağıran Baraka'da mahvedilen içki keyfine buralarda bir yerdeki barda devam edebilirdi. Keşke kafamı daha sert çarpsaydım da hiçbir şeyi hatırlamasaydım, diye düşünüyordu Conerus. Çünkü, orada yaşananlar, bir şeyleri tetiklemişti ve Conerus, onların ne olduğunu gayet iyi biliyordu; geri gelmelerini de istemiyordu. Tam kurtuldum demişken aynı şeyleri tekrar yaşayacak olması, önceki mücadelesinin bir hiç uğruna olduğunu düşündürttürüyordu Conerus'a. Şu anda içinde iki istek vardı: Birincisi, bir bara girip kafayı bulmak. İkincisi ise, sarhoş olduktan sonra Hogsmeade'e geri dönüp o çocuğu bulmak ve ona önce Creatus lanetiyle işkence edip, sonrasında da Kadavra lanetiyle öldürmek. Aslına bakarsanız, bir katil ve kaçak olmanın nasıl hissettirdiğini uzun zamandır merak ediyordu. Ve evet, sarhoş olmadan bunları yapamazdı.

    Ah, tabii ki hepsi yalandı! Conerus sadece, kafasını başka düşüncelere yönlendirmeye çalışıyordu; öyle olmadığına kendini inandırmak istiyordu ancak bu sefer bu mücadeleyi kaldırıp kaldıramayacağını kestiremiyordu. Sevgili ya da birlikte olduğu o kadar kızdan sonra, halen bunları hissediyor olması ne kadar da garipti, değil mi? Böyle doğmuştu ve bununla yaşaması gerekiyordu ancak o bu gerçeği kabullenmemekte ısrarcıydı. Ancak, Bağıran Baraka'da onu mutlu eden bir şeyler hissetmediğini söyleyemezdi. Yine de, gerçek kimliğini kabullense bile, bu o çocuğu öldürme isteğini yok etmeyecekti. Çünkü bunlara o sebep olmuştu; bir yeni yetme yahu. Bir Hogwarts öğrencisi, adı... Bjørn. Hatırlıyordu. Büyük ihtimalle bir Slytherin. Ancak Seçmen Şapka'yı kendisini o binaya sokması için ikna etmesi uzun sürmüş olmalıydı, çünkü Conerus halen onun aslında bir korkak olduğunu düşünüyordu ve ondan halen nefret ediyordu. Birkaç küfür savurdu yine, ve yan sokakta olduğunu düşündüğü bir barın yolunu tuttu.


    SON.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.aclikoyunlari.net
 
Merak, başa bela.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Sihir Dünyası - İngiltere :: Hogsmeade :: Bağıran Baraka-
Buraya geçin: