a little bit crazy

Konu: a little bit crazy Paz Nis. 08, 2012 9:01 am

" Haydi porsuklağrrrrr! " Lucio'nun görünüşü dağ aslanlarını aratmayacak cinstendi. Ağzında sosisli sandviçin hardalı, kafasında porsuk görünümlü şapka, elinde megafon ve kulaklarının içinde küçük şeker pancarları. İkinci dünya savaşının ortasında yolunu şaşıran sirk palyaçoları gibiydi. Ne yaptığını o da bilmiyordu aslında. Muggle dünyasında yaşarken Manchester United'ın hastasıydı. En büyük hayali holigan olmaktı. Şimdi ise çok daha zevkli bir spor öğrenmişti; çelimsizliğinden ve bencilliğinden ötürü takıma alınmasa da porsukların holiganı olmuştu. İşte bu her şeye değerdi; fakat fark etmediği bir şey vardı. Kendisini ne kadar dünyanın en iyi kelime bulucusu, en mükemmel şairi olarak tanımlasa da ezik ve embesil kavramlarının tam ortasında bir yerlerdeydi. BİZ PORSUKLAR HEP KAZANIRIZ. ÇÜNKÜ FASULYA YEDİ BUÇUK LİRA!

Bir anda tüm hufflepuff tribünlerinin susması kendisinden geçmiş çocuğu şaşırtmıştı. Yerine sessizce oturdu ve çaktırmadan etrafına baktı. Hepsi birden ona deliymiş gibi bakıyordu. En yakın arkadaşı Meadow bile ondan uzaklaşmıştı. Sanki onu tanımıyor gibi davranıyordu. Kendi binalarından, tanımadığı şişko bir ikinci sınıf öğrencisi yüksek sesle bağırdı. " Kim bunu buraya çıkardı? Onun yüzünden yenileceğiz! " Benim yüzümden mi? Seni aptal, şişko çocuk. Biraz daha burada kalırsan tribün yıkılacak! Lucio'nun tek söylediği, " İyi tezahürat yapmak suç mu oldu? " olmuştu. O sırada daha önce hiç görmediği, gözlerini kamaştıran bir kız holiganın bulunduğu bölüme çıktı. Ağzından savurduğu birkaç aptal ve hiç yaratıcı olmayan kelimelerin, diğerleri tarafından tekrarlanması onu şaşırtmıştı. Ardından gelen Hufflepuff'a 10 puan! ise ilk defa üzülmesine sebep olmuştu. Seni melek görünümlü şeytan! İn benim koltuğumdan. Sinirle kızın yanına çıktı. " Hey! Bana baksana sen. Ben buraya gelmek için yıllarımı verdim. Yıllarımı! "

Konu: Geri: a little bit crazy Paz Nis. 08, 2012 9:42 am

NE? Fasulye mi dedi?!

FASULYE!

"Birinin bunu kontrol altına alması gerek."

"YILANLAR TISLAMAKLA KALIR, PORSUKLAR BU MAÇI KAZANIR!"

"Bak fasulye çocuk, burda takıma moral vermeye çalışıyoruz, kendimizi rezil etmeye değil."

*Lütfen dünyanın en yaratıcı sözleriymiş gibi davranabilir miyiz? Ahaha.

Konu: Geri: a little bit crazy Paz Nis. 08, 2012 1:04 pm

Onu süzen güzel cadının gözlerine bakınca her zaman olduğu gibi şapşala dönüvermişti Lucio. Yine de sinirliydi. Yıllardır hufflepuff sorumlusu profesöre holiganlık için yalvarmaktan bir hal olmuştu. Şimdi ise nakil gelmiş, küçük, minicik, çıtı pıtı -aşırı güzel, aşırı tatlı, aşırı sempatik- kızın hayallerini elinden birkaç dakikada alması olacak şey değildi. " Bak fasulye çocuk, burda takıma moral vermeye çalışıyoruz, kendimizi rezil etmeye değil. " Fasulye çocuk? Ah, bu ne büyük bir hakaret. Bir kere fasulye bereket getirirdi. Fasulye de yedi buçuk lira olduğu zaman slytherine pahalı gelirdi ve maç bereketli olmazdı. CİDDİ MİSİNİZ? KİMSE ANLAMADI MI YANİ? Sinirle kafasındaki porsuk şapkasını çıkardı. Orada küçük kızlar gibi tepinmek, kızı yumruklamak, saçını başını yolmak istiyordu.

Koltuğuna tekrar oturup suratını astı. Belki mutsuzluğunu belli ederse ona şefkat gösterip, tekrar tezahürat etmesi için yalvarırlardı. Ama Lucio, asla kabul etmezdi. O çok... çok.. evet, gururlu biriydi. Kesinlikle gururlu! Maç hızla devam ederken kızın savurduğu "küfürler" -aman tanrım bu kız gima poşetlerinden çıkma tavuklar gibi- ve arkasındaki porsuk sürüsünün küfürleri oyuncuların daha da heyecanlanmasına neden oluyordu. Kollarını birleştirdi. Dudaklarını büktü. Nefret ediyorum, senin gibi tere yağının üzerindeki küçük, kara sineklerden! O sırada kız ona dönüp sinir bozucu bir şekilde sırıtınca dayanamayıp ayağa kalktı. Gurur mu? PÖH! Boş versene. " Beni dinleyin çocuklar! Bu kız benim kariyerimi çaldı. Biraz daha küfür ederseniz .. agh! " Kafasında kırılan şişe ile birlikte ne yapacağını şaşırıp demirlere tutunmaya çalıştı. Ah, hayır. Güneş ışığı geri gel! Bayıldığında her şey sessizleşmişti işte...

Konu: Geri: a little bit crazy Paz Nis. 08, 2012 1:37 pm

"BASTIRIN PORSUKLAR!"

Salak ama sevimli.

ÇAT!

"Seninle görüşeceğiz ufaklık!"

"Uyan bakalım holigan."

Konu: Geri: a little bit crazy Paz Nis. 08, 2012 6:14 pm

Ah! Bu acıttı ama.
Gözlerini hafifçe açtığında başında hissettiği korkunç ağrı dışında bir şeyler daha hissediyordu. Kızın gözlerine baktığında, o kadar fena olmuştu ki midesi ağzına gelmişti. Gözlerini hafifçe açıp kaparken kendisini kuş kadar hafif hissediyordu. Kızın yardımıyla ayağa kalktığında kafasında kırılan şişenin hesabını sormak ne kadar istese de nakil gelen güzelliğin yanından ayrılamadı. Ohh, harika. Ona baktığında zamanın durmasını istemişti. Hayatında çizdiği resimler, gitarı ve altılık birası dışında onu mutlu edecek nadir şeylerden gibi. Baharın ilk zamanlarında hissettiği o küçük mutluluk gibi. Çikolatanın tadı gibi. Lanet olsun, yine mi? Hayır, istemiyordu. Hayallerini elinden alan, kariyerini başlamadan bitiren bu lanet olası kıza aşık falan olmak istemiyordu.

Kafasını ovuşturarak kıza uzun uzun baktı. Yanaklarındaki pembelik o kadar hoştu ki? O anda, eğer sarhoş olsaydı kesinlikle kırmızı dudaklarına yapışırdı; fakat yapmadı. Bu işleri hızlı yapınca neler olacağını biliyordu. Bu kızlar çok çabuk sıkılıyordu. Hayal dünyası geniş, yakışıklı Lucio varken onu kas torbası beden eğitimi öğretmenleri ile aldatmayı seçiyorlardı. Eh, hayat adil değildi. Gözlerini kısarak kıza baktı. Daha adını bile bilmiyordu. Biraz garipti aslında. Çok kez yıldırım aşkına tutulmuştu, bu sefer ki biraz fazlaydı. Kısık ve sinirli bir sesle, " Elinde bayağı ağırmış küfürbaz. " dedi.

Konu: Geri: a little bit crazy Paz Nis. 08, 2012 7:25 pm

"Elin de bayağı ağırmış küfürbaz."

"Bu canı çok tatlı büyücümüzün adı nedir acaba?"

Konu: Geri: a little bit crazy Ptsi Nis. 09, 2012 1:51 pm

Aman tanrım, yoo hayır. Bunu yapmış olamaz. Lucio o kadar şaşırmıştı ki ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Gözlerini dört açmış, korkuyla kıza bakarken dünyanın en budala insanı gibi göründüğüne emindi. Kızın ona sarılmış olmasına inanamıyordu, kollarını beline dolamasına falan yani. Böyle şeylere alışık değildi pek. Yine de hiç istifini bozmadı. Kızın cilveli tavırlarına ve ona yönelttiği soruyu kısa bir an için görmezden gelip üstünü başını temizledi. Maçın uğultusundan dolayı kızın sesini pek duyamamış gibi yapıyordu. Taktik bir. İlgilenmiyormuş gibi davran. Ellerini cebine koyarken daha önce hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. ”Adım Lucio. İtalyanım. “

Tam on ikiden dostum! Bir kızı etkilemek için aslında hiç de gurur duymadığı uyruğunu söylemek ona her zaman artı puan kazandırırdı. Buongiorno, belle donne!Ah, İtalyan erkekleri. Oldukça romantik, esmer tenli, yakışıklı, baklavaları bol. Ah, o konuya girmeyelim. Lucio’da baklava yerine lokum var. Kızın gözlerinin içine baktığında tekrar hayatının en güzel şeyi ile karşılaştığını düşündü. Şunun gözlerine baksana. Hayır, hayır. O benim kariyerimi çaldı. Pis küfürbaz! Hafifçe öksürdükten sonra ellerini cebine koyarak karizmatik erkek tiplemesi yapmaya çalışıyordu. ”Öhöm, peki senin adın ne? Eh, adını sormak karizmasından bir şey kaybettirmezdi değil mi? Yine de kendisini bir aptaldan farksız hissediyordu. Pizzanın içine koyulan biberler gibi. Hep mantar ve sosisin gölgesinde kalmıştı.

Konu: Geri: a little bit crazy Cuma Nis. 20, 2012 8:53 pm

Kendisini nasıl bir şeyin içine sürüklüyordu acaba daha önce hiç konuşmadığı bir çocuğun kollarına atılırken? Carpe diem meselesini abartmaması gerektiğini yüzlerce kez içinden geçirirken ne yaptığını kestiremeyen ellerini saçlarının arasına dalarak onları daha da karıştırmaya isteksizce kararlı bir halde parmaklarını dolayıp duruyordu. Ailesinin ona davranışları ve evinden uzak oluşu onun psikolojisini etkileyerek böyle davranışları mı tetikliyordu yoksa? Ya da büyük ihtimalle en baştan beri böyle deliydi işte. Karşısındaki porsuğun ismini bahşetmesinin böylesine uzun sürüşü altında yatan nedenleri merak bile edemeden hareketlerinden bir şey çıkarabilecek mi diye incelemeye başladı. Yerden kalkar kalkmaz zaten berbat görünen kıyafetlerini nafile bir çabayla temizlemeye kalkması titiz olduğunu gösterirdi herhalde. Ellerini cebine yerleştirmesi sırasında takındığı tavır muhtemelen kendini daha fazla aptal duruma düşürmek istemediğindendi. İsmiyle birlikte uyruğunu da dile getiren büyücü tam olarak bu anda kızın ilgisini daha da üzerine çekmişti. Makarnaya bayılırım! Uçan spagetti canavarına inanan biri olarak makarnaya duyduğu sevgi hafife alınamazdı.

Büyücünün ağzından resmen cımbız ile kaptığı sözlerin değerini bilmesi gerekirdi belki ancak o sessiz ve sakin insanların iç bayıcı havalarından koşarak uzaklaşmayı seven bir cadıydı, konuşması gerekirdi! Mimikleri her dakika yeni bir duyguyla değişirken sonunda kendisinin adını sormuş olan çocuğa nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. "Liljana Doritsch." Slav kökenli biri olarak soyadının değişik kaçacağını biliyordu ama aksanına katlanabilen biri bunda zorluk çekmezdi. Gerçi bir kez daha malum cips markası ile özdeşleştirilirse ismini tamamen ona dönüştürecekti, böylesi herkes için daha hayırlı olurdu. Sessizliği bastırmak için bir şeyler söylemesi gerekirdi. "Fasulyeyi ve bleeding love şarkısını severim!" kendini tam bir ahmak gibi göstermek için sarf ettiği efor ile yaşayan en zeki büyücü olabilirdi büyük ihtimalle. Asla söylenmesi gereken yerde doğru sözleri bulamayan biri olarak buna bile şükretmek gerekirdi; en azından Titanic'teki Jack'e olan aşkından ya da Rose'a hissettiği nefretinden bahsetmemişti, henüz.

Bu rp benden Ayşin'e gitsin.

Konu: Geri: a little bit crazy Ptsi Nis. 23, 2012 9:04 am

Luluka Doris mi?! O da neydi öyle? Etrafta o kadar çok uğultu vardı ki kızın ne dediğini anlamamıştı; fakat isminin Luluka olmadığına emindi. Kesinlikle! Kızın gözlerinin içine baktığında içinde kıpırdayıp duran parazitler olduğunu sandı. AH HAYIR! SOLUCANLAR OLMASIN! Sanki bu kızdan sonra toprak solucanları Lucio'nun sevgili ve minnoş karnında parti veriyorlardı. Üst kattaki yaşlı ağız ise bundan oldukça rahatsızdı. Genç oğlan kusacak gibi hissediyordu. Kusmuk partisi! Bunu izin veremem. En azından birkaç dakika daha dayanabilirdi, belki. İki eliyle karnını tutmuş ve belini bükmüşken Up filmindeki yaşlı dede gibi gözüktüğünden yüzde yüz emindi. Bu sırada genç ve harika kız o beklemediği cümleyi söylediğinde ne yapacağını bilemedi. Böyle bir şey dediğine inanamıyordu. Tanrı Lucio ile oyun oynuyor gibiydi. BEEDING LOVE! O anda oturup ağlamak geldi içinden. Kıza olan geri dönülemez aşkı o kadar kesinleşmişti ki ilaç almış bir melankolik gibi hissediyordu.

" Rüyamda seni gördüm Luluka! Sen ve ben bir bardaydık, ben çok salak bir tiptim. Fötr şapka takıyordum ve şarkı söylüyordum. İ-Ğ-R-E-N-Ç! " Sonra kızın kollarından tutup onu etrafında döndürdü. Rüyasında gördüğü prenses o olmalıydı. Ne yazık ki o Lucio'yu değil, Jack'i seçmişti. Ama oradaki Lucio evrim geçirmiş bir psikopattı. İtalyan Lucio gibi derin ve hayalperest değil, tam aksine altılık bira şişelerini yanından hiç ayırmayan manyağın tekiydi! " Sen benim rüyamdaki kızsın Lulu! " O anda maçı falan düşünmüyordu bile. Hiçbir şey umurunda değildi. Tek düşündüğü saçma rüyasının içindeki saçma benliği ve onun yanında duran Luluka idi. Tabi birkaç rezil şey de hatırlıyordu. Midesi yine ağzına gelmişti. Regl olmak, ıyy.

Konu: Geri: a little bit crazy Ptsi Nis. 23, 2012 5:33 pm

"Jack hakkında söylediklerimin hepsini duymadın, değil mi?"

Konu: Geri: a little bit crazy Paz Nis. 29, 2012 11:50 am

Kesin bu da bir rüya değil mi? Değil mi? diye düşündü Lucio. O kadar korkuyordu ki karşısında duran kızın uçup gitmesinden. Bir anda hisleri ile başa çıkamayan, çişi gelmiş ya da seçimleri kaybetmekte olan bir politikacı gibi hissetti. Sanki Luluka, ona baay dedikten sonra uzaklaşıp gidecek gibi görünüyordu. Jack ile ilgili söylenenlerden bahsettiğinde dondu kaldı. Belki de o da aynı rüyayı görmüştü. Lucio'nun tüm rezilliklerinden haberdardı o zaman. Artık her şey bitmişti. Kız büyük ihtimalle bunu herkese anlatacaktı ve slytherinli ergenler, troll bilimi gibi üzerine çökeceklerdi. Luluka'da büyük ihtimalle 9gag beklerken, troll bilimi görünce şok olacaktı.

Ah, her neyse işte! Olan olmuştu değil mi? Yapacağı hiçbir şey yoktu. Tüm o karizması, pizza kulesi ve hamur işlerinden oluşan sempatik uyruğu hiçbir işe yaramayacaktı. Bu karşında dünya güzeli bir erkek beklerken, şanti bir tipin çıkması gibi bir şeydi. Tüm tedirginliği ile Luluka'ya bakarken kızın onu dürtmesi ile irkildi. Ay, burası oldukça sıcak olmuştu. Bir anlık skora baktığında yenilmek üzere olduklarını fark etti. Bir bu eksikti yani! Sonra kafasını tekrar kıza doğru çevirdi ve tüm gücüyle bağırdı. "AAAAAAAAA!" Amacı bu değildi aslında. Neden bağırdığını bile bilmiyordu; fakat bu kız rüyalarından çıkan bir zebani bile olabilirdi ki bu iğrenç bir şeydi. Birden şekil değiştirip Darth Vader oluverirse Lucio oracıkta kesin altına işerdi! Kızı sırtına aldı ve hızla tribünlerden yukarı doğru çıkmaya başladı.